9)Oyunda Yeri Olanlar.

601 68 64
                                    

Selam!
12 gündür görüşemiyormuşuz... Bana çok daha fazla gibi geldi, çok özlemişim!! Barlas-Meva okumayı sevenler bu bölüme bayılacaklardır bence 😁😁

Kurgu hakkında konuşabilmek için instagramda @satirlaradairhersey adında bir hesap açtım, hepinizi oraya bekliyorum🥹

Sizi daha fazla tutmadan bölüme geçeceğim amaaa,

Yıldızımıza basmayı ve bol bol yorum yapmayı unutmayalım lütfen.

İyi okumalar dilerim🫂

Sırılsıklam Satırlar, Dokuzuncu Bölüm;
Oyunda Yeri Olanlar.

Ve ardlarında kalanlar :)

Kan.
Kar.

Tek bir harflik fark ama biri bembeyaz biri kıpkırmızı.

"Vefia." Sesi kısık mıydı? Ateş'in sesi mi kısıktı? "Hayır. Hayır."

Onu kucağına öyle bir bastırmıştı ki yarasının nerede olduğunu göremiyordum. Omzunun üstünden arkaya döndü. "Sarp Barlas'ın yanına geç! Vuslat içeriye haber ver!" Kucağında Vefia yokmuş gibi hiç tökezlemeden ayağa kalktı. Timdeki herkes onun emrine uygun hareket ederken Barlas'ın koşar gibi bize doğru geldiğini gördüm.

Vefia'nın siyah peruğundan yüzüne düşen saçları itti. "Sorun yok." Dediği kulağıma çalındı Vefia'nın. "İyiyim." Fısıldıyordu ama sanki.

"Sanem o adamı tutun." O tarafa baktığımda Kıraç'ın çoktan adamı yere düşürüp ayağıyla üstüne basıyor olduğunu gördüm.

"İçeri!" Diye bağırdı Barlas. "Bu kattaki revir hazır." Ateş seri bir şekilde başını salladıktan sonra kollarının arasında sıkı sıkı tuttuğu Vefia ile yürümeye başladı.
Hiç düşünmeden peşlerinden gittim.

Bir yandan yürüyor bir yandan konuşuyordu sanki. Ama kendini mi sakinleştirmeye çalışıyordu yoksa Vefia'yı mı anlayamıyordum. "Senin ellerine kan yakışmıyor demiştin de kızmıştım sana." Dediğini duydum Ateş'in fısıltı gibi bir sesle. "Ben ellerimde bir gün senin kanın olacağını hiç düşünmedim ki."

"İyiyim." Dedi bu kez daha baskın bir sesle.
Senin ellerine kan yakışmıyor.

Tüm krallıkları bırakıp benim gibi koşturan Barlas ve Aren hemen yanımdaydı. Barlas'a baktığımda hala aynı sarsılmaz ifadeyi gördüm ama onun da ne kadar endişelendiğini anlayabiliyordum. Ona baktığımı fark edince adımları bir saniyeliğine durdu. Ardından uzanıp elimi tuttu ve koşar adımlarla yürümeye devam etti.

Bizim gölgelerimiz farklı dünyalarda aynı yere düşmüş Barlas.
Karanlıklarımız bile simetrik. Ellerimizin soğukluğu bile aynı sanki Tanyeri. Biz ruh eşleri falan değiliz, kayıp ama birbirini tamamlayan o yapboz parçalarıyız.
Elimin eline böyle kenetlebilmesinin başka hiçbir açıklaması yok.

Ellerimizi ayıran o oldu. Ateş'in geçmesi için revirin kapısını hızlıca açtı.

Hepimiz hızlıca içeri girdiğimizde arkamızdan gelen ekibi de yeni fark etmiştim.
"Belinin orası." Doktor kadın bir makas alıp hızlıca altındaki pantolonun belini ve altında kalan bir kısmı kesti. Böylece yarası ortaya çıkmıştı.

"İyiyim." Dedi Ateş'in yüzüne bakarken. Alnında birkaç damla ter birikmişti. Canı çok yanıyor olmalıydı fakat bilerek kendini sıkıyor gibiydi.

Sırılsıklam SatırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin