8.Bölüm

85 9 0
                                    

"Nereye kaybolduğunu anlatmayacak mısın ? " İdil ısrarla üçüncü kez sorarken yine inat ettim.

"Dolaşmaya çıktım dedim ya." dedim ayakkabılarımı giyerken.

"Kendi başına ? " diye sordu şüpheyle.

Soruyu yanıtlamak yerine "Ben iniyorum.Sen de gelirsin." dedim.Uyandığımızdan beri soru yağmuruna tutup nereye gittiğimi ve neden soğuk davrandığımı çözmeye çalışıyordu.Sıkılmıştım.Merdivenlerden inerken kahvaltı masasında Tuna'yı görünce sıkılmaya devam edeceğimi anladım.

"Günaydın. "

"Günaydın. " dedim karşısına otururken.

Kahvesinden bir yudum aldıktan sonra konuştu."İdil gitti mi yoksa ? "

"Yoo,iner şimdi. "

Tabağıma birkaç şey aldım ve onlarla ilgilenmeye başladım.Kısa bir süre sonra da İdil indi.Tuna'nın yanına oturduğunda gözü bendeydi.Tuna'ya döndü ve imayla karışık neşeyle "Sana da mı küsmüş hanımefendi ? " dedi.

Hala tabağımla ilgilenirken başımı kaldırmadan "Ben kimseye küs değilim." dedim.

Bu defa Tuna atıldı."Ne bu tavırlar o zaman ?"

"Her zaman neşeli olmak zorunda mıyım ? " dedim bu kez kafamı kaldırıp onlara bakarak."İçimden böyle geliyor." dedim.

Yalan değildi.Keyfim yoktu,konuşmak istemiyordum.Tamam,onlara hala bozuktum ama tek sebebi o değildi.Bazı şeyleri çok da kolay atlatamıyordum ne yazık ki.İkisi de cevabımla bir süre sustular.

Kahvaltının sonlarına doğru İdil konuştu."Akşam Defneler'le buluşacağız.Onların hep gittikleri bir yer varmış oraya gidiyoruz.Uyar sana değil mi ? " dedi bana hitaben.

"Size iyi eğlenceler.Gelmeyeceğim." dediğimde Tuna yine araya girdi.

"Neler olduğunu anlatacak mısın artık ? "

"Bir şey olmadığını söyledim." dedim.Bunalmıştım ve sinirlenmeye başlıyordum.

"Biz de inanmadık.Gördüğün üzere." O da sinirlenmeye başlıyordu sanırım.

İdil ise sessizce yarattığı tartışmayı izliyordu.Ben cevap vermeyince Tuna devam etti."Önce gecenin bir vakti Umut'la eve geliyorsun ? Sonra bu tavırlar ?"

"Ne ? " diye cırladı İdil ve şaşkınlıkla açılmış gözleriyle bana döndü."Umut mu ? Umut'la mı geldin ? "

İdil'in öğrenmiş olmasının verdiği rahatsızlıkla kıpırdandım."Evet.Eve bıraktı sadece.Tuna da arabasını görmüş zaten." Umursamaz gözükmeye çalışıyordum.

"Nereden dönüyordunuz ki ?" Harbi harbi köşeye sıkışmıştım.Umut nereye gittiğimizi kimseye söylememem hakkında herhangi bir uyarıda bulunmasa da söylememek en mantıklısıydı.Arka tarafı kollamak lazımdı sonuçta.

"Sanane İdil !" Sesimi yükselttiğimde ikisi de şaşırdı.

"Ne demek sanane ? " dedi İdil benim aksime sakince.

"Tüm gece nerede olduğum umurunda değildi ? "Sinirim beni terketmemekde ısrarcıydı.Her zaman kolay sinirlenen biri olmuştum."Etrafında seninle ilgilenecek kimse kalmayınca mı merak etmeye başladın ? "

"Selin ? " Tuna araya girdiğinde ona döndüm."Sana tek bir şey soracağım ve bu tartışma bitecek."

"Sor. " dedim sinirime bol miktarda merak karıştırarak.Çünkü Selin olmak bunu gerektirir.

NARSİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin