Meva Nefes, ünlü Nefes ailesinin en büyük kızı olmasının yanında 'Sırılsıklam satırlar' kullanıcı adıyla yazan, anonim bir yazardır. Bir gün kitaplarından birini yazarken öldürülen Meva, kendini yazdığı kitabın içinde bulur. Yedi krallıktan oluşan b...
Size uzunca bir bölümle geldim, bölümün sonunda geçmişten bir sahne de bulunuyor aklınız karışmasın..
Dün tüm gece bölümü bitirmek için uğraştım, bugün de bir türlü eve geçme fırsatım olmadığı için tekrar okuyup düzenleyemedim hatalarım varsa mazur görün lütfen🤍🥹
İyi okumalar dilerim 🤍
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sırılsıklam Satırlar, 23. Bölüm; En Büyük Zaaflar, Aşklar.
Sorun değildi.
Birileri geldi, birileri gitti. Ev dediğiniz hangi his varsa ucunu ateşe verdi, yangın başladığında kaçtığınız için sizi suçlu bildi. Göğsünüze düşen külleri görmedi. Sorun değildi.
Sevmek beş harfti, kocaman adamlar o beş harfi kalplerine sığdıramadı. Sorun değildi.
Bir sürü sokağınız vardı, ışıklarını söndürdüler sonra da karanlıkta yolunuzu bulamadığınız, o sokağın sonuna gidemediğiniz her anı size zehir ettiler. Sorun değildi.
Sorun insanlar değildi. Sorun bendim. Benim onlardan beklentilerimdi, onları kafamda büründürdüğüm kimliklerdi. Belki onlarca belki yüzlerce insan tanıdım, kafamdakinden fazlası olabilen birine hiç rastlamadım.
Diyordum. Onun o açık kahve gözleri, gözlerime değene dek. Mesele gözlerinde değildi aslında, bakışlarındaydı. Bir efsun vardı bakışlarında, gözleri onun büyüsüydü. Onu sayfalarca yazan ben, bakışlarına denk geldikçe tüm satırlarımın eksik kaldığına emin oluyordum.
Benim yazdığım her satır biraz göz yaşıyla ıslanırdı ama ona ne kadar sayfa yazdıysam, hepsi sırılsıklamdı. Çünkü o benimdi, benim hüznüm onun bakışlarındaydı, çabam daima dik tuttuğu omzunlarındaydı, mutluluğum elime değdiği an gülümsediğim kahve saçlardaydı, heyecan beyaz pürüzsüz tenindeydi. Meva Nefes'e dair ne varsa, hepsi biraz Barlas Araf Tanyeri'ydi.
Yine dimdikti, üzerine giydiği ceketi ağır ama özenli hareketlerle düzeltiyordu. Vefia uyanmış, Dip'in yanına doğru geçmişti. Ateş de peşinden gitmişti fakat birkaç dakika içinde uçağın ineceği duyurulduğu için geri dönmüştü. Buz mavisi gözleri üzerimde dolaştı.
Ellerinde kan olan tek kişi sen değilsin demiştim, ellerime bakmıştı. İnanamamıştı. Sonra gözlerime bakmıştı, başını iki yana sallarken onun yüzünden gelip geçen ifadeleri okumak bana zor değildi. Anlatmak zordu.
Bununla yaşamanın ne kadar zor olduğunu en iyi o biliyordu. Kazara yada değil, o gün elime bulaşan kan her an ellerimde; o gün zarar verdiğim can bir ömür peşimde olacaktı.