5.Bölüm

112 13 2
                                    

Ne yazık ki düğün günü gelip çatmıştı.Her ne kadar annem için mutlu gözükmeye çalışsam da içimdeki asosyal ve annemi paylaşmak istemeyen canavar put gibi oturmamı sağlıyordu.Davetlilerin gelmesine birkaç saat kalmıştı.Her şey hazırdı ama annem hala hazır olduğuna inanmaz halde salonun içinde dört dönüyordu.İdil ve ben herşeyi kontrol edeceğimize dair binlerce kez söz vererek zar zor gelin odasına tekrar soktuk.Bu sefer de biz ayağımıza dolanan elbiselerimize aldırmadan koşturmaya başladık.Aslında koşuşturma dediğimiz ortalarda dolaşıp bir şeyleri gözümüzle kontrol etmekti.Nikah masasında bir eksik var mı diye kontrole gittiğimde masadaki çiçekle oyalanmak ortalarda dolaşmaktan daha ilgi çekici geldiği için çiçekle oynamaya başladım.

"Çok güzel olmuşsun." Elimi masadan çekip sesin geldiği yöne kafamı çevirdim.Tuna'yı görünce gülümsedim.

"Bu gece sana yavşayanları dövmem gerekecek.Hani abiliğin ilk günü falan." diye devam etti gülerek.

"Şu gıcık espriden hiç vazgeçmeyeceksin değil mi ?" dedim ben de gülerek ve yanyana yürümeye başladık.

"Asla."

"Yüzün bayağı geçmiş." dedim çenesinden hafifçe tutup yüzünü sağa çevirerek.

Biraz daha yaklaştı ve sesini kısarak "Biraz makyaj yapmış olabilirim." dedi."Şu sizin kapatıcı mıdır nedir onunla yarım saat uğraştık resmen.Ama anca bu kadar oldu."

"İlk denemeye göre gayet başarılı bir çalışma olmuş.Seni tebrik ediyorum Tuna." dedim gülerek.

"Valla beni değil Umut'u tebrik etmelisin.Elimi bile sürmedim ben." dedi o da neşeyle.

"Beni olur olmadık yerde yerin dibine sokmakta üzerine yok Tuna ! " dedi sert ama sanırım biraz neşeli bir ses.

İkimiz de sesin geldiği yöne döndük.'Umut' adını duyduğumda gülümsememin bir kısmı gördüğümde de kalan kısmı silinmişti. "Doğrular bunlar abi.Kusura bakma yani." dedi Tuna hala neşeyle.

Ondan beklenmeyecek kadar sevimli şekilde gülümsedi ve bize doğru gelmeye başladı.Ben hala o gülümsemenin şaşkınlığındayken yanımıza ulaştı.Ben geçen geceki davranışlarından sonra aynı ortamda bulunmak,sohbet etmek zorunda kalmak istemediğim için "Ben annemin yanına gidiyorum.Görüşürüz Tuna." dedim Umut'u görmezden gelerek.Cevap vermelerine fırsat bırakmadan merdivenlere yöneldim.

Odaya girdiğimde annem sanki bir saat önce aşağıda koşuşturan o değilmiş gibi sakince makyaj masasında oturuyordu.Ayağa kalktı ve bana doğru "Nasıl olmuşum ? " dercesine döndü.

"İdil'in çok meşhur bir lafı vardır." dedim.Tam devam edecekken İdil kapıdan içeriye uzanan kafasıyla lafımı tamamladı."Ooovv shit meeen ! "

Daha sonra içeriye girip kapıyı örttü.
"Muhteşem görünüyorsun." dedim hayranlıkla.

"Çok güzel olmuşsun gerçekten Ece Teyze." dedi İdil de.Daha sonra bana döndü ve "Sen nereye kayboldun az önce ? " diye merakla sordu.

"Tuna'nın yanındaydım." dedim.Annem bizi çoktan unutmuş aynada yüzünü inceliyordu.

"Aman bu Tuna da biriciğin oldu bakıyorum." dedi tripli tripli ve koltuğa attı kendini.

"Sen benim kadrolu biriciğimsin." dedim ve yanına oturdum.Kafasını boynuma zorla gömdüm."Oyy Kıyamam sana kıyamam." diye çocuksu bir şekilde sırnaştım.

Elimi ittirerek kurtuldu ve "Çek ellerini be gerizekalı.Saçımı mahvettin." diye aynanın karşısına fırladı.

İdil saçının bozulmadığına ikna olduktan sonra tekrar gelip yanıma oturdu.Ardından da ben aynayı devraldım ve kontrol için kendimi incelemeye başladım.Elbisem üzerime tam oturmuştu.Şıktı ama rahat değildi.Saçlarım yine annem ve İdil'in ortak görüşüyle dağınık topuz yapılmıştı.Hafif bir makyaj,hoş bir kolye ve uygun ayakkabılarla uyumu sağladım.Aynayla vedalaşıp keyifle koltuğa kurulmuştum ki annem "Hadi hadi siz burada durmayın misafirlerle falan ilgilenin." diye postaladı bizi.

NARSİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin