Şarkılar; Emre Aydın,Fırtınam
Vedat Özkaya, Gözümden Al Gözlerini"Birbirimize bir kaç adım mesafelerdeyiz aslında, ama aramızda kilometrelerce gurur var."
CEMAL SÜREYAGözlerin bile yalan söylediği bir zamandaydık. Güvenmek çok uzak bir ihtimaldi. Mesafeler ne için vardı? Aşılmak için mi ya da yokluğa alışmak için mi? Aramızda öyle bir mesafe vardı ki dünya toz parçası olsa dahi kapanmazdı.
Aramıza şehirler girdi ve uzaklaştırdı bizi birbirimizden. Şuan aynı ortamdayız. Şimdi de uzaksın bana. Anlaşılan aramıza şehirlerin girmesi bir bahaneymiş. Şu an yine gözgözeyiz ama önümüzde aşılmayacak kalın duvarlar var. Görmek bazen yetmiyor, görsen dahi yetmiyor. Ne o duvarları kırmaya çalışıyor ne de ben. Çakır için bir şey bitmişse bir daha başlamazdı. İstanbul'a gelmeden önce hep içten içe bir kere yüzünü görmek istedim. Şimdi buradaydı ama yok gibiydi. Bedeni buradaydı ama duyguları yoktu. Gözlerimi zorlukla babama çevirdim.
"Kızım gel kahvaltı yap." dedi çayından bir yudum daha alırken. Dün gece onlardan yemek yemeden çıktığım için şimdi buraya gelmiş kahvaltı yapıyordu. Başımı yukarı ve aşağıya doğru tebessüm ederek salladım.
"Yüzümü yıkayayım geliyorum." demekte zorlandım. Salondan çıkmak için arkamı döndüm. Sırtımdaki ağırlığın sebebi gözlerini benden bir an bile ayırmayan Çakır'a aitti. Çakır abi, Firuze! Salondan çıkar çıkmaz mutfakta olan annemin yanına geçtim. Annem kapıdan içeri geçtiğimi görünce sözünü dinlemediğim için kaşları çatıldı.
"Ben sana ben gelene kadar bekle demedim mi?" Omuz silkerek asıl konuya girdim.
"Çakır abi neden gelmiş?" Dedim abi kelimesini vurgulayarak. İçimden kendime hep hatırlatıyordum.
"Baban ekmek almaya giderken yolda Çakır'ı görmüş. Kahvaltıya davet etmiş. Büyük ihtimalle abin demeden Çakır'a söyleyecek." şaşkınlıkla gözlerim yuvalarından çıkarken sessiz kaldım.
"Abim babamın kendisinden önce söylediğini duyarsa babamla konuşmaz . Hadi onu geçtim aralarındaki düşmanlıktan dolayı Çakır abi kahvaltıda ne tepki verir senin aklın alıyor mu anne?" Derken hızlı hızlı konuştum.
Annem sıkıntıyla ellerini beline koyarak sıkıntılı bir nefes verdi."Elinde sonunda öğrenecek. O nasıl söz öyle, Serhat çocuk mu?" Anne aslında işine gelince bir çocuktan farksız olabiliyor. "Hem Çakır babana böyle bir saygısızlık yapacak biri değil. Küçükken bile abinden daha olgundu. Çakır öğrendiklerine sinirlense bile bize yansıtmaz." Annem abimden daha çok tanıyordu sanki Çakır abiyi. Başımı iki yana sallayıp mutfaktan çıktım. Banyoya doğru ilerlerken aklımda bir ton cevapsız sorular dönüyordu. Kapıyı açtığım sıra içeride Çakır'ı görmeyi beklemiyordum. Salonda değil miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKINA DİVANE
Novela JuvenilDile kolay olan bazı sözler kalp için de geçerli değilmiş . Ben bunu er ya da geç öğrenecektim. Şimdi bütün çıplaklığıyla bütün ihtişamıyla karşımda dikiliyordu . Boğazımı düğüm düğüm eden bu sancıya dayanabilmek için çok çaba sarf ediyordum. Dilim...