Taçsız Yaşam -Bölüm 1-

3.7K 452 514
                                    

(Bölüm şarkısı: kendime yalan söyledim-seksendört)

(Bölüm şarkısı: kendime yalan söyledim-seksendört)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~~~

"Sanık Fatih Kalar ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla cezalandırılırmasına karar verilmiştir." Hakime Hanım'ın söyledikleriyle tuttuğum nefesimi verdim. Adam bağırarak itiraz dolu sözler söylüyordu. Ama artık bunun bir önemi yoktu. Cezası neyse çekmesi gerekiyordu. Polisler mahkeme salonundan içeriye girip Fatih Kalar'ın bileklerine kelepçeyi taktılar. Şimdi rahat bir nefes alabilirdim. Yanımdaki müvekkilime sevinçle baktım. Oturduğu yerden kalkıp bana sıkıca sarıldı.

"Çok teşekkür ederim. Siz olmasaydınız ne yapardım bilemiyorum." İçten bir gülümsemeyle "Ne demek, görevim. Sen çok güçlü bir kızsın. Böyle güçlü kaldığın için asıl ben teşekkür ederim," dedim.

Ceylin bir ay öncesinde bu tutuklanan pislik adam tarafından saldırıya uğramıştı. Korkup kimseye anlatamamıştı. Onu parkta ağlarken görüp yanına gitmiştim. Biraz sıkıştırınca bana herşeyi anlatmıştı. Bu olanlardan dolayı korkmaması gerektiğini hep güçlü olması gerektiğini söylemiş ve bu pislik herifin hapse girmesi için elimden geleni yapmıştım. Böyle pislik insanların -insan demeye utandığımız varlıkların- nefes bile almaması gerekiyordu. Ama sonunda adalet yerini bulmuştu.

"Sizin sayenizde," dediğinde gözlerimin dolmasına engel olamadım.

"Kendine iyi bak. Hep güçlü kal olur mu?" İki elimi Ceylin'nin omuzlarına yerleştirip bir abla gibi baktım. Kızıl saçlı, yeşil gözlü çok güzel bir kızdı. Kafasını olumlu anlamda sallayarak "Olur. Siz de kendinize dikkat edin. Babaannem sizi müsait olduğunuz bir gün yemeğe bekliyor," dedi.

Kafamı olumlu anlamda sallayarak "Tabii, söz geleceğim," dedim. Ceylin babannesiyle birlikte kalıyordu. Gerçekten çok tatlı bir kadındı. Ve gerçekten tam bir yemek gurmesiydi.

Ceylin yüzünde kocaman bir gülümsemeyle mahkeme salonundan ayrıldı. Ben de daha fazla zaman kaybetmeden dosyaları ve çantamı alıp çıktım.

Bugün fazlasıyla yorulmuştum. Eve gidip uyumak istiyordum. Fakat ondan önce işlerim vardı. Resmen üç saatlik uykuyla ayaktaydım. Ne zaman uyuyorsun sanki!

Doğru, hiç doğru düzgün uyuyamıyordum. Bir insan her gün iki saatlik uykuyla nasıl ayakta kalabiliyorsa ben de öyle kalıyordum. Düşüp bayılmasam iyiydi.

Basamaklardan inerken başımdaki şiddetli ağrı yüzünden düşmek üzereydim ki biri sıkıca kolumdan tutup beni kendine doğru çekti. Şom ağzımı açmasaydım iyi olurdu. Dudaklarımdan hafif bir çığlık sesi çıktı.

Beni tutan kişiye baktım. Mert Bey'i görünce bir şaşırmadım değil yani. Mert Bey ile aynı hukuk bürosundaydık. Kendisi tüm kızların hayran olduğu yakışıklı ve kaslı bir tipti. Onunla en fazla üç diyalog kurmuşuzdur. Mert Bey'in kolundan destek almaya devam ederek "Teşekkür ederim," dedim.

Taçsız Yaşam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin