Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın~~
Kapı çaldı.
Kulağıma ulaşan kapı ziliyle titreyen gözlerimi kapıya doğru çevirdim, ama gidemiyordum. Saf korkuyu hissettim.
Elimdeki telefonu kırarcasına sıkıyordum. Canım acıdığı için ellerime baktığımda titrediklerini gördüm. Tüm vücudumu bir ürperme hissi kaplarken oturduğum yerden yavaşça ayağa kalktım. Bu sırada bir daha çaldı. Yavaş adımlarla kapıya ulaştım. Kapı dürbününden bakmak için parmak uçlarımı biraz kaldırdım ve gördüğüm şey beni dehşete düşürdü.
Sage akmış rimeli ile kapımda ağlıyordu.
Kapı kilidini açmak için elimi uzattığımda annemin mesajı aklıma geldi. Kapıyı açmadan konuştum.
"Kim o?" Sesim kısıktı ama duyabilirdi.
"Lex! Çok kötüyüm kapıyı aç lütfen." Lex mi? Bu takma adın kullanılmasını sevmediğimi liseden itibaren biliyordu. İçimde bir güvensizlik vardı.
"Lisede ilk hoşlandığım çocuğun adı neydi Sage?" eğer bunu bilirse kapıyı açacaktım.
"Ne saçmalıyorsun Lexi?" dediğinde ağlaması şiddetlenmişti. Dayanamıyordum ağlamasına ama annemin söyledikleri de aklımdan çıkmıyordu. "Aptal Jack şu an konumuz değil!"
Jack. Bilmişti. Kapıdaki iki kilidi de açarak kapıyı sonuna kadar açtım. Birbirimize koşup sımsıkı sarıldık.
"Neyin var? Ne bu halin!?" Korku ve endişeyle ona seslendiğimizde birbirimizden ayrıldık. Üstündeki gömleğine baktığımda kırış kırış olmuştu ve göğsüne kadar düğmeleri açıktı. Altındaki mini etek neredeyse beline çıkacaktı. Elini tutarak içerideki koltuğa götürdüm. Yüzüne endişeyle baktığımda mor ruju, dağılmış saçları, akmış gözyaşlarının erittiği rimeli... Korkuyordum. Taciz mi edilmişti? Hıçkırarak ağladığı için sehpanın üstündeki sürahiden bir bardak su doldurdum ve ona uzattım. Suyu kana kana içti. Biraz sakinleşmesini bekleyip konuştum.
"Ne oldu şimdi anlat bana." Sesimi sakin tutmak istiyordum, korktuğumu anlarsa sorun olabilirdi.
"Ben bir bok yedim." Ağlamasını arttırdı ama hıçkırmıyordu artık.
"Bana anlat Sage. Her zaman yanında olduğumu biliyorsun."
Biraz durdu, nefesini düzene sokup konuşmaya başladı. "Bölüm öğretmenim, Chris. Biliyorsun staj için nereye başvurabileceğimize o yardım ediyor. Ben sıranın en sonuna geçtim belki sohbet etme şansımız olur diye." dediğinde sanki kendini suçluyormuş gibi konuşuyordu artık. "Sıra bana geldiğinde ilk başta iltifat etti. Yüzümün güzel olduğunu, dersteki enerjimi beğendiğini falan söyledi." Artık elleri ile de oynuyordu. "Sonra bacaklarıma bakıp beni beğendiğini söyledi. Biraz utandım gitmek istedim, teşekkür edip gidecektim ki kolumdan tuttu ve beni öptü." Hıçkırarak ağlamaya başladı. Bir eğitimci tarafından tacize mi uğramıştı. Eğitim hayatını bitireceğim bu hocanın.
"Bitti bu hoca!" dediğimde ayağa kalkıp telefonumu aldım. "Gerekli her yere bildireceğim! Eğitim hayatı bitsin soysuz!" Ardı kesilmeyen küfürler ediyordum, Sage ayağa kalktı ve telefonumu elimden çekip aldı. "Ne yapıyo-"
"Karşılık verdim Lexi!" dediğinde şoka uğramıştım. Ya yalan söylüyorsa diye düşündüm. "Lanet olsun karşılık verdim ve o masanın üstünde seviştik!" İşte burada iş çığırından çıkıyordu.
"Bu ikinizin de isteğiyle olan bir şey değil mi?" Kafasını salladı. "Artık çıkıyor musunuz?" dediğimde dolu gözleri gözlerime ulaştı. Sessizce bir damla yaşını sol gözünden düşürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elysion: Yeraltı Cenneti
FantasyUçurumun ucu gözüküyor, ya atlayacaktım ya geri dönecektim. Atlarsam ölmeyecektim ama geri dönersem sürünecektim. Ölümüm bu diyarın sonu olur, benim huzurum onların kıyameti olur. Huzuru arayan her canlı sürgün edilmedi mi bu evrenden? Çünkü evren d...