Sevenler kavuşmuştu ya üzülmüyorlardı. Artık yan yanaydılar işte. Birlikteydiler.
Bu sefer hepsi iki mezarın başına toplanmıştı. Yas tutuyorlardı. İkisinin de düğün gecesini mahveden şey A'nın ölümü olmuştu. Herkes üzgündü. Ama üzülmekten başka ellerine bir şey geçmiyordu. Bu da ölüleri diriltmeye yetmiyordu.
Hayat buydu ya ne kadar üzülürsen üzül, ne kadar gözyaşı akıtırsan akıt eline hiçlik geçiyordu. Yalnızca döktüğün gözyaşları kalıyordu elinde.
Bu yüzden hayat acımasızdı.
Asya da Ulaş gibi üzgündü. En mutlu günleri berbat olmuştu.
Herkes odasına çekildiğinde Asya Ulaş'ın yanına oturdu. "Bu zamanda sorulmaz biliyorum ama" diye başladı sözlerine. "A kim? Yani adı ne? Duru bana söylememişti."
Ulaş acı acı tebessüm etti. "Alp'den mi bahsediyorsun?"
Asya emin olmak istercesine tekrarladı. "Alp?"
"Evet" dedi Ulaş. "Duru sanırım sana adını söylemek yerine baş harfini söylemeyi tercih etmiş."
"Öyle yaptı" dedi Asya. "Yani herhalde."
Ertesi Gün
Elinde tuttuğu tuşu çevirip çevirip duruyordu Ulaş. Ne yapacağını biliyordu ama diğer herkesin de fikirlerini almalıydı, yani en azından o öyle yapacaktı.
Asya aşağıya kahvaltı etmek için inmişti, bu yüzden odada yalnızdı.
Kendisi düşünürken kapı tıklatıldı. Kapıya bakmadan cevap verdi. "Gir."
İçeri Selim, Tarık, Emre ve Hunter girdi. Ulaş önce onlara baktı ardından dalga geçercesine güldü. "Demek bir tek biz kaldık."
Onlar da bir yere geçip otururken Ulaş'ı dinliyordu. "Aslında benim de size sormam gereken bir şey vardı" diye söze girdi Ulaş. Elindeki tuşu gösterdi. "Bunu napacağız?"
"Bas gitsin daha ne bekliyoruz?" dedi Tarık. "Alp de öldü Duru da, onların yaşamasının bir manası hatta bir mantığı yok, kalmadı."
Ulaş kafasını Emre'ye çevirdi. "Patlatmak en doğrusu." Ardından kafasını Selim ve Hunter'a çevirdi. Onlarında fikirleri önemliydi. "Bence de, daha bekleyecek ne var ki?" dedi Selim. "Bas patlatalım."
Hunter'a da İngilizce olarak sordu ve Hunter kafasını heyecanla salladı. "Damn these guys." Adamları patlatmak için o kadar heyecanlıydı ki yerinde duramıyordu.
Ulaş Hunter'a "I understand" dedi.
Ardında hepsine dönerek "Benim de Asya'nın da fikri bu yöndeydi zaten ama sizin kararlarınızı da öğrenmek istedim" dedi. "Haklısınız, bu zulmü sonlandıracağım."
Tüm gücünü toplayıp başparmağıyla tuşa baskı uyguladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAZİNİN GELECEĞİ ÖLDÜRMESİ
БоевикBir aydır gün ışığına hasret kalmıştı Asya. Duru onu kurtarmak için ekip arkadaşlarıyla beraber bir plan kurmuştu. Planları suya düştüğünde her şey için çok geç kalmışlardı. Ölümler başlamıştı. İhanetler artmıştı. İki aşığı ölüm ayırmıştı ta ki o uç...