Azrail

2.2K 81 21
                                    

İnsanlar ölmeyi beklerdi.
Ne zaman öleceklerini bilmedikler için genelde hayatlarını dolu dolu yaşamanın peşinden gider ve çok para kazanmak isterlerdi.

Ben sadece sevdiğim üç çocukla yaşamak istiyordum, onlarla aynı evde yaşamak onların her istediklerini onlara vermek ve onlar benden vazgeçene kadar onları sevmek...
Kader miydi yoksa tanrının emri mi bilinmez, sürekli isteklerimin tersi oluyordu.

Yine kötülük beni bulmuş ve mutluluklarımdan alı koymuştu.

Saat üçe geldiğinde evden sessizce çıkmıştım. Bizi takip eden araba farlarını yakıp söndürdüğünde O arabanın gerçekten Sercan'ın olduğuna kanaat getirmiştim.

Ayaklarım tersime gitmek istesede Sevdiğim insanların ölmesine izin veremezdim. Dediği gibiydi, evin etrafından altı adam çıkıp arkamdan geldiğinde hapı yuttuğumu kesin olarak onaylamıştım.

Arabaya binerek doğduran Sercan'ın gömleğinin yakasına yapıştım.

"Evin etrafına bir şey dökmediler dime? Geldim işte o çocukları rahat bırak!" demiştim. Yüzündeki gülümseme sönerken gömleğini tuttuğum elimi sıkarak geri ittirmişti.

"Merak etme! Hiç bir şey yapmadılar." demişti, aniden çenemi tutarak dudaklarıma yapıştığında hızla onu ittirmiştim.
Sinirle gözü seğirmişti. Yüzüme tokadı yapıştırdığı gibi eli saçlarımın içine dalmıştı.

"Sakın bana karşı çıkayım deme, yoksa seni de o çocukları da bitiririm." demiştim. Gözlerimden yaşlar akarken saçlarımı bırakmıştı.

Bizim olduğumuz Arabaya üç adam binerken, diğer üç adam önümüzdeki arabaya binmişti.
Sercan bana doğru eğilerek kemerimi takmış ve gözümden düşen yaşları eli ile silmişti.

Yüzüm acıyordu, kalbim acıyordu, ruhum acıyordu.
Yüzümü cama çevirerek gözlerimi kapatmıştım. Bundan geriye dönemezdim.

Gözlerimi kapatmış ve o üç oğlanı görmek için dua etmeye başlamıştım.
Beni bulmaları için dua ediyordum, kendimi Sercan'a kurban edecektim ama bu bir süreliğine olacaktı.

Gitmeden çocuklara bir not bırakmış ve Eymen'in anlayacağı dilden bir şeyler sıralamıştım. Beni bulmaları için ipuçları işe yaramalıydı.

"Telefonun nerede?" diyen Sercan'a döndüğümde sırıtmıştı.

"Evde bıraktım." demiştim. Sadece kafa sallayarak yola geri dönmüştü.

Yalandı.

Telefonum ayakkabımın içindeydi.
Tanrıdan tek duam, çocukların notu erken bulup yardımla telefonumundan beni bulmasaydı.

Bu yüzden Eymen Başroldeydi.

Tanrıya uzun zaman sonra bana yardım etmesi için dua etmiştim, belki beni unutmuştu. Ya da hatırlamıyordu bile!

Gözlerimi yola çevirmiştim, her yer karanlıktı. Arkamızdaki üç adama baktığımda korkunç yüzleri sinirimi bozuyordu.

Ortadaki pis pis sırıtırken iyice rahatsız olup önüme dönmüştüm.

Gözlerim giderek kapanırken uyumak istemiyordum.
Uyumamalıydım.

Uyuma Kaan!!

~

Yazar

Eymen gördükleri ile hızla yatağından fırlamıştı.
Önce Kerem'i ardından Cenk'i uyandırarak Kaan'ın odasına çağırdı.

Kurallar | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin