Slm cnm ^^
Geç geldiği için sorry ama Yks sonuçlarını beklerken stresten ve sıcaktan evde sadece bir koltuktan kalkıp diğerine yatıyorum bu yüzden kusura bakmayın. Bu hafta açıklanır ve tercihlere kadar 1 bölüm daha atarım emin olun <3
Şimdi okumaya başlayabilirsiniz ama lütfen yorum yapmayı eksik etmeyin >_<
İyi okumalar <3
✮
Elimde ekranı açık telefona dolan gözlerimle bakmaya devam ettim. Okuduğum mesajı anlamamazlıktan gelip defalarca baştan aldım ama anlamam gereken şeyler yazıyordu. Şimdi öylece ortada kalakalmıştım.
Eymenʼe anlatmaktan ve bunu yapan her kimse peşine düşmekten başka çarem yoktu. İstediği şey basbayağı Ömerʼle bizi bitirmekti. Arasʼın canını yakmamak için ondan uzak dururken ve Aras bizi biliyorken tekrar ortalığı ateşe vermemi istiyordu.
Neydi amacı?
Ömer ve Arasʼı birbirine düşürmek mi?
Beni tehdit edip kuklası yapmak mı?
Neydi?
Dudaklarımı birbirine bastırıp telefonun ekranını kapattım ve dizlediğim yerden güçlükle kalktım. Dizlerim hâlâ sızlıyordu ve ellerime küçük çakıl taşları batmıştı. Üstüm başım toz içindeydi.
Avuç içlerimdeki çakıl taşlarını dişlerimi sıka sıka çıkardım. Bu sırada telefonum çalmaya başladı. Derin bir nefes alıp telefonun ekranına baktım. Arayan Eymenʼdi. Tamam zamanında aramıştı. Bekletmeden aramayı yanıtladım.
"Efsa, neredesin?" Telefonu açar açmaz soluk soluğa sormuştu bu soruyu.
Otoparka bakarak lunaparkın girişine doğru yöneldim. “Bekliyorum.” dedim sakince onun aksine. Nasıl gelecekti bir fikrim yoktu.
"Neredesin diyorum sana aptal?!" diye bağırdığında boğazım düğüm düğüm oldu. "Lunaparkta mısın hâlâ yoksa ayrıldın mı?"
Kaşlarımı çatarak yutkundum. "Evet."
"Ne evet kızım, orada mısın değil misin?" Hâlâ bağırıyordu ve muhtemelen yürüyordu.
"Otoparkın oradayım. Lunaparkta."
"Bekle beni, yakınım sana sakın bir yere kaybolma." dedi ve telefonu kapattı. Boynuma yapışan saçları çekerek kafamı havaya kaldırıp gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alıp yere çöktüm tekrardan.
Bir süre sessizce yerdeki çakıl taşlarını izledim düşünmemek adına. Düşündükçe işin içinden çıkarmıyordum, olmuyordu. Yerdeki telefonuma bakıyordum arada mesaj geldi mi diye. Herhangi bir ses seda yoktu. Saati kontrol ettiğimde Eymen arayalı 15 dakika olmuştu ve hâlâ ortalıkta görünmüyordu.
Ona söyleyecektim olanları. Başka yapabilecek veya birine anlatabilecek durumda değildim. Eymenʼin nasıl davranacağını nasıl karşılık alacağımı bilmiyordum fakat söylemekten başka da çarem yoktu. Yargılamam demişti zaten.
Yaklaşık 10 dakikanın ardından Eymenʼi lunaparkın girişinde buraya doğru gelirken gördüm. Çöktüğüm yerden kalktım telefonu alarak kalktım. Eymen beni görür görmez boynuma sarılarak beni sıkıca sardı. Göz yaşlarımı tutamadım ve hıçkıra hıçkıra ağladım. Saçlarımı okşayarak sakinleştirmeye çalıştı beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
train me (+18)
Short Story(Yetişkin içerik barındırmaktadır.) ¬ Mor ledli ışıkları ellerime bağladığında muhtemelen kızarmış olan gözlerimle koyulaşan gözlerine baktım. "Uslu kızım benim." diyerek yanağımı okşadığında titreyerek eline sürtündüm. "Aferin, öğretmenin sana usl...