6.Bölüm

116 11 1
                                    

İçeriye döndüğümde hala sinirden delirmek üzereydim.Bir o tarafa bir bu tarafa gidiyordum salonun içinde.Yarım saat daha davetlileri yolcu etmekle ilgilendim.Sonunda davetlilerin hepsi gitmişti ama ben de bitmiştim.Annemler de sanki sabah gitseler öleceklermiş gibi bu saatte havaalanına sürüklediler Tuna'yla beni.Tuna arabada birkaç kez uykuya dalsa da benim hayvani dürtüşlerimle tekrar uyandı.İkimiz de yorgunluktan ölüyorduk.Binlerce tembih ve nasihattan sonra sonunda bindiler uçağa ve İtalya'ya doğru yola çıktılar.Bizim için de biraz rahat edeceğimiz on gün başlamış oldu.

Havaalanından çıkarken biraz önden ilerliyordum,Tuna ise hemen arkamdan geliyordu.

"Sevde ? " dedi sinir bozucu bir alayla.

Hiç aldırmadan daha da hızlandım.Birkaç koşar adım sonunda önüme geçti ve beni durdurdu."Bu kadar alıngan olman seninle dalga geçmeyi daha eğlenceli hala getiriyor."

"Ben alıngan değilim." dedim inatla yan yana yürümeye başladığımızda.

"Tabi tabi." dedi inanmadığını belli eden tavrıyla.Alaycı tavrını bir kenara bırakıp "Eee nereye bırakıyorum seni ? Nereye gideceksin ? " diye sordu.

"Hiçbir fikrim yok.En yakın neresi diye hesaplayacağım,bir saniye." dedim gülerek.

"Ya boşver şimdi en yakın yeri falan.Acıktım ben." dedi.

"Kıyamam.Ne yapayım abime ? Sarma mı sarayım börekler mi açayım ? " dedim alayla.

"Bir şey yap diye demiyoruz salak.Yemek yemeye gidelim."

"Bu saatte nereye gideceğiz ? Saat kaç haberin var mı ? " diye sordum kolundaki saati işaret ederek.

"Benim karanlık yerlerde gizli dostlarım var ve kendileri çok güzel köfte yaparlar." dedi gülerek ve kolunu omzuma atıp yürüyüşümüzü hızlandırdı.

Bir taksiye bindik ve Tuna adresi verdi.Deniz kenarında bir yere gelince indik.İner inmez görmüştüm küçük,muhteşem kokular yayan köfteci arabasını.Köftelerin yanmaması için onlarla ilgilenen 45-50 yaşlarındaki adam yaklaşan Tuna ve beni görünce köftelerle ilgilenmeyi bıraktı.Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi ve sarılmak için kollarını açtı.

"Oooo,kimleri görüyorum kimleri." dedi gülerek ve sarıldılar.

"Hasret kaldık köftelerine Ömer Ustam." dedi Tuna da kokuyu ciğerlerini doldururcasına içine çekerken.

"Kaç zaman oldu gelmeyeli.Özle bir zahmet." dedi gülerken.

Ben de gülümseyerek onları izliyordum ki Ömer Usta bana bir baktı sonra Tuna'ya döndü ve kısık ama benim de duyabildiğim bir sesle konuştu."Hayırdır ? Buldun herhalde sonunda bir kız ? "

Tuna önce bir demek isteneni anlamaya çalıştı sonra da "Yok yok öyle bir şey değil.Kendisi benim üvey kardeşim.Yani birkaç saat önce oldu.Babam evlendi de bu gece." dedi toparlamaya çalışarak.Sonra bana döndü ve "Tanıştırayım,Selin." dedi.

Gülümsedim."Memnun oldum." dedim.

O da aynı gülümsemeyle "Ben de memnun oldum.Kusura bakma ben Tuna ilk kez bir kızla gelince şey zannettim." dedi biraz mahcupca.

Gaye de tanıştığımız gece buna benzer bir şey demişti.Ama ben bu benzetmelere sinir oluyordum.

Tuna sipariş verdikten sonra tam denizin kıyısına denk gelen küçük bir masaya oturduk.Ve merakıma engel olamayıp sordum."Neden her gören yanında kız görmeye alışık olmadıklarını söyleyip duruyor ? O gece Gaye dedi şimdi de bu adam. "

Masaya kollarını koydu ve pisçe güldü."Çünkü biraz 'playboy' denen tiplerdenim.Umut kadar olmasa da piyasada adımız geçer."

'Umut' adını duyunca yine yüzüm düştü.Çocukla aramızdaki tek iletişim bu olacaktı sanırım.Hala sinirliydim içten içe.

NARSİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin