Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın~~
Çünkü evrenler arasında zaman kavramı farklıydı.
Sabah uyandığımda sanki hiç uyumamış üstüne 10 kilometre koşmuşum gibi yorgun uyandım. Yatakta uzanmış tavanı izliyor ve dün gece gördüğüm şeyin ne olabileceğini düşünüyordum. Büyük ihtimalle Daphne birazdan gelir ve eğitime inmem için kıyafet seçerdi.
Aradan 20 dakika ya geçmişti ya geçmemişti, kapıma vurdular. Bağırarak gel dediğimde Daphne elinde bir tepsi serpme kahvaltı ile içeriye girmişti.
"Günaydın prensesim, uykunuzu iyi alabildiniz mi?"
"Neden böyle bir şey yaptın?" Hala yatakta uzanmış tavanı seyrederken konuşmam onu afallatmıştı. İlk defa bu kadar uzun süre sessiz kalmıştı, 10 saniye.
"Daha yemeğe bile bakmadınız nereden anladınız?" Ardından yalancı bir kahkaha sesi. "Yemek zorunda değilsiniz zaten testi geçtiniz. Onlara söylemiştim siz Athena'nın koruyucususunuz, sizi hafife almamalıydılar. Hem zaten kadehe zehir koymak, bence Tanrı Dionisos'un koruyucusu için bile fazla basitti. Neyse siz eğitiminize başlamadan ben bir tabak patates püresi ayırabilirsem getirmeye çalışacağım. Hadi kalkın size rahat deriler bulalım." Tahmin ettiğim bir başlangıçtı zaten, ama ben dün akşam yaşanan şeyi ilk eğitim sanıyordum. Daphne'nin boş boğazlığıyla bunu da atlatmıştım.
"Prensesim neden kalkmıyorsunuz?" hemen yanıma doğru ilerledi, elini alnıma doğru götürdü. "Hasta mısınız? Uyumamış gibisiniz de." Hemen ayağa kalktım ve bedenimi gevşettim.
"Sen derileri yatağın üstüne çıkart, ben yüzüme bir su çarpıp geliyorum." Üstümdeki transparan beyaz bralet ve iç çamaşırı ile yataktan çıktığımda Daphne benden başka her yere bakmaya başladı.
Banyoya girdiğimde aynanın karşısına geçtim, solmuş yüzüm ve morarıp torbalanmış göz altlarıma iğrenerek baktıktan sonra su ile yüzümü iyice ovaladım. Lavabonun yanında duran havlu ile yüzümü sildim. Tekrar aynaya baktığımda ise şok oldum. Göz altlarımdaki morluklar ve şişlerden eser yoktu. Ayriyeten yüzüme bir renk gelmişti.
Elysion'a neden cennetten bir parça dediklerini yavaş yavaş anlıyordum.
Dışarıya çıktığımda Daphne yatağın üstüne yeşil-siyah rengi birkaç parça deri bırakmıştı. "Üstünüzü giyinin ardından hemen saçlarınızı yapacağım. Odadan çıktığınız anda aşağıda olan koruyucular ve Bilge Efendi ile saraydan biraz uzaklıkta olan bir alanda eğitim görmeye başlayacaksınız. Cinler ve perilerin size eşlik etmesi yasaktır. Nasıl bir eğitim olacağını bilmiyorum o yüzden gelince siz bana anlatacaksınız. Büyük ihtimalle önce iyileştirme büyüsünü öğrenirsiniz." Ben yatakta otururken Daphne gidip getirdiği kahvaltı tepsisinden meyve bıçağını aldı ve parmağının ucuna küçük bir çizik atarak kanattı.
"Ne yapıyorsun Daphne?" Sorgular şekilde sorduğumda o uzun konuşmasına devam etti.
"Oraya gittiğinizde büyü bildiğinizi belli etmeyin ama yine de diğer koruyuculardan önde olun." Yanıma doğru geldi. "Şimdi size söylediklerimi işaret parmağınızı yaranın üstünde döndürerek tekrar edin." Sağ elimin işaret parmağını kaldırdım ve dediklerini tekrar ettim.
"Zémira Suliâ Monio"
"Zémira Suliâ Monio"
Söylediğim birkaç kelimeyi bitirir bitirmez parmağından akan kan tekrar içeriye doğru çekilmeye başlamıştı. Kan tamamen parmağına çekildiğinde kesilen deri yapışarak geride ufacık bir iz bıraktı.
"Harika! Çok güzel büyük ihtimalle size bir şeyler öğretmesem bile diğer koruyuculardan önde olurdunuz, çünkü herhangi bir büyüyü bir kere denemeden öğrenebilen çok az koruyucu vardır. Gerçekten harika! Sizden önceki Athena'nın koruyucusu hem çok saftı hem de hiçbir şeyi yapamıyordu, ukala ve şımarıktı. Onun cinine gerçekten acıyordum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elysion: Yeraltı Cenneti
FantasyUçurumun ucu gözüküyor, ya atlayacaktım ya geri dönecektim. Atlarsam ölmeyecektim ama geri dönersem sürünecektim. Ölümüm bu diyarın sonu olur, benim huzurum onların kıyameti olur. Huzuru arayan her canlı sürgün edilmedi mi bu evrenden? Çünkü evren d...