8. Bölüm

1.4K 47 5
                                    


"Hoşgeldiniz." Dedim ve onları içeri davet ettim. Komutan ve kerem birlikte akşam yemeğe gelmişlerdi aynı planladığımız gibi. Selim akşamki konumadan sonra dediği gibi yapmış ve onları yemeğe çağırmıştı. Bir nevi düğün mevzuzu için. Hatta bir nevi değil açık açık bunun için çağırmıştı.

"Hoşbulduk gelinim hoşbulduk. Baban nerede içeride mı?" Arkamdan gelen adım sesleriyle role girdiğini anladım. Adam askerlik yerine oyunculuk yapsa paraya para demezdi de neyse. Askerlik onurlu bir meslekti şimdi. Karşılaştırmaya gelmezdi.

"Buradayım ortak. Hoşgeldiniz tekrar. İsterseniz hemen yemeğe geçelim, öyle konuşalım her şeyi." Herkes onaylayınca hazır olan masaya geçtik.

"Ee nasılsın Selim? Kızınla aran iyi gibi." Yoo değildi. Çöpünü emanet etmez bana.

"Herşeyin ilacı zamandır. Alışacağız her türlü. Onu boşverde biz ne zamana alalım tarihi? Hani teslimat falan da var şimdi o konuda arada kaynamasın." Dedi sonlara doğru ima yaparak. Öyle de şerefsiz bir insandır benim babam. Canım babam. Cici babam. Kızını iki beyaz tozdan önemsiz sayan babam. Çok seviyorum. Birtanem.

"Alalım yarına uzatmanın anlamı yok. Nasıl olsa herkes onayladı bu durumu değil mi? Sizde hazırlıkları hızlandırırsınız artık olur biter."

"Daha çeyizim yok benim ama olmaz" diyerek araya girdim. Daha gelinliğim bile yoktu. Kerem son dakka gülecek iken kendini durdurdu. Gül sen gül. Senin çeyizin hazır çünkü.

"Evlendikten sonra gelir gerisi merak etme gelinim." Sonra Selim'e bakarak devam etti. " O zaman ben tarihi yarına alıyorum. Ondan sonrada bazı iş mevzularını biz bir şirkette konuşalım. Ahmetler geldi zaten geçen, silahlar için biraz sorun çıkarttı. Seninle görüşmek istiyormuş. Dünürüme hakaret eden bana hakaret etmiştir. Kestim cezasısı ama babası falan kapıya dayanır şimdi."

"Yapamazlar birşey. Bizden geçiniyorlar birde şikayet ediyor şerefsizler!" Memnun olmuşcasına gülümsedi birden. Valla manyak bu adam. Hem manyak, hem psikopat. "Bu arada eyvallah." Sonra devam etti. "Dünür."

Herkes yemeklerini bitirince kahvelerini alıp salona geçmişlerdi. Benide üstü kapalı erkek konusu konuşuyoruz sen odadan çık diyerekten odama postalamışlardı. Ben ise odama çıkmak yerine bahçeye çıkmıştım çünkü neden olmasın?

Ne Koray'ı dikizlemesi saçmalama!

Ne alaka değil mi şimdi? Yani hava güzel, kuşlar uçuyo- hayır uçmuyor çünkü gece yarısı. Yani ne bileyim mesela kapının önündeki arabalar güzel. Arabanın sağ çaprazında sigara içen Koray'da güzel. Hayır yani takım elbisesi güzel. Zengin havası veriyordu. Bunlar acaba gizli görev diye fazladan para alıyorlar mıydı?

"Ali Beyciğim!" Koray bitmiş olan sigarasını söndürüp yakındaki çöp kutusuna attı. Ne kadar da düşünceli. Yere atmadı. Ama atada bilirdi. Ama atmadı. Çokta abartmayalım neyse.

"Buyrun Esen Hanım." Ay koriş sende ne hanımı. Daha dün canım cicimdik. Ayran içtik ayrı mı düştük.

"Yakınlarda açık bir market var mı acaba?" Kaşlarını hafif bir şekilde çattı ama bu çok kısa sürdü. Adamda farklı bir aura vardı lakin bunu hala anlamış değildim.

"Saat neredeyse gece yarısı. Sadece benzinlikler açıktır. Eğer istediğinizi söylerseniz çocuklara söylerim onlar alır."

"Yok hayır öyle olmuyor. Benim seçip almam lazım. O yüzden benzinliğe gidelim. Sen arabayı hazırla." Etrafta korumalar olduğundan ve plan üzerinde oynadığımızdan pekte samimi davranamıyordum. Her an bir yerden patlak vericektim de hadi hayırlısı.

ESEN-GERCEK AİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin