1.4. "Yeni Oyun"

5.3K 209 58
                                    

İyi okumalar...

🌻

Doruk beni gözlerim kapalı bir şekilde otoparktan odaya çıkartırken büyük bir binada olduğumuzu anlamıştım ancak bu kadar büyük bir bina olabileceğini düşünmemiştim.

Odadan ayrıldıktan sonra uzun bir koridordan geçtik. Ardından genişçe bir alan karşıladı bizi. Alanın hemen ortasında cam korunaklı darie şeklinde bir balkon yer alıyordu ve tüm katlar bu balkonlarla birleşiyordu. Asansör ve merdivenler bir apartman mantığıyla ayrı bölümde yer alıyordu. Tüm katlarınsa kendine ait bir girişi bulunuyordu ve sanırım her bir katın girişinde ayrı korumalar duruyordu. Anlayacağınız kimse kafasına göre bu katlara girip çıkamıyordu.

Asansörün önüne geldiğimizde kapı açıldı ve Doruk yine cebinden çıkardığı kartı okutup 1 numaralı katın tuşuna bastı. Asansör aşağıya inene kadar ikimizinde ağzını bıçak açmamıştı. Müzik sesiyse hala olduğu yerdeydi. Aşağıya doğru indiğimizde ses daha da yükseliyordu.

Asansör 1. katta durduğunda önce ben ardımdan da Doruk indi. İnmemizle Dilsiz adındaki o adamın yanımıza gelmesi bir olmuştu.

"Abi bir pürüz çıkmasın." dedi Dilsiz, sanırım kastettiği pürüz bendim.

"Bir şey olmaz. Herkes içeride dimi?" dedi Doruk.

"Aynen abi." diye onayladı Dilsiz.

Bu sefer bakışlarını bana çevirdi ve yavaşça kulağıma eğildi. "Dediklerimi sakın unutma. Herkes sevgili olduğumuzu düşünecek. Eğer bir kişi bile bu ilişkinin gerçek olmadığını anlarsa bu binadan sonsuza kadar çıkamazsın. Anladın mı?" diye fısıldadı.

"Anladım."

"Zorunda olmadıkça kimseyle konuşmayacaksın."

"Tamam."

"Yanımdan 1 santim uzağa bile gitmeyeceksin."

"Tamam."

"Sana bir şey sorduklarında cevabını ben vereceğim."

Sıkıldığımı gösteren hızlı bir nefes alıp verdim. "Keşke önceden çalışabileceğim bir metin falan hazırlasaydın." dedim alaycı bir ifadeyle. "Bu kadar zorlanmamış olurduk."

"Ekim..." dedi dişlerinin arasından. "Sabrımı zorlama."

"İyi tamam, sende şakaya gelmiyorsun."

"Son olarak." dediğinde fısıldayan sesindeki nefesi kulağımda daha sert hissetmiştim. "Eğer birinden yardım istemeye kalkışırsan, herkesin gözünün önünde bir saniye bile düşünmeden sıkarım o kafana. Yaparım bunu. O yüzden sakın Ekim, sakın yanlış bir harekette bulunma."

Suratını kulağımdan uzaklaştırdığında gözlerimin içine söylediklerinde çok net olduğunu belirten bir bakış attı. Ardından sağ elini bana doğru uzattı. İlk başta ne yapmak istediğine anlam veremesem de çok geçmeden tutmam için uzattığını anlamıştım.

Önce Doruk'un eline sonra da gözlerinin içine baktım. Elini tutmak istemiyordum. Bir katilin kanlı ellerini ellerime bulaştırmak en son isteyeceğim şeydi. Ancak saniyeler geçtikçe gözlerindeki koyu kahve o renk siyaha dönüşmeye başladı. Bu durum iyiye işaret değildi.

"Tut şu elimi." dedi sessiz ve tehditkar bir şekilde.

Tekrar uzattığı eline baktım. Bir ele bu kadar anlam yüklememe gerek yoktu. Bunu yapabilirdim. Yalnızca bir eldi. Buradan kurtulabilmek için Ekim...

YOLUN YARISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin