3.Bölüm : "LAFUGÜZAH"

3K 106 56
                                    


Şarkılar:
Dedublüman & Mavzer Tabancas ,
En Dibine Kadar

"Yarası kapandı fakat izi hâlâ baki."
Reşat Nuri Güntekin


Candı bu.
Canına can katan da olur canını hiçe sayan da.

İlla ki biri kırar ,yıkar ,üstünden geçerdi. İnsanı yaralayan yıkıp dökmesi değildi ki insanı yaralayan en güvendiğimiz kişilerin bu yaraları açmasıydı. Güvenimizden vurmasıydı. Bir gerçek vardı ki gelse öpse avuç içlerimizden o izi kalmış yaralar anında kaybolurdu. İnsan insanın hem yarası hem şifasıydı. Akıl akıldan üstündür derler , akıl akıldan üstündü de ,ya kalp? Akıl kalpten üstü müydü? Eşit kollu terazide aklımı ve kalbimi tarttım. Dengenin bozulmaması için ne kadar çok çabalasamda biri her zaman ağır bastı. Yakıp geçti, terazide aklım ağır bastı. Sevdi, kalbim ağır bastı. Hiçbir zaman dengede olamadı. Bu güne kadar susmuştum. Diyeceğim her bir lafı aklıma kazımıştım unutmamak için. Bir gün gelir belki diye pencerelerde uyuya kaldığım günleri biliyorum. Tek isteğim şu aramızdaki mesafenin kapanmasıydı. Sabırla bekledim , çatkapı geldi. İnsan isteklerini detaylandırması gerekiyormuş.Aklıma büyük harflerle kazıdığım laflar uçup gitti. Diyecek bir şey bulamadım. Kilometreler, gelince yok olur sanmıştım . Nerden bilebilirdim ki gözlerinin ötesindeki kilometreleri. Bilmeden yollarını gözlediğim adam yanı başımda bir yabancıymışım gibi bakmıştı. Söylediği sözler aklımdan hiç çıkmadı.

"İçimde sana dair bir umut vardı. Değişmedin diyordu , yalan söylüyormuş. Tanıyamıyorum seni artık."

Değişmek kötü bir şey miydi? Ben mi istedim değişmeyi , sen sebep oldun. Diyemedim sebebi sensin diye çünkü her zaman ki gibi çekip gitmişti. Engel de olamamıştım zaten. Söylediği sözler sinsi bir ok misali ikimizin kalbine hedef almıştı. Öldürmemiş , yaralamıştı. Severken acıtmıştı. İkimizde ne sevilmeyi ne sevmeyi biliyorduk. Bildiğimiz tek şey birbirimizi yaralamaktı. Kalbime nasılsın diye sordum. Cevap olarak yaralayana sor , beni en çok o tanır dedi. Soramadım korkumdan , bir daha çekip gider diye.

O gece odama girip kapıyı kilitlemiştim. Zeliha kapıyı açmam için dirensede açmamıştım. O gece kimseyle görüşmek , kimse ile konuşmak istemiyordum. İçimdeki mahkemede aklım kalbimden şikayetçi olmuştu. Ağlamadım gittiği için . Ne kadar kaçarsa kaçsın duyacakları kaçınılmazdı. Saçlarımın hafif dalgalı oluşu doğal bir görünüm vermişti. Gümüş halkalı küpelerimi takıp aynada son kez kendime baktım. Dün Sarp'a arkadaşlarıyla tanışacağız diye söz vermiştik. Laf ağızdan bir kere çıkmıştı. Zeliha'ya sabah kalktığımda gideceğimizi söyleyerek haberdar etmiştim. Gezmeyi ne kadar çok sevsede gelir misin dediğimde kırmaması aslında dünden dolayıydı. Yanlız bırakmamaya çalışıyordu beni. Dün gösterdiğim sert tepki için sabah özür dilemiştim. Üstüme giydiğim askılı beyaz tül elbise beni hanım hanımcık göstermişti. Üst tarafı dar belden sonrası ise kabarıktı. Dizlerimin bir karış üstünde olması bir sorun teşkil etmiyordu. Hem dekolteside yoktu çok fazla. Koyu kahverengi saçlarım iki yanıma düşmüştü. Düzleştiriciyi alıp gözlerime düşen şekilsiz perçemlerimi düzelttim. Siyah bir çanta alarak telefonumu ve cüzdanımı içine koydum. Anneme arkadaşlarla buluşacağımı kahvaltı yaparken söylemiştim. Abim mırın kırın etsede annemin lafının üstüne laf söyleyememişti. Boynumun iki tarafına parfümümümden sıkarak odamdan çıktım. Merdivenlerden ses çıkarmadan inip dış kapıyı araladım. Abim fazla üstüme karışmazdı fakat görünce de rahatsız olurdu. Tatsızlık çıkmadan araladığım yerden dışarı çıktım. Çantamdan telefonumu çıkartıp Zeliş'i aradım. Ararken demir kapıya doğru ilerledim.

AŞKINA DİVANE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin