okul bittiğinde yeonjun, heeseung, sunghoon ve taehyun çıkışta okulun kapısının önünde buluşup caddedeki kafeye doğru yürümeye başlamışlardı. tabi hiçbirinin ağzını da bıçak açmıyordu.
kafeye geldiklerinde sunoo'yu beklemeye başladılar. acaba sunoo onlara inanacak ve yardım edecek miydi? sanırım bu sorunun cevabını hiçbiri bilmiyordu. tahmin edilmesi zor şeylerden biriydi.
heeseung telefonunda biri ile mesajlaşıyordu, yeonjun kafasında farklı senaryolar kuruyordu, sunghoon ve taehyun ikilisi de havadan sudan konuşup birbirlerini daha iyi tanımaya çalışıyordu. sonuçta arkadaşları sayesinde daha bugün tanışmışlardı. yeonjun ve heeseung'dan da çıt çıkmayınca konuşmaya karar vermişlerdi. takılıyorlardı şuanlık.
heeseung sonunda telefonundaki yazışmasını sonlandırıp telefonu masanın üstüne koyduğunda yeonjun'a bakmaya başlamıştı.
yeonjun sorgularcasına bakarken heeseung "jay ile mesajlaşıyordum." dedi. kendi dünyalarında takılan sunghoon ve taehyun ikilisi de jay'in ismini duyunca heeseung'a dönmüşlerdi.
"bugün olanları anlatmamı istedi. her şeyden haberdar olmak istiyor anlaşılan. sonuçta beomgyu onun da arkadaşıydı. haklı." dedi. "sunooyla konuşup öğrendiklerimizi de yazmamı istedi sonradan, tamam diyip kapattım."
"iyi yapmışsın." dedi yeonjun. diğer ikili hiçbir şey anlamamış bakıyorlardı heeseung ve yeonjun'un yüzüne.
"tamam size şuan detaylıca anlatmak için doğru zaman sanırı-"
"selaam." sunoo gelmişti. ama yanında bir çocuk daha vardı.
"merhaba sunoo." dedi yeonjun ve sunoo'nun yanında gelen çocuğa baktı.
"oh- bu arkadaşım jungwon. size bu konuda o da yardımcı olabilir diye onu da getirdim. umarım yardımı dokunur, fakat bunu neden yaptığımızı hâlâ bilmiyorum."
heeseung derin bir nefes aldı. "sunghoon ve taehyun, dikkatlice dinleyin beni bir daha uğraştırmayın." ikili kafalarını sallamakla yetindi, ortam zaten yeterince gericiydi. konuşmaya çok gerek yoktu.
"yaklaşık iki hafta önce atılan posttan hepinizin haberi olduğunu düşünüyorum, zaten herkesin beomgyu'ya karşı kin beslemesinin temel sebebi bu post. posta bakınca olayın tek sorumlusunun beomgyu olduğu düşüncesi uyanıyor herkesin kafasında. fakat olayın aslı bu değil. riki ve soobin büyük partiyi düzenliyor, jay güya sürpriz misafir olarak zorla oraya getiriliyor, beomgyu o sıralar kişisel sorunlarından dolayı yalnızlık çektiğini düşünüp riki ve soobin'in tarafına doğru kaydığı için partide sonuç olarak o da yer alıyor ve jay oraya geldiğinde riki ve soobin klasik işlerini gerçekleştirirken, beomgyu bi ara aynısını yapmaya zorlansa da o an ne yapacağını bilemediğinden şok olmuş bir şekilde onları izliyor, kendi elinde olmadan. ve instagram postunda editlenmiş bir fotoğraf yer alıyor, amaç beomgyu'nun adını kirletmek ve bütün okulun ondan nefret etmesini sağlamak. umarım anlatabildim." diyip arkasına yaslandı.
yeonjun zaten bildiği için arkasına yaslanmış pozisyonda dinliyordu her şeyi. içeceğinden bir yudum aldı.
sunoo, jungwon, sunghoon ve taehyun ise ağzı açık bakıyorlardı heeseung'a. 'bunlar, nasıl olur? yani beomgyu aslında masum mu?' gibisinden. zaten başından beri yeonjun ve heeseung suçsuz olduğunu söyleyip duruyorlardı ama olaydan sadece o post ile bilgi sahibi olununca asıl olayı dinlemeden inanmak zor geliyordu herkese.
tam o sırada taehyun'un gözü onların okulundan olan ve aynı zamanda sanki onları dinliyormuş gibi davranan çocuğa ilişti. çocuk taehyun ile göz göze gelince hemen kafasını önünde çalışan bilgisayarına çevirdi. taehyun yanında oturan sunghoon'u dürttü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tinnitus (wanna be a rock) :: txthypen
Fanfiction"peki, neden bütün okul beomgyu'dan nefret ederken biz beomgyu'yu bulmaya çalışıyoruz?" [ texting + prose. ] © kongzies, wonzluv_