0.6

299 38 12
                                    

"Dikkat et Jane. Asla içki yok! Başkalarının verdiği, bilmediğin şeyleri de alma sakın. Tanrım daha 15 yaşındasın ve partiye gidiyorsun! Bu delilik!"

Genç kız dakikalardır babasının uyarılarını dinliyordu. Onu seviyordu ama fazla korumacıydı. Bu onu bazen sinir bozucu yapıyordu Jane'in gözünde. O bir gençti ve bunu anlamasını istiyordu.

"Tamam baba! Anladım! Gerçekten anladım!" Jane'in bıkkınlığı dışa vururken Hopper abarttığını anlayıp buna bir son verdi. Hawkins'te yaşanan onca şey üzerine doğal olarak korkuyordu.

"Seni seviyorum baba. Ama lütfen artık endişelenme. Burası Hawkins değil. En fazla ne olabilir ki?" dedi genç kız.

Maalesef ileriki zamanlarda yaşayacaklarından habersizdi Jane.

"Dikkat edeceğim. Söz. Hoşçakal."

Arabadan inip apartman kapısına koşar adımlarla ilerledi.

Cadılar bayramıydı. Jane'in favori bayramı. Queens turuncu-siyah renklerine bürünmüştü. Sokaklarda kostümlü, şirin çocuklar dolaşıyordu. Gençler ve yetişkinler ise partilere doluşmuştu. Jane, Peter ve Ned de o partilerden birine gidecekti bugün. Bunu duyan May onları hazırlama görevini üstlenmişti.

O sırada Jane kata çıkmış, kapıyı tıklamıştı. İçeriden gelen gürültülerden sonra kapı ufak bir gıcırtıyla açıldı. Jane, yüzünün yarısı yeşile boyanmış Ned'i beklemiyordu tabii. İstemsizce kaşlarını çattı.

Ned de Jane'in suratının aldığı şekilde güldü ve kapıyı biraz daha açtı girmesi için. "Selam dünyalı!"

O an hatırlamıştı genç kız. Ned uzaylı kostümü giyecekti, bu yüzden yüzünün yarısı yeşildi. Bozmadan cevap verdi. "Selam uzaylı!" dedi ve daireye girdi.

Oturma odasından May ve Peter'ın seslerini duyunca o yöne ilerledi. Kapı eşiğinden geçer geçmez ikisiyle göz göze geldi. May, Peter'ın yüz makyajını yapıyordu.

"Hoşgeldin tatlım!" dedi May zorla gülmeye çalışırken. Çünkü bir yandan da Peter'ın saçını çekiyordu düzgün durması için.

"Selam Jane- Ah! May!?"

Jane güldü ve görmemeleri için ağzını eliyle gizledi. "Yardım lazım mı?"

"Evet!"

"Kurtar beni!"

Genç kız kenarıda duran beyaz tabureyi yerde oturan Peter'in yanına yaklaştırdı. Daha sonra oturdu ve May'in göstermesiyle istediği yerleri tuttu.

Peter, May'in zalim ellerinin arkasından sıcak, yumuşak ellerin yüzünde olmasından memnundu. Jane ile göz teması kurmamaya çalışıyordu. Kurarsa sanki orada hapis kalacak gibi hiasediyordu.

"Sen olmasan ne yapacaktım acaba Jane." May makyaj işini hızlandırmıştı. Jane sayesinde Peter artık kıpırdamıyordu.

Genç kız istemsizce yüzünü inceledi çocuğun. Kıvırcık denebilecek kadar dalgalı saçları, pürüzsüz yumuşak yanakları, kedi gibi bakan gözleriyle çok sevimli geliyordu Jane'e.

Peter daha fazla dayanamayıp göz teması kurmuştu. Jane'in kahverengi gözleriyle buluşturdu kendininkileri. Vücut ısısı arttı, yanakları kızardı bir çocuk gibi. May bunun farkındaydı ve sadece gülüyordu gizlice.

Çocukların ufak göz temasları ile bitirdi May makyajı. Gururla uzaklaşıp eserine baktı. "Çok güzel oldu! Hemen kostümü getiriyorum."

Jane hala elinin yanağında olduğunu fark edince kesik bir nefes aldı. Sonra ise kendisine bakan Peter Kedi Parker'ın yanağını, makyajını bozmayacak şekilde parmağıyla okşayıp indirdi elini.

telekinesis | avengers & stHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin