3.bölüm

133 11 2
                                    

Israrla çalan telefonla homurdanarak gözlerimi açtım.Saat gecenin üçüydü.Korkuyla telefona uzandım.Ekranda Tuna yazısını görünce şaşkınlıkla ve merakla açtım.

"Tuna ? " dedim soru sorarcasına.

"Selin,ben-" öksürük ve ardından gelen acı bir inleme konuşmasını böldü.

Yatakta endişeyle doğruldum."Tuna ? İyi misin ?"

Kendini biraz da olsa topladı ve zar zor konuşmaya başladı."Değilim.Sana bir adres vereceğim oraya hemen gelmen gerekiyor.Gelebilir misin ? "

"Noldu Tuna söylesene ! Korkutma beni." dedim korkuyla.

"Gelince anlatırım.Annene sakın görünme.Sakın ! " dedi sesini yükselterek.

"Tamam,bekle hemen geliyorum." dedim yataktan hızla kalkarken.

Ses tonunu daha da yükselterek "Bak Selin,asla ama asla annen veya bir başkası bilmeyecek anladın mı beni ? " diye sordu.

"Tamam dedim ! " dedim sesimi bende yükselterek.

"Adresi mesaj atıyorum." dedi ve kapattı telefonu.

Altıma klasik,siyah dar bir pantolon geçirip üzerime öylesine bir tişört giydim.Hızla odamdan çıktım ve annemi kontrol etmek için odasına sessizce girdim.Annem uyuyordu ama emin olmak için "Anne uyuyor musun ? " diye sordum.

Tamamen emin olmak için de "Anne ben hamileyim." dedim.Dediğim şeyin saçmalığıyla kendi kendime aptalca gülmeye başladım.Annemden ses gelmeyince sessizce odadan çıktım.Annemin araba anahtarlarını bulunduğu kutudan herhangi birini aldım ve garaja girip kilit açma tuşuna bastım.İki araba solumdaki Ranger Rover'in ışıkları yanıp sönünce hızlıca bindim.Biraz acemi hareketlerle garajdan çıktım.

Ehliyetim vardı ama mecbur olmadıkça araba kullanmayı pek sevmezdim.Bu yüzden biraz sağa sola yalpalıyor olabilirdim ama çok şükür ki gecenin bu vaktinde birkaç araba dışında caddede insan falan yoktu.Ama bu rahatlığım çok sürmedi.Daha işlek bir caddeye çıkınca insanlar ve arabalar artmaya başladı.Bu caddeyi de kazasız belasız geçtim ve navigasyonda konuşan kadının yönlendirmesiyle Tuna'nın tarif ettiği sokağa girdim.Sağa yanaştım ve arabayı durdurdum.Arabadan indiğimde korkudan altıma yapmak üzereydim.Daha on gün önce tanıdığım çocuk için neden bunu yapıyordum bilmiyordum ama yapmak zorundaymışım gibi hissediyordum.Sokak karanlık ve öylesine boştu ki bir an kendimi The Walking Dead'de gibi hissettim.

Yavaş adımlarla ilerleyip etrafa bakmaya başladım.Duyduğum sesle korkuyla aniden arkama döndüm.Altıma sıçırttıran şeyin balkonlardan birinden düşen saçma bir çöp poşeti olduğunu görünce sinirlenmeden edemedim."Tuna ! " diye seslendim fazla yüksek olmayan bir sesle.Cevap yoktu.Tekrar seslendim sesimi biraz daha yükselterek.Yine cevap yoktu.Korkudan geberip gitmek üzereydim.

Tam pes etmiş arabaya geri dönüyordum ki telefondaki o inlemeyi tekrar duydum ve ardından "Selin ! Buradayım !" diyen Tuna'nın sesini.Sesin geldiği yöne doğru hızlı adımlarla yürümeye hatta koşmaya başladım.Kısa bir merdivenden çıkıp yeni bir sokağa çıktım.Biraz ilerde bankta oturan Tuna'yı görünce ona doğru hızla ilerlemeye başladım.

"Ne halt ettiğini sanıyorsun sen ? Ne diye beni bu saçma yere çağırdın bu vakitte ! Hayır yani anlamıy-" sinirle ona bağırıp çağırmaya başlamıştım ki kafasını kaldırıp yüzüme baktığında bağırmayı kestim ve donmuş halde ona bakmaya başladım.

Yüzü kanlar içindeydi.Beyaz gömleği ve üzerine giydiği gri ceketi kan lekeleriyle doluydu.Çok kötü görünüyordu."Noldu ? " diye sordum adeta inleyerek.

NARSİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin