0.3

295 33 20
                                    

"Evlat! Hadi hazırlan, buradaki ilk misafirliğimize gidiyoruz."

Babamın söylediği şeyleri anlamlandırmaya çalıştım. Babamın burada arkadaşı yoktu bildiğim kadarıyla. Hepsini Hawkins'te bırakmıştı benim yüzümden. Joyce'u bile.

"Ne? Ne misafirliği?" diye seslendim okuduğum kitabın kaldığım sayfasına ayraç yerleştirirken. Birkaç adım sesinden sonra babam kapıyı açıp içeriye kafasını uzattı.

"Marketteki kasiyerlerden bir arkadaşım oldu. Yemeğe davet etti akşam. Hadi hazırlan."

Ses tonundan belliydi çok mutlu olduğu. Küçücük şeylere mutlu olabilen bir adamdı.

Babam odadan çıkınca kıyafetlerime baktım. Üstümde mavi, gri, siyah çizgili bir kazak, altımda da düz siyah eşofman altı vardı. Böyle gidecektim.

Odamdan çıkmadan çalışma masama yaklaştım. Siyah tükenmez kalemi alıp bileğimi sıvadım. Boyası akmıştı. Kalemi açıp yine karaladım o sayıyı. Bana kötü günleri hatırlatan sayıyı.

011 sayısını.

*

"Merdivenlerden nefret ediyorum."

Bir babama bir de çıktığı basamağa baktım. "Üç basamak çıktın baba."

"Çıkmışım sonuçta."

Gülerek göz devirdim ve babamın arkasından yürümeye başladım. İki kat çıktığımızda babam durdu ve bir kapıyı tıkladı. Kısa bir süre sonra kapıyı uzun, düz saçlı, kısa boylu, güzel bir kadın açtı.

"Ah, hoşgeldiniz! Girin lütfen." Kapıyı sonuna kadar açtı kibarca. Ufak bir tebessümle birlikte girdim eve. Küçük, şirin bir daireydi. Çok tatlıydı bence.

"Sen Jane olmalısın tatlım. May ben." dedi yanıma gelirken.

"Memnun oldum efendim."

Babamın yanına oturdum. Babam ve May konuştu, ben dinledim. May bir ara durdu ve koridora doğru seslendi.

"Gelmeyi düşünüyor musun!?" dedi ve sinirli yüzü aniden normale döndü. "Yeğenim."

Babama bakıp güldüm. O da aynısını yaptı. Birkaç saniye sonra koridordan adım sesleri geldi ve oturma odasına giriş yaptı biri.

Bir dakika. Bu yüze fazla aşinaydım.

"Geldim işte May. Hoşgeldi- Jane?"

"Peter?"

İkimizin de birbirimizi beklemediği kesindi. O bana, ben ona şaşkın bir yüz ifadesiyle bakıyorduk.

"Tanışıyor musunuz?" dedi babam bana bakarken. Başımı salladım.

"Evet, arkadaşım."

Peter'in şaşkın ifadesi gülümseye dönüştü ve May'in yanına oturdu. "Şey beklemiyordum da... Hoşgeldiniz."

"Ne güzel tesadüf!" dedi May ellerini iki tarafa açarken. "Jane eğer bizim muhabbetimizden sıkıldıysan Peter'la takılabilirsin."

Peter "Ben sıkılırdım şahsen. Yaşlı muhabbeti." dedi ve May'den ufak bir dirsek darbesi yedi.

"Sana soran yok. İster misin Jane?"

Babama baktım. Normalde böyle şeylere izin vermezdi ama ilk defa gitmemi söyler bir kafa hareketi yapmıştı. Kaşlarım çatıp ciddiliğini sorguladım. Ciddiydi.

"Peki."

Ayağa kalktığıma Peter da kalkıp odasına göstermek adına önden yürüdü. Odasının önüne geldiğinde utangaç bir ifadeyle ensesini kaşıdı.

telekinesis | avengers & stHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin