uyarı: angst. cheating.
Küvetten çıktığında tek düşünebildiğin doğruca yatağa girip güzel bir uyku çekmekti. Tüm günü Sif ve Thor'la antrenman yapmakla harcadıktan sonra biraz dinlenmeyi hak ettiğini düşünüyordun, arena dövüşlerinin yaklaşmasıyla artık her gün durmaksızın çalışmaya başlamıştınız. Her ne kadar Odin'in manevi kızı olduğundan ötürü başta Frigga ve diğer saray halkı bu tür etkinliklere katılmanı doğru bulmasa da, katılacak arkadaşların ve Thor'la alıştırma yapmak hoşuna gidiyordu. En azından tüm gün boyunca boş oturmuyordun.
"Leydim, eğer başka bir istediğiniz yok ise.." Banyonda sana yardımcı olan hizmetli geri çekilirken onu onayladın. Normalde kendi başına altından kalkabileceğin işlerde yardım almazdın, ancak doğru dürüst dövüş eğitimi görmemiş bir saray leydisi olarak tüm gün Sif'in darbelerinden kaçınmaya çalışmak seni bitirmişti. Suya girerken bacaklarının nasıl titrediği göz önünde bulundurulursa tek başına temizlenemeyeceğin kesin olarak söylenebilirdi.
Saçlarını cadılar tarafından büyütülmüş ve seni de kendisi gibi büyütmüş Frigga'nın öğrettiği büyüyle hızlıca kurutup bukleler halinde omuzlarından bırakırken bir yandan da geceliğini üzerine geçirdin. Tez adımlarla seramik banyodan yatak odana geçerken, gözlerin biraz sonra seni hayal alemiyle buluşturacak olan yatağını arıyordu. Kaz tüyü yastıkların çevrelediği pofuduk döşekle bedenini buluşturmak için can atıyordun.
Ama sonra,
Onu gördün.
Odanın bir kısmını boylu boyunca kaplayan devasa camların önünde durmuş, bahçenin ilerisinde başlayıp sonsuzluğa uzanan denizi izliyordu. Üzerinde gece cübbesi vardı. Yeşil, ince kumaş yer yer vücudunun parıltısını gözler önüne sererek bedenini kaplamıştı. Geldiğini duyduğunda gözlerini dışarıdan alıp camın yansımasına çevirdi. Artık göz gözeydiniz.
"Burada ne yapıyorsun?" Derken sesinin titremesine engel olamadın.
"Hazırlanman uzun sürdü."
Cevap vermeyi reddederek yatağına doğru yürüdün ve üzerindeki örtüyü kaldırarak içine girdin. Gözlerini kapattığında örtünün üzerinden çekilmesini bekliyordun, ama bu kadar çabuk gerçekleşeceğini düşünmemiştin. Saniyeler içinde kendini seni kaldıran adamın kollarında bulduğunda geri çekilmek için herhangi bir efor sarfetmedin bile.
"Bana borçlu olduğun bir açıklama yok mu, aşkım?" Saçlarını omuzlarından ittiğinde ona baktın.
"Sana hiçbir şey borçlu olduğumu sanmıyorum."
"Her gece yatağına girdiğin adama evleneceğini söylemeyecektin yani? Hem de evleneceğin kişi ağabeyimken." Yumuşak ve rahatlatıcı sesi git gide kızıştığında hafif alaycı tavırlarından iyice rahatsız olduğunu farketmiştin.
"İlk olarak, Loki, yarın zaten saray halkının kalanıyla öğreneceğini ümit ediyordum. Ayrıca Thor'un kardeşin olduğu gerçeğini kabullendiğini bilmiyordum. İnan bana duysa çok sevinirdi, bir ara bahsetmeye ne dersin?" Ağzını kapalı tutamadığın için kendini suçlayamadın bile, karşındaki adama karşı sessiz kalmak son derece imkansızdı.
"Hiçbir şeyi kabullenmiş değilim. Ve Thor'a kardeşliğimizden öte bahsetmem gereken meseleler olduğu çok açık. Müstakbel karısıyla çok yakın bir zamana dek yatıyor olduğum gibi."
Yüzüne karşı öfkeyle solumasına izin verdin. Sinirini atabilmesinin en iyi yolunun sana bağırması ya da seni cezalandırması olduğunun bir süredir farkındaydın. Gidip ailesiyle konuşmasından ve mevcut itibarını yerle bir etmesindense sabahları acılarla uyanmak senin için daha uygundu.