gecenin içinden tüm endamıyla görünen plaza ve bu plazanın sönmeye başlayan ışıkları. yalnız üst katlardaki odalardan birinin lambası geç olan saate rağmen yanıyordu.
odanın içinde masasında tüm ciddiyetiyle oturan bir adam vardı. ellerini önünde kenetlemiş, rahatsız bir şekilde önündeki evraklara bakıyordu.
kendi ortak olduğu okulun adı başta yazılıydı, başlığın altında bir fotoğraf ve fotoğrafın yanında bir isim yer alıyordu.
Choi beomgyu: 13/03/2001
2.sınıf
Bursluçocuğun fotoğrafını ve adının karşısında yazan bilgileri okudu bir kez daha.
bugün bursunu keseceğini ve okuldan atacağını, olmazsa onu başka okula transfer edeceğini söylemişti. söylediği hiçbir şeyden pişman değildi. oğlunun onu her gördüğünde zorlandığını düşünüyordu.
yine de düşünüyordu. çünkü bayan choi'nin oğlunun eğitimi için saçını süpürge ettiğinin fazlaca farkındaydı. eski ortağının eşinin dahi şirketinin şu anki hâlinde katkısı vardı, bu yüzden eğer oğlunu pat diye atarsa ona saygısızlık yapmış gibi hissederdi.
lakin, bu düşüncelerin lüzumu yoktu elbet. isterse üst makamlardan biri olsun, sonuçta zarar gören kendi oğluydu.
düşünceler içinde yüzerken masasının üstündeki iş telefonu çalmaya başladı. telefonu eline alıp kimin aradığını gördüğü anda telefonu kapattı.
fakat telefon kapatmasına rağmen tekrar tekrar çalınca en son dayanamadı ve sinirli bir şekilde telefonu açtı.
"eğer bir kez daha ararsanız hakkınızda suç duyurusunda bulunacağım."
"bay park." dedi telefondaki adam ciddiyetle. "lütfen beni dinleyin."
"neyi dinlemeliyim bay choi?"
"olanları duydum. ne olduğunu biliyorum ama lütfen bay park, oğlumu bağışlayın."
adam sinirle güldü. "oğlunuzu bağışlamak?böyle bir şey isteme haddini de nereden buldunuz?"
"oğlum hâlâ yeteri olgunlukta değil, iyi yetiştiremedim. fakat lütfen bu tür bir şey yapmayın, ben ona hak ettiği cezayı vereceğim." adamın olduğu yerden yer yer kahkahalar yükseliyor ve masa oyunu gibi sesler geliyordu.
"daha kendi parasını bile tutmayı bilmeyen biri oğluna ceza mı verecekmiş, sizce oğlunuz sizin gibi vasıfsız bir babayı takar mı?"
"haklısınız, iyi bir baba değilim. ama en azından onun için bir şey yapmama izin verin."
"hayırdır bay choi, birden baba gibi hissettiniz demek. hazır siz baba gibi hissetmişken, çocuğu zorbalığa uğrayan bir baba açısından da düşünmenizi rica ediyorum. ben de kendi oğlum için bir şey yapıyorum."
"bay park,sürekli aynı şeyi vurguluyorsunuz! asıl ceza alması gereken benim oğlum mu cidden?! zorbalık bile yapmadı sadece sustu. benim işimi almanız yetmemiş gibi bir de oğlumun okuluna mı gözünüzü diktiniz şimdi? cidden diğer çocuklar ne olacak? ne o,sizin makamınızda oldukları için bir şey yapamıyor musunuz?!"
"biraz fazla agresifsiniz sanki bay choi, onlar için en iyi yaptırımlarımı hazırladığımı bilmenizi isterim. gelip şirketlerine destek olmam konusunda dibimde yalvaracaklar buna emin olabilirsiniz. gidin bunu yetiştirin isterseniz, çünkü siz herkesten önce kendi çıkarınızı düşünürsünüz. ilk düşuncenizin oğlunuz olması hiç inandırıcı gelmedi, büyük ihtimalle o salakların babaları sizi olayı yumuşatmak için kullanıyorlar. söyleyin ne kadar teklif ettiler size?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tinnitus (wanna be a rock) :: txthypen
Fanfiction"peki, neden bütün okul beomgyu'dan nefret ederken biz beomgyu'yu bulmaya çalışıyoruz?" [ texting + prose. ] © kongzies, wonzluv_