"Ned, basketbol kapışmasına var mısın?"
"Tabii ki varım dostum."
"Çok özür dileyerek bir şey soracağım. İkiniz de normal erkek boylarına göre kısasınız, nasıl oynamayı düşünüyorsunuz?"
Peter basketbol topunu sektirirken Jane'e alaycı bir bakış gönderdi. Dışarıdan biri bu özgüveni görse Micheal Jordan sanardı onu.
"İzle de gör."
Peter hırkasını çıkardı ve basketbol sahasına girdi. Ned ve Jane de arkasından geldi yavaşça. Peter genç kızın arkasından yaklaştı ve hırkasının kapüşonunu kafasına geçirdi.
"Sende kalsın."
Jane güldü ve sahanın bir köşesine oturdu. Onları izlemeye başladı. Peter gerçekten iyi oynuyordu. Ned'e hiç atma fırsatı vermiyordu. Bir süre sonra Jane sıkılıp oyuna müdahale etmeye karar verdi.
Ama güçleriyle.
Peter'ın attığı topların yönünü değiştirmeye başladı gizlice. Ned ve Jane gülerken Peter ne olduğunu sorguluyordu.
"Ne oldu birden gitti mi yeteneklerin?" dedi Ned Peter'ın omzuna vururken.
Yetenekler...
Peter fark ettiği şey ile yavaşça kafasını Jane'e çevirdi. Genç kız güldü.
"Demek ki o kadar da iyi değilmişsin basketbol işinde."
Peter sırıttı. Söylemek istedi ama yapamadı. Tek yapabileceği şey fark etmemiş gibi yapmaktı.
Jane toplarını potaya sokmuyordu.
Genç kız Peter başka tarafa dönünce burnunu sweatshirtünün cebindeki peçeteye sildi. Onlara söylemek istiyordu. Güçleri olduğunu, yaşadıklarını anlatmak istiyordu. Ama Hopper'ın yaptığı uyarılar onu ürkütüyordu. Yapamazdı.
Biraz daha basketbol oynadıktan sonra evlere dağılmaya karar verdiler. Etraftaki çöpleri topladılar. Jane ikisine veda etti ve kapıya yürüdü. Tam tırmanacakken aklına gelen şey ile durdu. Tekrar arkasına baktı.
Peter kapının önünde ona bakan kızı görünce durdu, ne oldu anlamında başını salladı. Jane gülümsedi ve koşup Peter'a sarıldı.
Genç çocuk ne olduğunu anlayamadı birkaç saniye. Ona sarılmış kollara baktı. Ne yapacağını bilemedi, sanki bildiği her şeyi o an unutmuştu.
Sonradan fark etmişti.
Jane ona sarılıyordu.
Peter fazla durduğunu fark edip kollarını sardı Jane'e. Birkaç saniye sonra genç kız geri çekildi. Karşısındaki şirin çocuğa baktı gülümseyerek. "Kıskanma diye."
Çocuk güldü ama dili tutulduğu için bir şey diyemedi. Jane kıkırdadı ve bu sefer gerçekten gitmek için arkasını döndü. Yine o demir kapıya tırmanıp atladı. Sonra yola koyuldu.
Peter arkasından gidecekti. Ned'e biraz daha yardım etti, marketten bir şey alacağını söyleyip o yöne koştu. Ned arkasından bu saatte hiçbir marketin açık olmayacağını bağırsa da duymazlıktan geldi.
Bir sokak arasına Peter Parker olarak girdi, Örümcek-Adam olarak çıktı. Binanın birine ağ atıp Jane'i takip etmeye başladı.
Jane kendini iyi hissediyordu. Bugün yaşadığı stresi Ned ve Peter'la atmıştı sanki. Mutlu ve sakin bir şekilde yürürken sanki bir ses duydu, arkasına döndü korkuyla. Adımlarını hızlandırmaya başladı.
Tam koşmaya başlarken arkasından, daha yakından bir ses geldi aniden. Jane refleks olarak elini kaldırarak o tarafa döndü.
Bir hırsız, sapık, o tarz bir şey beklemişti karşısında genç kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
telekinesis | avengers & st
Fanfiction"now, am I considered an avenger?" "yes kid. you are considered an avenger. even you are. you are an avenger eleven." ' Telekinezi ve telepati gücüne sahip bir kızı o şehrin süper kahramanı, ardından süper kahraman grubu fark ederse ne olur? 13 Febr...