selam esra erol mu?, 17

1.2K 146 242
                                    

Hyunjinden...

Sırılsıklam olmuş bir halde eve geldik. Üstümü değiştirip eşyalarımı topladım. Minho duş almış bornozla yatak odasına birleşik olan banyodan çıktı. Elimde çantayla onu bekleyen ben anlık sersemlesem de hemen gözümü başka yere çektim.
Montum üzerimdeydi.

"Bu saatte nereye gidiyorsun?"

"Haber vermek için bekledim. Bulduğun işten para kazanana kadar Felix'in evinde kalacağım. Gitmeden tekrar teşekkür ederim."

"Geç oldu yarın gidersin."

"Hayır şimdi gidiyorum."

Dış kapıya doğru ağır ağır ilerledim. Kapıyı açmak için harekete geçtiğimde elimi tutup kendine çevirdi. Kapıya sırtımı dayadı ve aramızdaki boşluğu kapattı.

Hafif ıslak teni, uzamış ıslak saçları, tenini ifşa eden beyaz bornozu ve Minho başımı döndürüyordu.

Gözlerimi yavaşça kapattım. Başka türlü ona karşı koyamazdım.

"Haberdar et beni, Yuri iyi olacak daha fazla kendini üzme ayrıca yemeklerini güzel ye."

Gözlerimi aralamadan hızla kurduğum cümleler aslına bakarsanız beni zorluyordu.

Seni beklerim, iyi olduğunda gelirim. Hatta Minho şimdi gitme desen asla gitmem. Bunları söyleyebilmek isterdim.

"Gitme. Son kez seninle uyumama izin ver."

"Gitmek istemiyorum, en çok da son olsun istemiyorum. Sonumuz gelmesin diye şimdi sana yenik düşmeden gidebilirim."

Gözlerimi hafif araladım öpmek için bana yaklaştığını görünce başımı çevirdim. Yumuşak yanağıyla hafif çarpıştım. Dudaklarım yanağına değerken konuştum.

"Canım çok yanıyor, gitmek zorundayım."

Kokusunu içime doldurmak için derin nefesler almaya başladım.

"Beni itmezsen, seni asla bırakamam."

Ayağımı hafif kırıp (asla hıncımı çıkarma amaçlı değil) itmeye gücüm yetmeyeceği için balığına sert bir darbe geçirdim.

Acıyla inlerken hızla kapıyı açıp henüz kapatmadan merdivenleri ikişer üçer inmeye başladım.

Felixin attığı konum 35 dk yürüme mesafesi gösteriyordu. Kulaklığımı takıp yürümez halde beni yürütebilen tek şarkı streetlightı açtım.

Yarın onu ilk kez görmüş gibi yapacaktım ve şu an son göz yaşlarımı döküyordum. Kendime bu sözü verirken 'ya ona tekrar aşık olursam'diye düşündüm, sanki her şeyi unutabilirmişim gibi.

İç sesim sanırsam benimle dalga geçiyordu.

"Hyunjin, hoşgeldin."

"Hoşbuldum, çok minnettarım umarım fazla rahatsızlık vermem."

"Ah hayır, öyle düşünme odam ikimize de yeter evimiz biraz küçük olduğu için benimle kalman gerekiyor kız kardeşlerim annemler oldukça kalabalığız."

"Sorun yok hiç yer kaplamam."

"Hadi içeri gel."

Çoktan gece yarısını geçtiği için karanlık evde Felix'in odası olduğunu tahmin ettiğim yere doğru ilerledik. Bana rahat olmamı söyleyip odadan çıktı. Üzerimi değiştirdim ve odaya göz atmaya başladım.

Dakikalar sonra elinde iki ramen kasesiyle içeri girdi.

"Yemek için seni bekledim."

İkimizde bağdaş kurup iştahla rameni yedik. Karşımda olan yüz meraklı bir ifadeyle bana bakıyordu çok dayanamadan sordu.

starboy, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin