4.Bölüm

102 13 1
                                    

Annem yorganımı üzerimden çektiğinde ofladım ama umursamamaya çalışarak yastığa kafamı gömdüm ve uykuma geri dönmeyi denedim.Daha kafamı yeni gömmüştüm ki yastığın kafamın altından alınışıyla tekrar rahatsızca ofladım.

"Selin ! Hadi ama ! Çok işimiz var ! İki gün sonra düğün var farkındaysan ! " diye bağırdı.Ardından da pencereye ilerleyip güneşlikle birlikte perdeyi çekti ve içeriye güneş ışığının dolmasını sağladı.

"Farkındayım ama bir saat daha uyusam düğün aksamaz herhalde." dedim uykudan geberircesine.

"Hayır Selin uyan ! " dedi ve odadan çıktı.Yüzümü koluma gömerek tekrar yattım.Ama annem yaptığımı hissetmiş gibi tekrar odaya geri döndü.Topuklu ayakkabılarından birini sertçe yere vurarak " Kalk Selin ! " diye tekrar uyardı.

Pes edip kalktım ve paşa paşa banyoya ilerledim.Perişan haldeki saçlarımı elimle öylesine düzeltip duşa girdim.Sıcak su daha çok uykumun gelmesini sağlarken aynı zamanda vücudumu rahatlatmıştı.Ayakta uyur halde duştan çıktım ve dolabımın başına geçtim.Rahat bir tişört ve dizimin üzerinde biten bir etek seçtim ve giydim.Üzerime de kırmızı bir ceket alıp aşağıya indim.

Annem çoktan hazırlanmış sabırsızca beni bekliyordu.Beni görünce o da kalktı ve çıktık.Annem arabaya ilerlerken "Önce düğün salonuna gideceğiz,sonra gelinlik provası var.Sonra senin elbisen,sonra davetli listesini son bir kez daha kontrol edip teslim edeceğiz.Ahh daha elbisen yok ortada Selin ! Ne kadar rahatsın.Anlamıyorum ben seni zaten.İnsan biraz heveslenir biraz heyecanlanır.Ama yok-" diye sıralamaya başladı.

"Anne İdille gittik,baktım bir şeylere ama seninle karar verelim diye bugüne bıraktım işte.Başka müsait olduğun gün yoktu ki." diye itiraz ettim.

"Neyse,sen zaten beğendiysen işimiz çabuk biter.Gelinlikten önce oraya gidelim."

Yarı uyur yarı uyanık annemi takip ettim.Arabaya binince "Hiçbir şey yapmadan önce kahve alalım,lütfen." dedim.

Annem de "Tamam alalım da senin neden bu kadar uykun var ? Gece de çok geç yatmadın." dedi kemerini bağlarken.

Bir anda yalan bulamama zorluğuyla duraksadım."Uyuyamadım pek.Sürekli uyanıp durdum." dedim nedense gülümsemeye çalışarak.

Annem arabayı çalıştırdı ve bahçeden çıktı."İdil'i de mi alsak ? Gelmek ister mi ? " diye sordu.

Sevinçten "Yabadabaduuu" diye bağırmak istesem de kendimi tuttum ve onun yerine "İster ister.Evde çatlıyordu zaten." diye sevinerek telefonu elime aldım.

İlk çalışında açtı."Oo erkenciyiz bakıyorum."

"Ne sandın kızım ? Kahvaltıya bile indim." dedi neşeyle.

"Süper o zaman.Bizimlesin bugün elbise,gelinlik provası falan.Sorun olmaz değil mi ? " dedim sanki hayır dese yalvara yalvara getirmeyecekmiş gibi.

Ama İdil hiç eksik kalır mı ? Yalvarmaya gerek kalmadan atladı zaten."Ben de evde tek başıma ne yapacağım diye deliriyordum.Çıkıyorum hemen o zaman.Nereye geleyim ? "

Anneme döndüm "Nereye gelsin ? " diye sordum.

Annem de "Önce kahvaltı yapalım.Siz seçin." dedi.

Ben de ikimizin de kahvaltı yapmaya bayıldığı restoranta gelmesini söyledim ve kapattım.Restoranta geldiğimizde İdil çoktan gelmiş bir de üzerine hepimizin siparişlerini vermişti.Garsonla biz aynı anda masaya ulaşınca sanki harika bir buluş yapmış gibi "Tam zamanında ! Tam bir sipariş dehasıyım ! " diye ellerini çırparak ciyakladı ve kalkıp ikimize de sıcak bir şekilde sarıldı.

NARSİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin