İyi okumalar dileriz ♪
Ne acıydı dünyanın tadı, ne acıydı hayatın ağıtı...
Sevda, bir tomurcuk kadar küçük ama duygusu bir dünya kadar büyük olandı.
Aklımı yitirmiştim, beynim durmuş şekilde hiç birşey düşünemiyordum. Neydi bu içinde olduğum duygu, neydi bu içinde olduğum çaresizlik?
Kader kader kader...Dudaklarım 18 yıldır bana ait olan , harama dokunmamış dudaklarım sanki bugün ettiği yemini bozmuş gibi sessizdi, sanki kıyametimi getirecek gibi durgundu...
Aram Ağa, benim kıyametim olan , benim saf temiz sayfamı çizendi...
Elini belime atıp daha da kendine çekmesiyle, ellerim ile göğüsüne sertçe vurdum.
Ne hakla dokunurdu bana, ne hakla ona haram olana dokunabilir di?!Dudaklarını kıpırdatınca tırnaklarımı kollarına geçirmem ile alt dudağımı ısırmıştı. Hissettiğim acıdan dolayı tekrar vurdum.
Merdivenlerden gelen ayak sesleri ile daha sert vurdum.
Tüm gücümle vurunca bir kaç adım sendeleyerek geri gitti.
Donmuş bir şekilde nefes nefese bana bakıyordu.
Göz yaşlarım durmaksızın akmaya devam ediyordu. Kolumla dudaklarımı silip tam tokat atacakken bileğimi yakalaması ile durdum" Ağır ol küçük hanım!" dediğinde hayretler içinde karşımdaki hayvana baktım.
Beni öpen kendi değilmiş gibi durması kriz geçirme sebebiydi.Elim boynuna yakın olduğu için tırnaklarımı, hıncımı alırmışçasına boynuna batırdım.
" Asıl ağır olması gereken sizsiniz!
Evli biri olarak annesinin yardımcısını öpen de sizsiniz!"Tırnaklarımıla boynundan aşağıya doğru çizdiğim de buna izin veriricesine bileğimi serbest bıraktı.
Göz yaşlarım çenemi boylarken nasıl iğrenç bir durum da olduğuma baktım.
Ne hayaller ile buraya gelmiştim, hangi durumlarla ilerliyorum!Boynuna baktığım da çizdiğim yerlerin kan içinde kaldığını gördüm.
Yüzüne baktığım vakit gözlerinin kapalı olması ile elimi kaldırdım ve yüzünün ortasına tokat attım, yetmedi tekrar vurdum." Sen iğrenç bir yaratıksın! Kendinden utanman gerek, kardeşin yaşındayım ben!"
Bu sefer göğüsüne vurdum hiç durmadan hemde,
Sırtı duvara değince başını duvara yasladı." Neden yaptın bunu! Neden söylesene! Niye susuyorsun az önce bana dünyayı sevdirecektin noldu?!"
Ondan uzaklaşarak bir kaç adım geriye adımladım.
Başımı salladım delirmiş tim."Şimdi bana dünyayı zehir ettin!"
Ona acıyarak baktım.
" Utan kendinden! Evli bir adam olduğun halde yaptığına utan!
Nasıl bakacaksın karının gözlerine ha söylesene?!" dediğimde gözlerini hızla açıp dişlerini sıkarcasına konuştu." O kadinbenim karım değil anladın mı! Ben evli de değilim!"
Ondan tiksinir cesine bir kaç adım daha geri gittim." Bir daha bana sakın bana dokumaya kalkma! Karşıma çıkma hatta , sesini duymak dahi bana cehennem!"
Arkamı dönüp odama girdim ve kapıyı kilitledim, olduğum yere çökerek dizlerimi kendime çektim.
Ben ne yapacağım şimdi?
Kendime yuva bildiğim her yer bana cehennem oluyordu!
Kendime huzur bildiğim her yer bana zehir oluyordu!Başımı dizlerime yaslayarak hıçkırıklar içinde ağlamaya devam ettim.
Beni göz yaşlarım teselli edemezdi!
Beni bir tek babamın dizi teselli ederdi, nasır tutmuş elleri teselli ederdi, beni saran sıcak kolları teselli ederdi...
Keşke yanınıza gele bilsem....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÂŞ𝑬𝑲𝑨 | 𝑻Ö𝑹𝑬
Teen Fiction🕊️03/02/2023 🕊️ ••• En kolayı bırakmaktı, en zoru ise bağlanmak. Ama çoğu insan artık bağlanmayı kolaylaştırmıştı. Oysa ki bağlanmak, ÂŞEKA' ydı... ••• Neydi bu hayatın çilesi? Neydi bahanesi? Çıkmaza sürükleyip bırakmak mı? Yoksa sürüklediği çık...