Dün gece Mahir ile beraber uyuduğum yatakta yalnız uyanmıştım. Üzerimdeki bornozun belindeki ip çözülmüş üşümeme sebep oluyordu. Olduğum yerin tersine dönerek banyonun kapısına baktım, açıktı. Demekki Mahir aşağıdaydı.
Yatakta doğrulup ayaklarımı kenardan sarkıtıp biraz bekledim. Bedenim hala sarhoş gibiydi. Aslında o kadar çok sarhoş olmamıştım. Aldığım alkol sadece birazcık cesaretlenmeme sebep olmuştu. Derin bir nefes alarak ayaklandım. Bornozun önünü kapatarak banyoya ilerledim.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra işe gitmek için hazırlanmıştım. Bu süre boyunca Mahir'i hiç görmemiştim. Çalışma odasında da yoktu.
İşime yarayacağını düşündüğüm her şeyi içine doldurduğum çantamı omuzuma asarak aşağıya indim. Etrafta kimse yoktu. Savaş'ın odasına baktım boştu. Mutfağa girdiğimde Suna abla tezgahın üzerinde birşeyler ile uğraşıyordu.
"Herkes nerde?"
"Onlar bugün erken çıktı kızım. Kahvaltı hazırlayayım sana."
"Yok zahmet etme Suna abla ben de çıkayım geç kalacağım yoksa."
Evin kapısından çıktığımda ilk önce şaşkınlıkla bir an duraksadım. Neden bana haber vermedek çıkmışlardı ki? Korumalardan birine arabamın gelip gelmediğini sorduğumda; güvelik kulübesinin içindeki masanın üzerinden anahtarımı alıp bana uzattı.
"Arabanız garajda Deniz Hanım, isterseniz sizi gideceğiniz yere kadar bırakabilirim."
"Gerek yok, teşekkür ederim."
Odamın bulunduğu kata ulaştığımda sekreter masasında Duygu'nun olmadığını farkettim.
"Günaydın Tuğçe. Duygu yok mu?"
"Günaydın. Hastaymış biraz izinli bugün."
Başımı sallayıp odama doğru ilerlemeye başladım. Uyandığımda çok keyifliydim ama keyfimden eser kalmamıştı. Tamam birlikte olduk diye birbirine aşık bir çift gibi davranmamıza gerek yoktu ama bu yaptığı da hoş değildi. En azından uyandırıp çıkması gerektiğini söyleyebilirdi. Ya da ne bileyim mesaj atabilirdi.
Pişman olursam beni affetmeyeceğini söylemişti ama sanırım pişman olan kendisiydi. Düşüncelerim beynimi doldurmaya devam ederken masama oturup bilgisayarımı açtım. Programıma göz atınca 1 saat kadar boşluğum olduğunu görmüştüm.
Koridordaki kahve makinesinden acı bir kahve alıp terasa çıktım. Cebimdeki sigarayı çıkartıp dudaklarımın arasına koyduğumda gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.
Dün gece beraber duş aldıktan sonra birbirimize sarılıp uyumuştuk. Şimdi değişen neydi. Akmak için direnen gözyaşlarıma engel olmak için kafamı yukarıya kaldırdım. Derin bir nefes çekip kafamdaki düşünceleri uzaklaştırmaya çalışırken bir yandan sigaramı yakıyordum.
-----
Aradan geçen yaklaşık iki ay boyunca birbirimizle doğru düzgün konuşmamıştık bile benden resmen kaçıyordu. Sürekli eve geç gelip geldiğinde çalışma odasına gidiyordu. Bu sabah ondan daha erken kalkıp kahvaltı hazırlamıştım. Eskisi gibi olabilmek için her zaman çabalıyordum ama genelde çabalarımı görmezden geliyordu. Bugün görmezden gelmesine müsade etmeyecektim.
Odamıza çıkarak uyanması için koluna hafifçe dokundum.
"Ne var?"
"Kahvaltı yapalım. Savaşla beraber seni bekliyoruz."
Cevap vermeden kalkmak için hareketlendiğinde ben de aşağı inerek odasında beni bekleyen Savaş'ın yanına indim.
"Hadi bitanem mutfağa gidelim baban da gelir az sonra."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAN GEMİ
ChickLit"Bu koca şehrin kaldırımları, çıkmaz sokakları beni hiç istemedi." Bazı bölümlerde +18 sahneler olacaktır.