9. Bölüm : "ÇATLAYAN TAŞ DUVARLAR"

2.4K 116 32
                                    

Şarkılar:Tan Taşçı; Herhalde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şarkılar:
Tan Taşçı; Herhalde.
Mabel Matiz; Müphem.

Güzel okumalar...

Her şeyin fazlası zarar olduğu gibi sevgininde fazlası zarardı. Eşit kollu terazinin her iki kolu da eşit olması gerekirken bir taraftaki sevgi ağır bastığında ve bunu fark edip o sevgiyi geri çektiğinde karşı taraf bir boşluğa düşerdi. Üstelik kurtaranda olmazdı. Aşırı sevginin saplantıya da dönüştüğü görülürdü. Eğer o devreye geçiş yapılmışsa asıl sıkıntı o zaman başlardı.
İnsanı hayatta tutan sevgi bile bir gün hayatınızı bile elininzden yaka paça alırdı. Bir kere o kapana sıkıştınız mı kaçsanız bile kaçamazdınız aslında. Gölge gibi peşinizden ayrılmazdı.

Tufan Karakum.

Hayatıma iki yıl önce giren sevgisini saplantıya dönüştüren ilk sevgilimdi. İlk ve son diyebilirdim. Ona olan güvencimi öyle bir sarsmıştıki sonraki iki ilişkimde, ilişki de denirse, çok kısa sürmüştü.

Adı gibi hayatıma girdiği andan itibaren ardında hep tufan bırakmıştı.

Ondan tamamen kurtulmanın yolu yoktu. Varsa da ben bilmiyordum. Bazen ansızın karşıma çıkar ve hevesimi kursağımda bırakırdı. Bazen ansızın karşıma sarhoş şekilde çıkar ve kaçmanın yollarını arardım.

Belki çok klişe gelebilir bu söylediklerim ama eskiden böyle değildi. Gerçekten.

İlk tanıştığım adam ile sonradan ikinci yüzüyle karşı karşıya kaldığım adam hiç birbirine benzemiyordu.

Neredeyse yedi, sekiz ay sadece arkadaş kalmıştık. Zeliş'le her gün Tufan ile buluşmanın yollarını arardık. Günümüz hep bir arada geçerdi. Her güne eğlenebileceğimiz aktiveteler sığdırır ve hiçbir günü boş geçirmezdik. Bizden iki yaş büyüktü. Büyük olmasını umursamamıştık çünkü kafa yapılarımız birbirine o kadar benziyordu ki aynı yaşta sanıyorduk. Yanımıza erkek sinek konmasına izin vermeyen abim bile sevmişti Tufan'ı. Abimden söz ediyorum, abim bile sevmişti Tufan'ı.

18. Yaş günümde evimizdeki kutlamaya katılmış ve güzel bir gün geçirmiştik ailecek. Kutlama bittiğinde ise Zeliş'le beni kafeye götürmüş ve orada da arkadaşlar arası doğum günümü kutlamıştık. Arkadaşlar arasında Sarp'ta vardı. Doğum günü hediyesi olarak ucunda pudra pembesi bir kelebek olan kolye almıştı. Boynuma kolyeyi takarken elindeki kolye yere düşmüştü. Yere düşen sadece kolye de değildi. Sarp'ta Tufan'ın tekmesi ile yeri boylamıştı. Ne olduğunu anlamamıştım bile. O zaman fark etmemiştim ama asıl gerçek yüzüyle o an tanışmıştım. O zamanki ergenliğimle kıskandı diyip geçmiştim.

"O elini kırarım lan senin!" diyerek kükrediğini duymuştum ardımdan. Zeliş beni mekandan çıkartmak için çekiştiriyordu. Onları öylece kavga ederken bırakamazdım. İkisi de benim için farklı konumlardaydı. Zeliş'in kollarından kurtulup ayırmak için yanlarına gitmiştim.

AŞKINA DİVANE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin