Ne Olduğu Hakkında Hiçbir Fikrim Yok

15 3 0
                                    

Devam eden günlerde bir sürü insan trolle ne yaşadığımızın hikayesini anlattı. Bizim için ne kadar sıkıcı olsa da Buğra baya bir kız tavladı (tabi hikayeyi kendisinin trolle bir bir dövüşmüş olarak anlatması da baya bi yardımcı oldu).

Ama tabi ki yapışkan kızlardan hoşlanmayan yakışıklı wattpad boy Umut'umuz ve sosyal anksiyetesi olan ben malca bir şey yaparak (şaşırttı mı) sırf bizim yanımıza gelmesinler diye saklanmaya çalışırken çalıların arasında 3 saat uyuya kaldık... Yağmurun altında. Ama kendimi savunmam gerekirse çalılara saklanmak Umut'un fikriydi. Ben göle atlamayı önermiştim. Ve şu anda müthiş (!) bir bağışıklık olan ben ve ölse cesedini yürütmeye çalışacak iyiyim ben Umut hastane kanadında yatıyorduk.

Umut
-Sıkıldım. Yeter bu kadar!

Ferzan
-Ne bok yiceksen ye şu anda seninle uğraşamam. Sessiz ol.

Umut yatağından atlayarak kapıya doğru yürümeye yeltendi. Tekrardan sırtımı ona dönerek gözlerimi kapatmıştım ki şlak diğe bir ses duydum. Arkama baktığımda Umut yüzüstü yerde yatıyordu. Nefes aldığından emin olduktan sonra önüme dönerek gözlerimi kapattım.

Ferzan
-En azından çenesi kapandı... Gerizekalı.

***

Gözlerimi açtığımda havanın karadığını ve saatlerdir uyuduğumu fark ederek gerindim ve kendimi değerlendirdim. Ulaştığım sonuca göre hala tam iyileşmemiştim bu da demekti ki yarın da malesef derslere katılamayacaktım. Ve hayır bunun kesinlikle yarına teslim edilmesi gereken Biçim Değiştirme ödevini yapmamamla alakası yoktu.

Yavaşça doğruldum ve etrafıma bakındım. Yanımdaki yatakta yatan Umut'u gördüğümde acaba Umut'un bayılması gerçek miydi diye düşündüm. Bu yüzden yavaşça yanına yaklaştım. Ve yüzünün sanki 2 metre yukarıdan suya çakılmış gibi kıpkırmızı olduğunu gördüğümde sırıttım.

Dumbledore
-Ms. Karaağaç ben de size bakmak için gelmiştim.

Korkuyla arkamı döndüm. Ama dürüst olmak gerekirse Dumbledore'u gördüğümde korkum azalmadı. Koskoca okulun müdürü niye gelmişti buraya? Niye bana bakmak istemişti? Yüzünde pişik olmuş ama gülümsemeye çalışan birinin ifadesi vardı. Belki sadece yüz ifadesi değildi ve bu yüzden hastane kanadına gelmiş beni görünce de bahane bulmuş da olabilirdi.

Ferzan
-Uhh, merhaba Profesör... Ben burdayım- Yani dediniz ya- Bena-

Az önce panikleyip bena mı demiştim? (ki İngilizce'de bu ti ma, doğrusu to me, diye duyulmuştu)

Dumbledore
-Nasıl hissettiğini öğrenmek istiyorum Ferzan.

Peki, tamam... Ms Karaağaç 'dan Ferzan' a geçtik. Bu iyiye işaret olamazdı.

Ferzan
-Yani iyileşiyorum Profesör. Teşekkür ederim.

Profesör Dumbledore gülümseyerek bana doğru fısıldayacak bir mesafeye geldi. Hoş fısıldadı mı tam anlamadım.

Dumbledore
-Kafanı karıştıran bir şey oldu mu? Bana söylemek istediğin bir şey var mı?

Hissettiğim boşluk hissini düşündüm, bir şeylerin yolunda olmadığı hissi. Yavaşça kafamı yerden kaldırdım.

