"Senin burda işin var?"
"Görevimin başındayım efendim. Siz burda ne yapıyorsunuz?"
"Ben şey......öyle oturuyordum merdivenlerde. Acayip rahat şimdi para vermişler nasıl olsa." Hem fısıldıyor hem de Ali yi hafifçe göğsünden iterek yukarı çıkartmaya çalıyordum. O ise bana değil göğsündeki ellerime bakıyordu. Ne yaptığımı yeni fark edip hemen geri çektim.
Niye çektin elini salak? Az daha elleseydin!
İçimdeki fesatlık susmazken onu çoktan odama getirmiştim. Onu odama getirmiştim! Tövbe bu adam bana sapık gözüyle bakmaya iyi artık.
"Noldu?" Kaşlarımı çattım. Nereye noldu?
"Ne noldu?"
"Odanıza getirdiniz ya efendim."
"Haa duyucaklardı bizi o yüzd-" yüzüme dikkatlice bakınca cümlemi yarıda kestim. Aha sıçtık.
"Siz konuşmaları mı dinliyordunuz?" Bunu o adama söylerse sonumuz kötü olurdu.
"Saçmalama nerden duyuyorsun bunları! Yalan yanlış şeyle seni dolduruyorlar. Hep internet yüzünden böylesiniz siz. Bozuyorlar sizi. Hem ne uyuşturucusu bu devirde uyuşturucu mu kalmış. Hep onlara özeniyorsu-"
"Ne uyuşturucususu?"
"Ne?"
"Uyuşturucu dediniz." Evet dedim hay benim ağzıma. Sonuna kadar inkar pes etmek yok!
"Ne dedim."
"Uyuşturucu."
"Yoo demedim."
"Az önce dediniz ya!" Dedi bağırarak.
"Sen az önce uyuşturucu dedin asıl. Bana niye bağırıyorsun be! Hem patronunun ne sattığını sen bilmiyor musun? Bana niye soruyorsun halla halla."
Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı. Adamı da delirttim ya ben daha kendime ne diyim artık.
"Tamam demiş olabilirim. Ağzımdan kaçmıştır. Olabilir öyle şeyler..." başımı yere eğip konuşmasını bekledim Ali nin.
"efend-"
Tıklatılan kapı ile hafifçe irkildim. ahanda basıldık. Anam nerelere gidek.
aynen baya da çıplağız zaten şuan
Hızla aliyi kapının arkasına ittirdim. o sırada da kapı tam açılacakken ben kapı kolunu tutup daha fazla açılmasını engelledim çünkü zorlasaydı içeri girerdi, girdiğinde de ali yi görürdü. Hem ben niye bu kadar telaş yapıyorum ki. Koruma değil miydi bu adamın görevi.
Zaten sorunda orada aptal adam senin odanda düşmandan mı koruyor.
Telaşımı haklı bulup kendimi toparladım. Ben her zaman haklıyım da neyse konumuz bu değil.
"Ne oldu. Misafirler gitti mi?"
"Evet gittiler şimdi. Odaya çekilicekdik de, odadan ses gelince merak ettim. Odada biri mi var?" O merak senin münasip bir yerine inşallah...
"Yok kimse. Ben sadece kendi kendime konuşuyordum. Şu düğün işini falan. O yüzden yani." Işıldayan gözlerine bakıp içimden derin bir oh çektim. Buda herşeye inanıyor. Kolay adam bu.
"He kızım aferin. Istemezsen de sorun değil ama sen yinede bir düşün."inşallah altında yatan tehtihi tek ben farketmemişimdir. Kapıdan arkasından gelen hareketlilikle direk konuşmaya başladım.
"Aynen...Eee sizde gidin artık uyumaya. Karınız tek kalmasın odada. Şimdi saldırı falan olur malum bir şey olmasın." Sözüm biter bitmez direk kapattım kapıyı. Hatta yetmezmiş gibi üstüne kilitledim. O kadar laf soktum kapıyı da kırabilir. O potansiyeli gördüm ben adamda.
"Ben nasıl çıkacam buradan." Arkamdan gelen sesle irkildim. Ne ara arkama geçmişti bu adam?
"Sen nasıl girdin eve? Kapıdan olsa duyardık." Doğruydu kapı direk salona açılıyordu. Yemek masası da salonun hemen yanında olduğundan duyulurdu.
"Pencereden"
"Hmm. Peki kapı varken neden 3. kata pencereyle tırmandınız acaba?" Burada çalışan olduğundan her türlü içeri alırlardı onu. Yani heralde. Pencereden girmede farklı bir olay. Ne bu Tarzan merakı.
"Odanızda bir kişi vardı efendim. Sizde aşağıdaydınız. O yüzden ses çıkarmamak için..."
"Çalışanlardır? Bunun için mi 3 kat tırmandınız." Dedim sözünü keserek. Itiraf et Tarzan hayranısın bu yüzden tırmandın.
"Çalışanlar akşam olunca yukarı çıkmazlar yasak ve malum etraf düşman kaynıyor." Gerçekten oda da biri mı vardı?
"Ee varmıymış oda da biri bari?"
"Evet." Ne demek oda da biri vardı ya. Belki de o gelmeseydi, ben odaya gitseydim, sonra o beni boğmaya çalışsaydı sonra ben acı çeke çeke ölseydim. Bunların hepsi olabilirdi.
"Adamı ne yaptın. Yoksa banyoya mı sakladın? Yoksa adamı öldürdün mü?" Bu caniler bunları da yapardı. Şaşmazdım.
Burun kıvırarak "Pencereden attım."
Gözlerim büyüdü resmen. Adamı 3. kattan aşağıya mı atmıştı. Direk balkona gitmişti adımlarım. Vallaha ceset başımıza kalıcak. Başımı aşağıya doğru sarkıttığımda bir ceset bulmayı bekliyordum ama aşağıda hiçbir şey yoktu. Bu sefer başımı ona çevirdim.
"Ee ceset nerde?"
"Adam ölmedi efendim. Öbür korumalar aldı onu. Şimdi başka bir isteğiniz yoksa ben gideyim."Gitme kal diyemedim diyemedim...Kafamın içinde çalan şarkıyla kendimi dizginledim. En yakın zamanda hareketli şarkı dinlemeye başlamalıydım.
"Yok birşeyde"dedim duraksayarak. "Sen pencereden mi iniceksin tekrar?"
"Inmiyim mı?" Soruma soru ile cevap verilmesinden hiç hoşlanmam arkadaşlar bilginize.
"Fantezi haline getirdiyseniz buyur inin Tarzan bey ama benim tercihim kapılar. Size de uygunsa ordan çıkın bence. Hem o adamla karısı yattılar heralde görünmezsin hem."başını onaylarcasına sallayıp kapıyı açtı. Etrafı kolaçan ettikten sonra tekrar bana döndü."iyi akşamlar" bende hafif gülümseyerek karşılık verdim. "Sizede iyi akşamlar ve adam içinde teşekkürler. Hayatımı 2. kurtarışınız."
"Görevim efendim. Bunun için teşekkür etmenize gerek yok." Diyip kapıyı kapatıp çıktı. Ee Esen kaldık yine tek başımıza.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESEN-GERCEK AİLE
Novela JuvenilEsen'in gerçek ailesini bulması ve başına gelenler...