1. Bölüm

330 46 20
                                    

Sessizlik... Koyu bir sessizlik. İnsan kulağının algıladığı bu frekansların renkler gibi tonu olur mu bilmem ama o anlarda duyumsayabildiğim şeyleri ancak böyle tarif edebilirim. Koyu, derin bir sessizlik.

Duyularımdan ilk canlılık faaliyeti gösteren kulaklarım bana yeraltının büyük dehlizlerinde bulunduğum hissini veriyordu. Bana bunu düşündüren şeyin ne olduğunu açıklayamıyordum. İstemsizce yaptığım mekan tahminimin gerçeğiyle olan benzerliğini daha sonradan göz önüne aldığımda, önsezilerimin ne kadar da kuvvetli olabileceğinin farkına varmıştım. Şimdilik dikkat edemediğim bu ayrıntının şu an için bir önemi yoktu. Nasıl bir yerde olduğumu anlamadan önce, nasıl bir pozisyonda uyuyakaldığımı görmek beni şaşırtmıştı asıl. Gözlerim hâlâ kapalı olmasına rağmen çıplak bir zeminde, çırılçıplak bir şekilde yattığımı hissedebilmiştim. Vücudum, buz gibi zeminde kaskatı uzanıyordu. Nasıl olmuştu da böyle bir düşüncesizlik gafletinde bulunabilmiştim? Kendimi hemen bu sapkın halden kurtarmak için harekete geçmeye çalıştım. Göz kapaklarımı derin uykudan uyandırmak için kaldırmayı denediğimde, tepemde gözlerimi kör edercesine parıldayan bir ışık huzmesi gördüm. Üzerime çöken yorgunluğu umursamaksızın yattığım yerden hareketlenmeye yeltendim. Ellerimle yüzümü örterek, tepemde duran ışığın gözlerime vuran şiddetini önlemek için bir hamle yaptım. Işığın şiddetiyle yorulan gözlerimi dinlendirmek maksadıyla yüzümü yere doğru döndüm. Aldığım derin soluklarla kendime gelmeye çalıştım. Üzerimdeki halsizlikten dolayı yerden kalkmak için çabalamayı kesip, kafamı yere gömdüm. Hissettiğim soğuktan ötürü ani bir hareketle başımı yerden kaldırdım. Göz kapaklarım ağır ağır hareketlendi ve bulunduğum yerle görsel iletişime geçmeyi başardım. Nefes alış verişlerimi ve artan nabzımın sesini duymaya başlıyordum. Görebildiğim tek şey tuvalet taşlarını andıran beyaz taşlarla döşeli çıplak zemindi. Bilincim yavaş yavaş yerine gelse de, en son neler olduğunu ve neden burada çıplak halde uzandığımı kavrayabilmiş değildim.

Yaklaşık on beş saniye boyunca sırtüstü uzandığım yerde kafamı zemine dik tuttuğum için boynum ağrımaya başlamıştı. Ellerimle minder görevi görerek, başımı üstüne oturtacak konumda hizaladım. Soğuğa alışmışlığın ve yorgunluğun getirdiği tembellikle salına salına kafamı ellerimin üzerine götürerek uzanmaya devam ettim. Gözlerimi, bulunduğum ortama alışamadıklarından dolayı kapadım ve düşünmeye başladım:

"Ne oluyor bana böyle? Bunlar da neyin nesi?" diye geçirdim içimden.

Hissettiğim bu üşümeyle vücudumu bir titreme sarmıştı. Isınabilmek maksadıyla bedenimi fetüs pozisyonuna sokup, ellerimle bacaklarımı sarmaladım. Yüzüm üşümesin diye de başımı yan çevirip, kafamla yerin temasını saçlarımın üstüne olacak şekilde ayarladım. Bunları yaptığım sırada gözlerimi açacak enerjiyi bulamamıştım hâlâ. Neydi bu saçmalıkların hepsi? Niye bu pis kokan yerde uzanıyordum ve üstelik üstümde bir elbise dahi yoktu? Bu pis koku da neydi böyle? Başta, lağımı andıran bir koku olarak ayırt etsem de bu daha başka bir kokuydu. Bildiğin bok kokusundan daha ağır bir şeydi. Ne olabilirdi ki? Bunları öğrenmek için hemen tembelliği bırakıp kalkmam gerekiyor. Umarım bu hissettiklerim kötü bir kabustan ibarettir.

Gözlerimi yavaş yavaş açmayı deniyor; öbür yandan ellerimle, yattığım yerden doğrulup etrafımı görmeye çalışıyordum. Tepemde yanmakta olan ışık adeta gözlerime karşı savaş ilan etmişti. Neyse ki kendimi bu durumdan kurtarabilecek adımı atmayı başarmıştım. Bağdaş pozisyonda oturup, gözlerimle ışığın direkt temasını kesecek şekilde başımı yere doğru eğmiştim. Kahrolasıca soğuk tekrardan bedenimi etkileyerek beni bir daha titretmişti. Bunun üzerine ısınabilmek için bacaklarımı dikleştirip kollarımla sıkı sıkı tutundum.  Biraz soğuğa alıştıktan sonra gözlerimi ovuşturdum ve etrafıma baktım. Bir an için köreldiğini hissettiğim görme yetimi neyse ki çok geçmeden kazanmış ve yavaş yavaş gözlerimi bu ortama alıştırmıştım. Fakat gördüklerim, benim için pek iç açıcı şeyler değildi.

ODAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin