Öylesine şarkı ekledim.... Belki seversiniz.
"Üniversite'nin bahar festivaline katılmak istemiyorum." demişti Eymen, "Sıkıcı ayrıca görevlere zorla katıyorlar." diye de eklemişti.
Ona gülümseyerek "Olsun, katılmalısın! Bir süre görünürüz sonra buluşur bir şeyler yaparız." dediğimde Kerem kafasını kaldırıp bana sertçe bakmıştı.
"Bana öyle bakma, yemeğini ye lütfen!" diye söylemiştim, sesime özellikle sevgi tonu katmıştım. Kerem'in kaşları düştükten sonra önündeki köftelere dönmüştü.
"Sen ne yapacaksın Cenk?" diye sorduğumda ağzı tıka basa olan Cenk bana gülümseyerek hızla çiğnemeye ve yutmaya çalışmıştı.
Bu sevimli haline istemeden gülmüştüm, "İyice çiğne ve yavaş yut! Boğazına kaçabilir." dediğimle sakinleşmişti. Bir süre daha çiğnedikten sonra üzerine içeceğinden içerek konuşmaya başladı.
"Ben Grupça yapılan limonata standındayım, bir süre orada satış yapmam gerekiyor." demişti.
"Bu Mükemmel, insanlar sıcak havalarda soğuk şeyleri sever." Sözlerimin ardından gözlerimi tekrar Kerem'e çevirdiğimde göz göze gelmiştik.
Gözlerini şaşkınlıkla açıp hemen başka tarafa çevirmişti, yüzümde istemeden yaptığım gülümseme ile ellerimi birleştirerek dirseklerimi masaya yasladım.
"Kerem? Sen ne yapacaksın?" diye sorduğumda bakışları beni buldu, gözlerimin en içine bakıyordu.
"Grup ödevi bitti, bizimkiler sunum yapacaklar. Ödevde çok fazla şey yaptığım için sunuma katılmayacağım. Şimdilik bir şey yok yani!" diye eklediğinde gülümseyerek "Güzel! O zaman sen de benimle gelirsin." demiştim.
Kafasını hızla kaldırıp bana bakmıştı, bunu neden istediğimi sorguluyor gibiydi.
"Benimle Dondurma Standında olmak ister misin?" diye sorduğumda aniden gülümsemişti.
"Dondurma mı?" Kerem dondurmayı çok severdi, özellikle fıstık parçacıklı fıstıklı olanı.
Dudakları aralandığında ona fırsat vermeden "Evet fıstıklı da olacak!" demiştim.
Gülümseyerek "Olur." demişti, sesindeki heyecan çok güzeldi.
Kafa sallayarak ona göz kırpmıştım. Ardından tabağımı, çatalımı ve bardağımı alarak mutfağa ilerledim.
"Yemekten sonra tabaklarınızı ve kirlettiklerinizi makineye koymayı unutmayın! Ben odamda olacağım." demiştim.
Merdivenleri çıkmaya başladığımda hemen arkamdaki adım sesleri ile arkama baktım, Kerem kafası yerde hemen arkamdaydı. Yol vermek için kenara kaydığımda Kerem hızla geçerek odasına girmişti.
Odama girerek kapıyı kapattım, çalışma masama oturarak e-maillerimi kontrol etmeye başladım. Aralarından biri dikkatimi çekmişti.
Üniversite aracılığı ile basına yansayacak bir röportaja katılmış ve fotoğraf çektirmiştim, bunun sayesinde e-mailime bir şirketten modellik teklifi gelmişti.
"Ciddi mi bunlar?" demiştim, çok bağırmamıştım ama heyecanlanmıştım.
Bu şirketin yurt dışı bağlantısı da olduğu için bu büyük şanstı, hem benim hemde bebeklerim için. Hızla seslenerek bebeklerimi çağırmıştım.
"Çocuklar! Koşun buraya!" diye bağırdığımda hızla odamda merakla bakan üç yüz olmuştu.
"Ne oldu Kaan?" diye sormuştu Cenk, elimdeki iPad'i onlara vererek koltuğuma oturup bacak bacak üstüne attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurallar | Gay
RomanceDüzenleniyor... +18 bir hikayedir, küçükler okumasın lütfen! Grup seks, şiddet, argo gibi kavramlar içerir. Üyelere verilen bir cezadır, herkesin kabulü vardır. Dört kişilik bir arkadaş grubunun yaptıkları hatalara karşı ceza olarak grupça seks yapm...