Ferzan
-Hayır Profesör.

Dumbledore yüzümü inceledi.

Dumbledore
-Pekala öyleyse. Ben gitsem iyi olacak. Sizde dinlenmeye bakmalısınız Ms Karaağaç. İçimden bir ses senenin geri kalanın sizin için zor geçeceğini söylüyor.

Dumbledore geldiği gibi sessizce hastane kanadından çıktığından derin bir nefes alarak yatağa oturdum. Dumbledore'un söylediği şeyler kafamı bulandırmıştı. Ama beni asıl endişelendiren benim de aynı şeyi hissediyor olmamdı. Büyücü olduğumuzu öğrendiğimizden beri bir trolle savaşmış, zaman mekan değiştirmiş, yurtdışında yatılı bir büyücülük okulunda arkadaşlar edinmiş (bir tanesi dünyanın en kötü büyücülerinden birinin ölümü kesin getirmesi gereken büyüsünden kurtulmuştu) ve bizim senelerdir öğrendiğimiz 5 İngilizce kelime  dağarcığımızı ana dilimizmiş gibi konuşmamızı sağlayan sihirli peynirler yemiştik. Ve içimde bunun buzdağının sadece görünen bir kısmı olduğuna dair bir his vardı.

***

Ferzan
-Yani şimdi benim-

Umut
-Bizim.

Ferzan
-... Yani şimdi bizim hiç öğrenmediğimiz bir konudan hiçbir kaynak veya yardım olmadan 3 parşömen mi yazmamızı bekliyorsunuz.

Snape
-Evet.

Ferzan
-Bu adil değil!

Snape
-Ses tonunuza dikkat edin Ms. Karaağaç. Sırf bir trolü bayılttığınız için size ayrımcılık vereceğimi düşünmemeyildiniz belki de.

Umut
-Öyle bir şeyi kesinlikle düşünmedik Profesör. Sadece en azından birkaç kitap kullanmamıza veya yardım almamıza izin verirseniz-

Snape
-Belki de Potter'ın arkadaşı olduğunuz için kendinizi özel sanıyorsunuz. Seçilmiş Kişi ile arkadaş olmanız sizin ve arkadaşlarınızın saygısızlıklarını göz ardı edeceğim anlamına gelmiyor. Gryffindor'dan 5 puan. Bu konuşmayı devam ettirmeniz size daha çok puan kaybettirecektir. Bu yüzden size sınıfımda çıkmanızı ve yaptığınız seçimleri gözden geçirmenizi öneririm.

Arkamızdan kapanan kapının sesini duyduğumuzda ikimiz de birbirimize bakarak aynı anda konuşmaya başladık.

Umut
-Sırf Harry ile arkadaşız diye!

Ferzan
-O adamın Harry ve bizimle ciddi bir problemi var.

Umut
-Ondan tek istediğimiz biraz yardım almaktı.

Ferzan
-Kitap bile kullanmamıza izin vermedi.

...
-Bence biz size bu konuda yardımcı olabiliriz.

İkimizde korkuyla bağırarak arkamıza döndük.

Ferzan
-Az kalsın altıma sıçıyordum. Ne yapıyorsunuz burada?

George veya Fred
-Snape'in odasına sırıtma bombası atacaktık.

George veya Fred
-Tabi siz sınıfta olmasaydınız.

Umut (bana dönerek)
-Snape'i gülümserken düşünebiliyor musun?

Ferzan
-Ihh. Düşünmek bile tüylerimi ürpertti.

George veya Fred
-Yrdımımızı istiyor musunuz istemiyor musunuz?

Umut
-Peki bundan sizin elinize ne geçecek?

Weasley ikizlerinden biri bize doğru eğilerek fısıldadı.

George veya Fred
-Biraz Muggle şakalarını öğrenmek fena olmazdı.

Ferzan
-Eğer Snape'de şakalardan payını alacaksa kabul.

George veya Fred
-Merak etme ilk hedefimiz o olacak.

Dolaptaki Kız [Harry Potter]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin