Son bulmuştu işte her şey. Herkes ölmüştü, hepsi yangında kül olmuştu.
Alp'de yalnız kalmıştı artık, kimsesi yoktu. Kendini uçurumun kenarında buldu birdenbire. Yüzlerce metreden aşağı bakıyordu. Aşağıda koca bir okyanus vardı. Hava yağmurluydu.
Mırıldandı kendi kendine. "İçimdeki yangını söndürmem lazım. Yaşadıklarımı unutmam lazım. Ruhumu kirleten dünyadan bir an önce göç etmem lazım." Ardından denize doğru bağırdı. "Benim içimdeki yangını ancak sen söndürebilirsin, unuttur bana yaşadıklarımı!"
Gözlerini kapattı ve derin nefesler alıp kendini boşluğa attı. İntihar ediyordu, biliyordu intihar etmek dinine göre günah sayılan bir davranıştı. Ama kendini buna mecbur hissediyordu.
Ama o an bir şey oldu. Kendini uçurumdan okyanusa atmıştı ama o şu an ne öldüğünü hissediyordu ne de canının yandığını. Kapalı olan gözlerini açtı ve açtığında biri onun elinden tutmuş onun ölmesine engel oluyordu. Ancak o kişinin kim olduğunu göremiyordu. Yalnızca onu tutan ince parmakların sahibinden onu tutanın bir kadın olduğunu anlamıştı.
Ama onun ağırlığını kim kaldırabilmişti ki? Tamam belki çok kilolu bir insan değildi. Yetmiş iki kiloydu. Ama yine de onu kaldırabilen kadını merak ediyordu.
Yavaş yavaş yukarı çekmeye başladı kadın onu. En sonunda Alp yukarı çıktığında onu ölmekten kurtaran kadına bakmak için arkasını döndü ve gözlerine inanamadı. Hatta emin olmak için gözlerini birkaç kez ovuşturdu. Ama bu bir rüya değildi hatta halisünasyon da görmüyordu. Karşısındaki kişi Duru'ydu.
"Duru" diye fısıldadı. "Sen. Ama nasıl?"
Duru ona gülümsüyordu. "Alp" dedi. "Seni yalnız bırakmayacağımı söylemiştim. Senin ölmeni istemiyorum, sen yaşa. Hatta her yaşadığında beni de hatırla ve benim içinde yaşa. Seni mutlu görmek hoşuma gidiyor, üzülünce bende üzülüyorum. Ama ölme" dedi.
Alp Duru'ya dokunmak için elini uzattığında Duru yok oldu, hiç var olmamış gibi. "Na-nasıl?" dedi. "Nasıl olur böyle bir şey?" Gelen gerçekten de Duru'ydu ama onu ölümün pençesinden kurtarmak için gelmişti bir anlığına. Oturdu yere çünkü dizlerinin bağı çözülmüştü.
Bir yüzlerce metre yükseklikten uçurumdan aşağı sarkıttı kafasını ve aşağı baktı. Birde az önce Duru'nun olduğu yere baktı.
Yine söylendi kendi kendine. "Yaşamak bana zulümken ölmeyi tercih ederdim ama senin için yaşayacağım be Duru'm. Bende senin gibi ölmüşüm aslında ama ruhum bedenden ayrılmamış. Sen istediğin için yaşayacağım Duru'm, sen istediğin için yaşayacağım."
Bazı aşıkları her ne olursa olsun ayıramazsınız. Tıpkı Duru ve Alp'in aşkını ölüm ayıramadığı gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAZİNİN GELECEĞİ ÖLDÜRMESİ
БоевикBir aydır gün ışığına hasret kalmıştı Asya. Duru onu kurtarmak için ekip arkadaşlarıyla beraber bir plan kurmuştu. Planları suya düştüğünde her şey için çok geç kalmışlardı. Ölümler başlamıştı. İhanetler artmıştı. İki aşığı ölüm ayırmıştı ta ki o uç...