Taçsız Yaşam -Bölüm 11-

1K 140 113
                                    

(Bölüm şarkısı: Hideous)

~~~

Kalp yaşamamızı sağlayan en önemli organımızdır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kalp yaşamamızı sağlayan en önemli organımızdır. Bunu herkes biliyordur zaten. Ama bazı anlar vardır. Kalbinin atmadığını hissettiğin anlar. Ölmekten bahsetmiyorum. Bu anları nasıl tarif edebileceğimi bilmiyorum. Fakat şunu biliyorum ki kalbinin atmadığını hissettiğin an onu kalbinden söküp attığın andır. Öyle bir andır ki nefes alamaz insan. Kalbi durur, ölür. Ölürken kalbi zehir saçar vücuduna. Onu her gördüğünde canın yanar. Hem de öyle bir yanar ki artık gözün kimseyi görmez. Ne olacaksa olsun artık dersin. Ama bilirsin ki kontrolü eline alman gerekir. Ne kadar zor olursa olsun.

Benim için kalbin tanımı budur. Kalp ne kadar yaşamamız için gerekiyorsa bir o kadar da ölmemiz için yalvarmamıza sebep olur.

Belki şuanda öyle bir andaydım. Bilmiyorum. Ama bildiğim birşey varsa o da kalbimin vücuduma zehir saçtığıdır. Gözümden düşen bir damla yaşı elimin tersiyle sildim. "Aynı babana benziyorsun." Kafamı camdan çevirip sağımda oturan dedeme döndüm. Kendisi beni eve bırakmak istemişti. Bende itiraz etmemiştim. Hem zaten itiraz etsemde kabul etmezdi. Söylediği cümle dudaklarımda acı bir tebessüm bıraktı. Çoğu kişi -bu çoğu kişi genellikle anne ve babamın iş arkadaşları olurdu- beni babama benzetirdi. Ve bu oldukça hoşuma giderdi. Çünkü hatırladığım kadarıyla babam dik başlı, gözü kara ve cesur biriydi.

"Bana hiç babamdan bahsetmezdin." Gerçekten de dedem hiç babamdan söz etmezdi. Babamı ne kadar ondan dinlemek istesemde bu konu hakkında konuşmamıştık. "Evet bahsetmezdim. Ama artık bazı şeylerin vakti geldiğini düşünüyorum." Neyden söz ettiğini anlamamıştım. Böyle bilmece soruyormuş gibi konuşmasından nefret ederdim. Biraz durakladıktan sonra devam etti. "Yıllarca annen ve babanın katilini bulmaya çalıştın. Bu konuda seni hep destekledim. Yıllar önce söz verdiğim gibi. Ama artık kendi hayatına bakmanı istiyorum. Gözümün önünde böyle yıpranmanı istemiyorum."

Sanırım anne ve babamın katilini bulmamdaki en büyük destekçimi de kaybetmiştim. Belki de dedemin ansızın buraya, yanıma gelişinden anlamalıydım. Elimi kucağıma koyarak yumruk yaptım. "Bu kadar yol gelmişken benden bırakmamı isteme dede. Buraya kadar gelmemde ne kadar çok engel aştığımı en iyi sen biliyorsun. Birdenbire böyle söylemeni anlamıyorum. Yıllar önce polisler bu davaya doğru düzgün bakmadan kapattılar. Ama ben tekrar davayı açacağım. Gerekirse katilin ölümü benim ellerimden olacak." Artık bunları duymak istemiyordum. Kafam zaten yeterince dolu. Birde bu sözlerle uğraşmak istemiyordum.

Dedem kararlı ifademi görmüş olmalı ki "Peki. Elinde ne var?" dedi. Yüzümdeki kararlı ifadeyi bozmamaya çalışarak "Bir mafya liderine ulaştım. Daha doğrusu ölmüş babasının yani Caner Ilgar'ın yerine geçmiş birini buldum. Caner Ilgar'ın oğlu Aren Ilgar. Kendisinin avukatı kaybolduğu için kendine güvenilir bir avukat arıyormuş. Bende onunla bir sözleşme imzaladım ve avukatı oldum. Birşeyler bulabilirim diye," dedim.

Taçsız Yaşam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin