Mustafa ayağa kalktığı gibi Asya'nın kolundan tutup odadan çıkardı. "O zaman seni biraz süsleyelim değil mi?" Asya Mustafa'nın dediğini anlamayarak sordu. "Ne süsünden bahsediyorsun sen?"
"Planımız için biraz kırmızı ve mor boyaya ihtiyacımız var" dedi gülerek. Asya Mustafa'nın neden bahsettiğini anlamıştı. "Bıraksana beni, canım yanıyor."
"Şştt" dedi Mustafa. "Daha yeni başlıyoruz, sessiz ol."
Öğlen saatlerinde hepsi kahvaltı etmek için aşağı kata inmişti. Asya'yı göremeyen Tarık konuştu. "Asya uyuyor mu?" Ulaş cevapladı. "Dün olanlardan sonra biraz dışarı çıkmış olmalı, tesiste değil."
Anladım dercesine başını sallayan Tarık kahvaltısını etmeye devam etti. İlk defa bu saatte kahvaltı ediyorlardı.
Mustafa ve Asya bir odada yalnızdı ve Mustafa Asya'nın yüzünü tanınmaz hale getirmişti. Asya'nın dudağı ve kaşı patlamıştı. Bir dişi kırılmıştı ve omzu çok acıyordu. "Yeter artık!" dedi Asya. "Sağlam yerimi bırakmadın, bu nasıl plan?"
Mustafa kahkaha attı. "Sen istememiş miydin?" Asya elini göğsüne koyarak konuştu. "Ayakta duracak halim kalmadı artık. Hem ben böyle bir plan istediğimi hatırlamıyorum."
"Bitti sayılır seninle işimiz, akşamüstü seni bırakacağım. Dediklerimi iyi dinle, yapmazsan eğer bu yaptıklarım yapacaklarımın yanında az kalır."
Asya köşeye geçip oturdu. Çünkü hali kalmamıştı. Asya Mustafa'yı pür dikkat dinlemeye koyuldu.
Akşamüstü Alp tesisten çıkmıştı. Diğer herkes akşam yemeği yiyecekti. Asya tesise giriş yapınca kendini arabadan attı. Zor da olsa tesise girdi ve koridorda Ulaş'la karşılaştı. Ulaş Asya'nın bu halini görünce çok şaşırdı ve yanına koştu.
"Noldu sana? Bu halin ne Asya?" diye bağırdı Ulaş. Sesi tesiste yankılanmıştı. Asya Mustafa'nın dediklerini söylemek yerine başka şeyler söylemeye başladı. "Ben tesisten çıktığımda Mustafa ve adamları beni kaçırdı. Beni darp ettiler, size ihanet etmemi söylediler. Ben söylemeyince de bu hale getirdiler beni."
Ulaş çok sinirlenmiş olmalı ki "Nerede onlar, nerede?" diye bağırdı. "Götüreceğim sizi oraya ama bana biraz su ver" dedi Asya.
Ulaş'ın sesine Tarık, Selim ve Hunter gelmişti. "Neler oluyor Ulaş?" dediğinde Asya'yı gören Selim şok olmuştu. "Bu halin ne?"
"Mustafa yapmış ama onun sonunu getireceğim. Bunu Asya'ya yapmak neymiş göstereceğim."
Ardından Asya'yı zar zor ayağa kaldırdılar.
"Hazırlanın ekip, gidiyoruz" dedi Ulaş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAZİNİN GELECEĞİ ÖLDÜRMESİ
Hành độngBir aydır gün ışığına hasret kalmıştı Asya. Duru onu kurtarmak için ekip arkadaşlarıyla beraber bir plan kurmuştu. Planları suya düştüğünde her şey için çok geç kalmışlardı. Ölümler başlamıştı. İhanetler artmıştı. İki aşığı ölüm ayırmıştı ta ki o uç...
