Multi: Efsa Aldinç
UYARI: BU BÖLÜMDE +18 İÇERİK MEVCUTTUR.
Yorum ve oylarınızı bekliyorum, ne kadar çok olursa bölüm o kadar erken gelir.
İyi okumalar herkese 💖
🕯️
Bedenimi saran bir uyuşukluk, bir itaat etme isteği vardı. Karşısında kıvranıyordum. Söylediği sözden sonra nasıl bir şey demem gerekiyor, ne yapmam gerekiyor kestiremiyordum.
Dokunuşu sertti ama arzu doluydu. Zarar vermekten uzak tamamen şehvete yönelikti.
"Bana bir şöyle söyle." dedi. Ayakta zor duruyor gibiydi sanki. Alnı küçük küçük ter damlalarıyla bezenmişti. Elinin biri belimde diğeri saçlarımı hafif hafif çekiyordu. "Ya git de it beni," Yutkundu. "Ya çek kendine beraber yanalım yanıyorsak."
Elim ayağım birbirine girmişti, ne yapmam gerektiğini anlayamıyordum. Kendimi yönlendiremiyordum. "Ömer bu yanlış değil m-"
Saçlarımı sıkıca çekerek boynuma yakın bir yere yakınlaştırdı yüzünü. Sözüm kesilmiş, nefes almayı birkaç saniyeliğine unutmuş, bırakmıştım. "Düşünmedim mi sanıyorsun?" diye fısıldadı hırıltılı sesiyle. "Bunları ölçüp tartmadım mı sanıyorsun?"
Ellerim tutunacak bir yer aradı. Omuzlarına bakarak gözleri arasında gidip geldim. Dokunmaya korkuyordum. Titrek bir şekilde usulca omuzlarına tutundum. Bakışları gözlerimden ayrılmadı. Kafası eğik bir biçimde duruyordu çeneme ve boynuma yakın bir yere. Kokusunu tam anlamıyla alıyordum.
"Seni ilk gördüğüm andan beridir nasıl deli gibi düşünüyorum biliyor musun?" dedi dudaklarını nihayet boynuma bastırarak. Sıcak ve yumuşacıktı. Daha fazla öpsün istedim. Ona yer açmak için kafamı hafifçe arkaya attım. Erkeksi bir kıkırdamak çıktı ağzından. "Kafayı yedirteceksin bana!" Dişlerini aniden etime geçirdiğinde acıyla inledim. Islak dili dişlerinin arasına kıstırdığı etimi okşuyordu. Belimdeki eli yavaş yavaş kasıklarıma iniyordu.
"Ömer!" Islak dudakları çeneme kadar ulaştı. Eşofmanımın ipini tek eliyle ustaca çözerek eliyle içeri sızdı.
"Hayatım boka da batsa, şu güzellik için değer." dediğinde ellerimi omzundan ensesine çıkarıp onu sertçe dudaklarıma çektim. "Fazlaca değer..." dedi sırıtarak. Onu duymazlıktan gelip dudaklarına yapıştığımda eşofmanımın içindeki eli kalçalarımı avuçladı.
Beni kalçalarımdan tuttuğu gibi kucağına aldığında bacaklarımı beline doladım. Elleri belimi sıkı sıkıya tutarken dudaklarıyla eze eze öpüyordu dudaklarımı. Bu sert hali çok hoşuma gitmişti. Tırnaklarımı ensesine sürterek ağzına inlediğimde eli tişörtümün içinden sütyen kopçama kadar ulaştı. İşbilir parmakları klipsi yerinden söktü ve beni kapıyla arasında sıkıştırdı. Bedenimi ezmekten gocunmuyordu.
Kucağından indirmişti beni fakat dudaklarımız hâlâ birbirlerini yemek ister gibi dans ediyordu.
Tişörtümü bir hışımla üstümden çıkarıp attığımda klipsi açılmış sütyenimle gözlerinin içine bakıyordum. Göz rengi koyulaşmış, dudakları rujumun rengini almıştı. Elimle boynunu hafifçe sıkarak dudağını öptüm. Bu hareketime karşın alev alev yanan teni elimin altında gerildi.
"Küçük kızım." dedi çıplak belimi kavrayarak. "Neler biliyorsun sen böyle." dedi dudaklarımı öperek. "Kırmızı sütyenin..." Sütyenimin askısını parmağına geçirdi ve omzundan düştü. Göğüslerim sere serpe gözlerinin önündeydi. "Üstünde gördüğüm günü hâlâ unutamıyorum." Sağ göğsümü avuçladı. "Ah, öleceğim!" Kafasını geriye atarak yutkundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
train me (+18)
Historia Corta(Yetişkin içerik barındırmaktadır.) ¬ Mor ledli ışıkları ellerime bağladığında muhtemelen kızarmış olan gözlerimle koyulaşan gözlerine baktım. "Uslu kızım benim." diyerek yanağımı okşadığında titreyerek eline sürtündüm. "Aferin, öğretmenin sana usl...