¶ Bilinmeyen Numara

9K 322 209
                                    

Uzzzun bir aradan sonra hepinize merhaba arkadaşlar ben Beyza <3

Bugün sizlere Ömer ve Efsaʼyı geri getirdim kaldığımız yerden olaylı bir şekilde devam ediyoruz, bir süre daha sizinleyim <3

Yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin merak ediyorum çünkü ne düşünüyorsunuz. Ekstra olarak diğer bölümü yazmama hemencecik atmama yardım edersiniz <3

Çok beklemeyin iyi okumalar <3

𓇗

"Anne ben çıkıyorum, geç gelebilirim." Ağzımdaki zeytin çekirdeğini tabağıma bırakarak omzumdan düşen çantamı düzelttim.

"Nedenmiş o?" Arkamı döndüğümde kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu.

Kirpiklerimi kırpıştırdım. "Ne nedenmiş?"

"Neden geç gelebilirmişsin diyorum Efsa?"

Tek kaşımı kaldırarak dudaklarımı ısırdım. "Arkadaşlarla dışarıya çıkmaya karar verdik."

Bu durumdan rahatsızmış gibi bir tavrı vardı ve bunu yadırgamıyor değildim çünkü annem daha önce böyle bir konuda hiçbir zaman kısıtlayıcı olmamıştı.

"10 gibi evde ol." deyip bir şey dememe izin vermeden arkasını dönüp salondan çıktı. Kafama takmayarak evden ayrıldım. Bahçede birbirleriyle oynayan Kaptan ve Kajuʼnun dışarıda bulunan yemek kaplarını kontrol edip sonunda bahçeden de çıktım.

Bugün Ömerʼle dersimiz yoktu. Onun da ders sayısı az diye biliyordum. Bir planım vardı. Birkaç gün önce konuştuğumuz konu kafama takıldığı için ona, onu bir yere götüreceğimi söylemiştim. Tahmin etmesi zor değildi bazıları için ama onun daha önce gittiğini düşünmüyordum. Bu yüzden anlık olarak lunapark fikri cazip gelmişti.

Kaldırımda yürümeye devam ederken telefonum çalmaya başladı. Arayanın o olduğunu düşünüyordum ama Eymen yazısını görünce içimde buruk bir his oluştu. Bekletmeden cevapladım.

"Alo, Eymen?"

Birkaç hışırtıdan sonra yorgun sesi duyuldu. "Neredesin?"

Dudaklarımı birbirine bastırıp ayakkabılarıma bakarak yürümeye devam ettim. "10 dakikam var okula, sen neredesin?"

"Kantinde kahve içiyorum."

Hemen cevapladım. "Bana soğuk kahve ısmarlamaya ne dersin?"

"Olur, gel sen bekliyorum."

"Tamamdır, görüşürüz." diyerek telefonu kapattım ve okul yoluna doğru hızlı adımlarla yürümeye devam ettim.

Egehan vefat edeli 2 hafta oluyordu yaklaşık. Açık konuşmak gerekirse yokluğunu hissediyordum ve üstümde de bana olan hislerinden dolayı vicdan azabı yok değildi. Ama duygularına karşılık verememek de benim elimde olan bir durum değildi. Böyle mantık çerçevesinden bakınca bir nebze bastırabiliyordum o hissi.

Okula giriş yaptığımda otoparkta Ömerʼi gördüm fakat arabasıyla değil simsiyah yüksek bir motorsikletle. Kafasındaki kaskı çıkarıp saçlarını düzeltirken çevresindeki öğrenciler, kızlar, ona dikkatli gözlerle bakıyordu. Elimde olmadan sinirlenmiştim.

Beni henüz görmüş değildi. Hızlı adımlarla kantine doğru yürürken arada ona kaçamak bakışlar atıyordum fakat sırtı bana dönüktü.

Kantin kapısını açıp hızla Eymenʼin nerede olduğuna dair bir tarama yaptım ve en köşede pencereden dışarı bakarken yakaladım. Hemen yanına yürüyüp karşısına oturduğumda hareketliliği hissedip irkilerek bana döndü.

train me (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin