gülüşlerimizi özledim sevgilim.

76 42 157
                                    

Selaam, son 4 bölüm kitabımızın bitmesine:")

Son geçmiş bölümüne hoş geldiniz:")

Bölüm Şarkısı;

Mutlu Yıllar-Cem Adrian.

keyifli okumalar dilerim<33

-

Mira'dan.

Geçmiş.

Zamanın sildiği, düşüncelerden silemediğimiz şeydi geçmiş, mutlu, üzgün anılar barındıran.

Bizim ise geçmişimiz mutluydu, eskiden.

Şimdi ise gülemiyorduk bile, gülüşlerimizi özledim sevgilim.

Bugün Çınar'ın doğum günüydü, beni hatırlamıyordu ama evet kutlayacaktım.

Elimde küçük, yaklaşık 2 kişilik çikolatalı bir pasta vardı. Üzerine ile iki mum koymuştum. Kapı tam önümdeydi, bir elimle pastayı tutarken diğeriyle kapıyı açtım ve sessizce içeri girdim. Tekrar kapattıktan sonra hastaneye girmiştim.

Çınar boş bakışlarla duvarı izliyordu, böyle bakmamalıydı, hayır. Bakışlarıyla bana hayat veren kişi, şimdi boş bakıyordu, bana ve bize.

O görmeden çakmakla mumları yaktım, gözlerim dolu doluydu ama bugün ağlamak istemiyordum. Yavaş yavaş adımladım ve Çınar'ın önüne geçtim. Gözleri önce pastaya, sonra bana kaymıştı.

"Mutlu yıllar sevgilim," dedim gülümsemeye çalışıp başımı yana doğru eğerken.

"Bugün benim doğum günüm müydü?" diye sordu, doğum günlerine günler sayan insan onu da hatırlamıyordu.

5 Mart, doğum günüydü.

"Evet, 5 Mart bugün kıvırcığım." dedim ağlamamak için çaba gösterirken.

"Sen kimsin ve neden tanımadığın birinin doğum gününü kutluyorsun ki?" diye masum bir tavırla sorduğunda o istemese bile kalbim kırılmıştı, dudaklarım benden bağımsız büzüldüğünde içime kötü bir his girmişti, ağlamak istiyordum sadece ama onun kollarında.

"Ben Mira," dedim sadece güçlükle, sonra ise derince yutkundum.

"Mira, Mira, Mira, bu isim bir yerlerden tanıdık geliyor." dediğinde yanağımın içini ısırmıştım. Kazadan önce söylediği son söz adımdı.

"Mira, sevgilin, sevgilindim."

"Sevgilim miydin?" diyerek yabancı bir şekilde suratımı izledi.

"Sadece adım mı?" diye sordum pastayı önündeki hasta masasına bırakarak.

"Evet, sadece adın var bende, özür dilerim." dediğinde onun da gözleri dolmuştu. Elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim ve işaret ettim.

"Bugün senin doğum günün. Ağlamak falan yok, üfle pastayı hadi." dedim ve sonra ekledim.

"Dilek tutmayı unutma tamam mı?"

Başını salladı ve bir süre sonra pastayı üfledi.

"Seni hatırlamayı ve mutlu bir sonumuz olmasını diledim." dedi bana aniden.

"Söylersen gerçek olmaz ama," dedim gerçek olmamasını umarak, yanılmayı diledim.

"Söylemesem de bunu dileyecektim, şu hâlde başka ne isteyebilirim ki?" diye sordu bana hafif buruk bir gülümseme ile.

Aramızdaki negatif havayı dağıtmaya çalışarak kamerayı açtım ve ikimize tuttum aniden.

"Poz ver, Çınar." dediğimde hafifçe gülümsedi. Buruk tebessümlerimizle çekmiştim fotoğrafı.

Anılardan gelen bir yıl önceki doğum günü videosu önüme düşmüştü, bakmak istemiyordum.

Ne kadar mutluyduk ama değil mi?

Telefonu cebime koydum ve ayaklandım,

"Ben pastayı keseyim en iyisi." dedim ve yanımda getirdiğim poşetten bıçağı alıp pastayı dilimledim.

Bir anda uzanıp pastayı kesen kolumu tuttu Çınar.

"Mira dur, pastayı boş ver." dediğinde anlamsız gözlerle ona baktım.

"Neden ki?" diye sordum anlamazdan gelerek.

"Sarılır mısın bana, doğum günü çocuğunun buna çok ihtiyacı var." dediğinde bıçağı masaya bırakıp geriye çekildim, heyecanlandığımı hissetmiştim.

"Sarılırım, tabii ki sarılırım sen iste yeter ki." dedim ve hızla yanına ilerleyip kollarımı boynuna sardım.

Elleri belimi sardığında içim huzurla dolmuştu sanki. Başımı, boynuna gömdüm ve bu anda kalmak istedim. O da başını boynuma gömmüştü ve kokumu içine çekiyordu.

Onu çok özlemiştim, yanımdaydı ve hayattaydı. Her şeye değerdi bu.

Hep öyle olmasını istiyordum, yani umarım.

-

Geldik mi felaket son 3 bölüme, Allah yardımcımız olsun.

Bu bölüm son kez tatlı tatlı takıldık, aman ne tatlı🥰

Mektuplarımız, son 3 bölüme saklı.

Bu kitaba 5 Şubat tarihinde başladık, 5 Mart tarihinde  bitireceğiz.

Görüşürüz;

-Gecenin Yazarı.







adın hâlâ hafızamda saklı- yarı texting✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin