!! zorbalık.
^^ işareti koyduğum yerleri eğer rahatsız olacaksanız atlayabilirsiniz!"hyung, tuvalete gitsem?" kapıya tekrardan göz attı.
heeseung elindeki gitarın tellerini inceliyordu. "hızlı git gel birine yakalanma."
"tamam gidiyorum."
tabii ki de tuvalete gitmiyordu.
kim olduğunu öğrenmesi lazımdı, yoksa çatlardı.
'belki de tuvalete gitti' diye düşündü.
tam tuvalete girecekken gözüne tuvaletin karşısındaki laboratuvar çarptı.
aralık olan kapıya baktı, içeriden bir takım sesler geliyordu.
o olabilirdi, kimya severdi çünkü. zaten bu yoldan gitmişse ya laboratuvara ya da tuvalete uğrayabilirdi sadece.
onun yanında eski müzik odasına uğramayı da severdi, şuan heeseung'ın bulunduğu. ilk oraya gelmişti ve onları görmüştü.
'batırdım.' diye geçirdi içinden. ikisini görmesi gerçeği strese girmesine sebep olmuştu. onu gerçekten geçmişe gömdüğünü düşüneceğini biliyordu, jay'i tanıyordu.
bu saatte sınıfların burada dersi yoktu, başka uğrayan olmadığı için tahmini belki doğru çıkardı.
laboratuvara doğru ilerledi ve aralık olan kapıyı açmaya yeltendi.
"kim var orada!?"
evet, düşündüğü kişiydi. jay.
"KİM VAR ORADA DEDİM! AÇIYORSAN AÇ YA DA GİT."
jay'in de düşündüğü kişiydi. beomgyu.
"senin için geçerli değildi." önündeki aletlerle oynuyordu. "ikinci seçenek tek alternatifin."
"söylemedin."
"bazı şeyleri yaptıklarından sonra anlaman gerekiyor. benim söylemem değil. hâlâ nasıl karşımda hiçbir şey yapmamışsın gibi davranabiliyorsun onu da anlayamıyorum."
koridordan bir ses geldi. kısıktı.
"beomgyu! tuvalete mi düştün?"
heeseung beomgyu'yu laboratuvarın önünde görünce ona doğru yöneldi ve kafasına vurdu.
"niye bana yalan söylüyorsun."
"bak arkadaşın gelmiş, git de bekletme."
"dinlesen bir.."
elinde olan tüpteki asidi gösterdi.
"üstüne sülfürik asit falan? çok istiyorsun galiba."
heeseung beomgyu'yu kendine doğru çekti. ardından açık olan kapıyı örtüp jay'i laboratuvarda yalnız bıraktı.
"ne sürünüp duruyorsun?" ilerlemelerine rağmen beomgyu hâlâ arkasına bakıyordu.
"sürünmem gerek de ondan."
"naptın abi bu kadar şu çocuğa anlamadım."
"hâlâ nasıl duymadın?"
"hadi lan ordan, bütün okulun konuştuğu şey bu muydu?"
"herkes konuştuğuna göre... durup da dinlemedin mi?"
"bana ne ya," olanları biliyordu, bilmemesi imkansızdı. "öğrenip ne yapacaktım sanki."
"şuan bunu sormazdın."
"kaşınma."
beomgyu hâlâ laboratuvarın kapısına bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tinnitus (wanna be a rock) :: txthypen
Fanfiction"peki, neden bütün okul beomgyu'dan nefret ederken biz beomgyu'yu bulmaya çalışıyoruz?" [ texting + prose. ] © kongzies, wonzluv_