Kendine Gel!

3.5K 125 23
                                    

Kendimi öyle kötü hissediyordum ki! Sanki vücuduma bir pislik bulaşmış ve ne kadar yıkasam da çıkmıyormuş gibiydi.

Üç gündür odamdan çıkmamam herkesi endişelendiriyordu. Neden utandığımı bilmiyordum, özgüvenimi kaybetmiştim.
Kendimi bebek gibi hissediyordum, bir bebek gibi aciz, bir bebek gibi savunmasız, bir bebek gibi kırılgan.

Sercan'a ya da birama ilaç atan çocuğa ne oldu bilmiyordum. Tek bildiğim bok gibi hissetmemdi. İçimdeki kurt derinlere kaçmıştı, o güne dair tek hatırladığım vücuduma değen eller ve iğrenç ıslaklıklardı.

Partiyi nasıl duymuş? Ya da nasıl gelmişti bilmiyordum, ancak gelmişti ve beni tekrar yerle bir etmişti.

Bana neden bu kadar takmıştı emin değildim, ondan nefret ediyordum. Ondan tüm benliğimle nefret ediyordum.
Uzun zamandır ağlamamıştım, ve iki gündür deli gibi ağlıyordum.

Gözlerim kızarmış, altları mosmor olmuştu. Spor yapmıyordum, yemek yemiyordum, dışarı çıkmıyordum.

Yaşanan bu olay duyulmamıştı, sınıf grubunda sadece matematik sınıfından birinin deli gibi dövüldüğü çocuğun burnun kırıldığı ve iki dişinin düştüğü konuşuluyordu. Kimin yaptığı belli değildi, çocuk şikayetçi olmamıştı.

Birama ilaç atan piçten başkası olamazdı.

Yataktan yavaşça kalktım, boy aynasında kendime baktığımda iğreniyordum.
Göğüslerimdeki morluklar ve ısırık izleri öylece duruyordu.

Orospu çocuğu beni ne hale getirmişti.

Yavaşça kapı kolunu indirmiştim. Sessizdi, herkes okulda olmalıydı.
Bacaklarım tutmuyormuş gibi hissediyordum, merdivenin korkuluklarına tutuna tutuna indiğimde evdeki sesleri dinledim. Gerçekten kimse yok gibiydi.

Yavaşça oturma odasına ilerlediğimde koltuktaki telefon gözüme çarpmıştı. Telefon Batuhan'ın telefonuna benziyordu.

Odama geri çıkmak için arkama döndüğümde Batuhan oradaydı.

"Dostum?" demişti bana doğru gelerek, gülümsemesi bana bir anlığına o herifin zafer gülümsemesini hatırlatmıştı.

Geriye doğru adımladığımda Batu durmuştu.

"İyi misin?" demişti.

Kendimi öyle korkak hissediyordum ki, en son çocukken böyle hissetmiştim.
Batuhan'ın yüzü düşerken öylece ayaklarına bakıyordu.

"B-ben özür dilerim... Sadece iyi hissetmiyorum." diyebilmiştim. Gözlerim Batuhan'ın ellerine kaydığında ellerinin üzerindeki kurumuş kanları ve çatlamış deriyi görmüştüm.
Sanki ellerini hiç düşünmeden hun harca duvarı yumruklamış gibi görünüyordu.

Ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Biliyorum. Bunları tekrar yaşamak seni mahvetti ve bu çok ağır geldi." demişti. Bunları biliyor olması canımı sıkıyordu.
İnsanlardan her daim duygularımı, korkularımı ve bu yönümü gizlemeye çalışmıştım.

Bunu görmeleri ya da fark etmeleri canımı sıkıyordu.

Batuhan bana bir adım attığında "Bizimkiler gelmeden odama dönsem iyi olur, biraz uyuyacağım." demiştim.

Hızla Batuhan'dan uzak tarafa ilerlemiştim, koltuğun yanından geçtiğim anda arkamdan koşmuş ve bileğimden tutup beni geri çekmişti.

Korku ile ne yapacağımı bilemeden kala kalmıştım.
Bağırmak için ağzımı açacaktım ki, Batuhan kafamı tutarak sert göğsüne yaslamıştı.

Kurallar | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin