Şu an tek istediğim onun bana eziyet eden elleri ve içime girdikçe daha çok büyüyen, damar gibi atan erkekliğinin artık sonumu getirmesiydi. Bir hızlanıyor bir yavaşlıyordu ve bana bilerek zulüm ediyordu.
İnlemelerimi durduramıyor hatta daha ilerisi...
Beğenmeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın lütfen✨.
Okumaya başladığınız saati alalımm.
-No Time To Die- Billie Eilish-
Keyifli okumalar!
***
🔗
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Floresan ışıklarının sönmek için direnen cızırtılı sesleri boyunca, beyaz loş ışığın aydınlattığı boş otoparkta çıkan sert topuklarımın sesiyle arabamı bulmayı buldum. Koca otoparkta etrafıma bakarak yürüyordum, saat gece yarısını yeni geçmiş olmasına rağmen ortalıkta kimse yoktu. Soluma döndüğümde, farları açık Porsche Panamera serisinden cilalı siyah rengi karşımda tüm ihtişamı dururken memnun ifadem yüzümde ortaya çıktı. Vakit kaybetmeden siyahın süslediği güzelliğe doğru ilerleyip kapıyı araladım. Koltuğumun ayarını sonunda hallettikten sonra hırsla tüm gece saçımı tutan ve git gide artan saç tellerimin uyuşan hissiyatının rahatsızlığı ile tokayı çekip yan koltuğuma fırlattım.
Sarı tutamlar yüzüme dökülürken, arka koltuğa eğilip hazırlanmış kıyafetlerimi ve yanındaki kutuyu hızla aldım. Kutuyu yan koltuğa koyup kucağımdaki gamboçun fermuarını açarken aynı zamanda gözümle filmle kaplı ön camdan dışarıyı tarıyordum; mavi gözlü devin bir anda karşıma çıkma olasılığını unutmamam gerekiyordu. Onu hala çözmüş değildim; Kararsız hareketler, bir yakın bir uzak davranması, gereksiz yere uzun uzun bakması üstüne üstlük sorulardan kaçması, hem yer altında hem kariyerinde adına çıkan magazinleri hiçbir şekilde takmaması belki de umursamaması onun üzerindeki gizemi daha da arttırıyordu. Araştırmalarıma devam ediyordum, içimde gizlemiş olduğum merakın en ufak hatada aklımın her bir tarafını saracak kapanlarını kenara ittirmek giderek zorlaşıyordu.
Düşüncelerden sıyrılarak elimdeki elbiseyi gamboçun içinden kısa bir süre bir süzdüm, koltuğu iyice geriye ittikten sonra teker teker ilk önce ceketi ve büstiyeri çıkardıktan sonra pantolonu da sıyırdım bacaklarımdan. Elbise uzun olduğu için giymekte biraz zorlansam da en sonunda halledip ön aynayı çekip makyajıma göz gezdirdim. Torpidoya eğilip birkaç kurtarıcılardiye tuttuğum makyaj malzemelerinin bulunduğu kutuyu aldıktan sonra kucağıma koyup ilk olarak fondöteni kaptığım gibi göğüs kafesimde hafiften belirginleşen morluğun üzerine döküp güzelce yaydım. Çantamdan çıkardığım kırmızı rujumu tazeledikten sonra kıyafet kılıfını tabiri caizse arka koltuğa fırlatıp tüm ilgimi kutuya odakladım, iki yandan da tutarak önüme aldım ve dışını incelemeye başladım.
