1

203 22 53
                                    

Pek fazla Rinney kitabı yok, bende kendim yazdım.

Burada Finney Grebber'i öldürdü ve şuan Gwenle birlikte dışarıdalar.

İyi okumalar.

******************************************

Finney omzundaki battaniyeye daha da sarılarak etrafta koşuşturan kişileri izliyordu, herkes farklı bir şey için koşuyordu. Oturduğu yerden kalkıp etrafa, az önce çıktığı yere baktı. Orada tam üç gün geçirmişti, kabus dolu üç gün. Diğer çocuklar olmasaydı belki de orada daha çok kalacaktı, Billy onu uyarmasaydı neredeyse üst kata çıkacaktı mesela. Kafasını sağa sola sallayıp bu düşüncelerden kurtuldu, her şey geride kalmıştı,bir şey hariç Robin.

Gözleri dolarken bir kaç kez kırpıştırıp geri yolladı, Robin onun ağlamasından hoşlanmazdı. Gözüne binadan çıkartılan ceset takılınca yüzünü buruşturdu, kanının kaynadığını hissediyordu. Robin'in ve diğer beş çocuğun ölüm nedeni, Albert Shawn. Boynunu kırmıştı, ama yetmiyordu tekrar ve tekrar onu diriltip tekrar öldürmek istiyordu.

''Hala hayatta!'' Duyduğu şeyle hemen kafasını diğer tarafta kalan tuğla binaya çevirdi, üstü başı toprak içinde olan bir adam binanın kapısında durmuştu. Bütün vücudunu oraya çevirdi, o az önce yaşıyor mu demişti?

''Çocuklardan birisi hala hayatta! Robin Allerano hala hayatta!'' Yere çakılmış gibi hissediyordu. Her şey yavaşlamıştı, bütün sesler uğultuluydu. Yanından koşarak geçen sağlık görevlileri, Gwen'in onu sarsması, babasının endişeli sesi, her şey uğultulu ve yavaştı. Kendine geldiği zaman Robin bir sedye ile ambulansa götürülüyordu. Yanağında hissettiği sıcaklık daha sonra fark etmişti, Gwen ona suçlulukla bakıyordu.

''Özür dilerim Finney.'' ''Sorun değil Gwen.'' Gözleriyle önce giden ambulansı izledi,daha sonra battaniyeyi atarak babasına koştu. ''Baba lütfen peşinden gidelim!'' Finney babasından hala korkuyordu, ama kendinde bir anlık cesaret bulmuştu. Terence giden ambulansın arkasından bir süre baktıktan sonra oğluna döndü, Bu bakışlar Finney'in ürkerek geri gitmesine sebep olmuştu.

Terence önce oğluna baktı, pişmanlık vardı bakışlarında. ''Gwen.'' E-efendim baba?'' Terence hala Finney'e bakarken ''hastaneye gidiyoruz tatlım.'' diyerek iki çocuğunu da alarak ambulansın gitti hastaneye götürdü.

Finney yarım saattir hastanede bir kenarda oturmuş, Robinden gelecek en küçük umut dolu haberi bekliyordu. Her şey rüya gibiydi, Robin onunla konuşarak bunun son arama olduğunu söylemişti, ama şimdi ölmediğini öğreniyordu. Kafasını çevirip yanında oturan kız kardeşine baktı, ellerini birleştirmiş dua ediyordu.

Gülümseyip kolları arasına aldı kız kardeşini, sadece bir kaç saat önce ölümle burun burunaydı, şimdi kız kardeşinin kollarında. ''Seni bana geri verdiği için Tanrıya sonsuz şükürler olsun Finney.'' Finney Gwen'in kahve rengi saçlarını okşadı, annesinden sonra Gwen için en önemli kişi kendisiydi ve bunu iyi biliyordu. Gwen onuda kaybetseydi dayanamazdı.

''Git elini yüzünü yıka Gwen.'' Gwen kahve rengi gözlerini ona çevirip göz yaşlarını sildi ''Ama finney...'' ''Babam burada merak etme, hem o artık ölü.'' Gwen gülümsedi,abisiyle gurur duyuyordu. 

Finney doktoru görünce hemen atılmıştı ''Durumu nasıl doktor?'' Bir an için yutkunamadığını hissediyordu. Doktor maskesini çıkarıp güven verici bir sesle ''Merak etmeyin, iyi ancak...'' Finney yutkundu ''Ancak..?'' ''Komada'' Finney birkaç adım geriledi, Robin? Koma?

Gözlerinden yaşlar akarken babasını arkasında hissediyordu, bir dakika bile düşünmedi. Arkasını dönüp babasına sıkıca sarılarak ağlamaya başladı, Terence oğluna destek olmak için sırtını sıvazlamaya başladı. ''Teşekkür ederiz doktor bey.'' Doktor kafasını sallayıp giderken Gwen koridorda görünmüştü, önce giden doktora sonra Finney'e baktı, anında koşarak Finney'in yanında bitmişti. 

''Finney ne olu?'' Finney hıçkırıklarının arasında ''Robin komada'' Diyebilmişti zorlukla. Terence üzgün ifadesiyle oğlunun sırtını okşamaya devam ediyordu, pişmanlık duygusu onu yiyip bitiriyordu. Gwen babasının kollarından üstünden abisine sarılarak teselli etmeye başladı, abisinin Robin'e olan düşkünlüğünü çok iyi biliyordu.

Abisinden ayrılıp ellerini birleştirdi ''Yüce Tanrım, sen Robin'i kurtar lütfen. Abim, Finney onsuz çok mutsuz olur.'' Ellerini hala birleşik tutarken hıçkıra hıçkıra ağlayan abisine baktı Gwen ''Amen...''

*****************************************************

Bölüm Sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Black phone izleyeli çok zaman olmadı ama bu ikisini gerçekten shipliyorum o yüzden yazdım.


A real man never leaves his ''Friend'' behind/RinneyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin