0.9

195 26 43
                                    

Birkaç saat geçti. Jane artık olanları o kadar takmıyordu. Çünkü Ned ve Peter onun mutlu olması için ellerinden gelen her şeyi yapmıştı. Şimdi üçü birlikte bahçede oturuyorlardı.

"Ned, artık Betty'e çıkma teklifi mi etsen?"

Ned'in gözleri kocaman açıldı ve sağında oturan Jane'e baktı. Biri görse Jane'in, Ned'in kellesini istediğini falan zannederdi. "Ne!? Delirdin herhalde Jane."

"Jane haklı. Her gün kızı izliyorsun. Bence gidip biraz konu falan aç, ordan da çıkma teklifinde bulun. 'Bir ara kahve içelim mi?' gibisinden." diye yardım etti Peter genç kıza. Ned bu sefer aynı bakışı solunda oturan Peter'a yaptı. Ama yavaş yavaş bakışı yumuşadı. Sessizliğe büründü.

"Bilmiyorum."

Jane göz devirdi. "Neyi bilmiyorsun ya? Bak Betty orada oturuyor, kitap okuyor. Yanında da kimse yok."

Peter kafasını hızlı hızlı salladı. "Evet fırsat bu fırsat. Ya yaparsın ya da yaparsın Ned."

"Yapabilir miyim sizce?" Ned iki arkadaşının da onayladığını görönce gülümseyerek oturduğu banktan kalktı.

"Yapacağım. Yapacağım. Bana şans dileyin çocuklar." dedi ve heyecanlı adımlarla Betty'nin olduğu tarafa yürümeye başladı. Jane gülümseyerek Ned'i izlemeye başladı. Konuşmaya başlamışlardı. Uzaktan herhangi bir sorun görünmüyordu. Arkadaşına olan güveni tamdı. Ned samimiyetiyle her şeyi çözebilecek bir çocuktu.

"Hey Jane."

Genç kız Peter'a döndü ve arkasına yaslandı. "Evet?"

Peter biraz duraksadı. Bunun doğru olup olmadığından şüphe duydu. Ama soracaktı. Rahat görünmeye çalıştı. Boğazını temizledi. "Senin hoşlandığın biri var mı?..."

Jane hiç düşünmeden başını sağa sola salladı. "Yok." Birinden hoşlandığında nasıl hissedildiğini bilmiyordu ki.

Peter içten içe biraz üzülse de tabii ki dışa yansıtmadı. Aynı ses tonuyla tekrar bir soru sordu. "Peki ideal tipin nedir?"

Genç kız tek kaşını kaldırdı. "İdeal tip?..."

"Uh, şey, um, bir erkekte sevdiğin şeyler gibisinden. Dış görünüş olarak veya kişilik olarak." dedi Peter hafifçe kızarırken. Jane yanlış anlayacak diye içi içini yiyordu.

"Oh, anladım. Hmm."

Jane gözlerini kısarak düşünmeye başladı. Bu daha önce hiç aklına gelmemişti. Jane düşünürken Peter gergin bir şekilde onun yüzünü izledi. Oturup saatlerce izleyebilirim diye düşündü.

"Dış görünüş o kadar önemli değil ama hafif kıvırcık saçları seviyorum. Karıştırması eğlenceli."

Peter bir an kendi saçının şeklini unuttu. Aynaya bakmak istedi ama tabii ki yapmadı.

"Kişilik olarak da... İyi kalpli olmalı. Anlayışlı ve düşünceli olmalı. Güvenilir de olmalı. " Jane söylediği şeylerin sadece aradığı erkekte değil, tüm insanlarda olması gerektiğini fark edince biraz daha derine indi.

"Sevgisini belli etsin isterdim. Sevildiğimi hissetmek çok güzel bir şey. Abartısız fiziksel temasa da hayır demem. Birlikte eğlenebileceğim biri olmalı... Ne bileyim ya." Jane gülerek kafasını geriye attı.

"Daha önce aşık olsaydım biraz daha şey söylebilirdim."

Genç çocuk Jane konuştuğu sürece yüzündeki hafif gülümsemeyle onu izlemişti. Jane'in söylediği her şey zaten onda vardı. Bu da onu mutlu etmişti istemsizce. "Anlıyorum." dedi yumuşak bir ses tonuyla.

telekinesis | avengers & stHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin