sen istiyorsan, yaşamaya değer. -final.

102 43 230
                                    

geldik mi finale:")

şimdi tamam başlarda bana söveceksiniz ama valla bi' finalin sonunu bekleyin ya ters köşe yapacağım

tabii sonra sövmeye devam edebilirsiniz no problem

valla aglicam bitiyor kurgu lan:"((

bölüm şarkısı;

gökyüzünde- zakkum
lost on you- lp

beni hiçbir şarkı ağlatmaz duygusal değilsem, ama zakkum bir başka abi..

kapak;

iyi okumalar🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

iyi okumalar🤍

-

Çınar'dan.

İki gün olmuştu, tam iki gündür yoktu.

Elimde bir beyaz gül buketi ve papatya buketi vardı.

"Beyaz gülleri çok severim Çınar!"

Mira, beni tamamlamak için hep uğraşmıştı, en sonunda ise kendini kaybetmişti.

"Ben geldim sevgilim, yine sana geldim." dedim tebessüm etmeye çalışarak. Üzülmemi istemezdi, biliyordum.

"Yanına gelmeyi çok istiyorum." dedim mezarının önünde çökerken. Toprağı incitmemek için okşuyordum nazikçe.

"Neden gittin, çok erken değil miydi sevgilim?" diye sordum cevap gelmeyeceğini bile bile.

"Soğuktur burası, üşüyor musun?" diye sordu ağlamaya başlayarak. Sonra ise üstümdeki ceketini çıkardım ve toprağın üzerine örttüm "Belki ısınırsın şimdi?"

"Yanına gelmek istesem, kızar mısın bana? Lütfen Mira, çok istiyorum bunu.

"Sesini dinlemeyi çok severdim ya hani, sesimi de mi unuttun demiştin bana, sesini unutmaktan çok korkuyorum Mira." diye mırıldandı çaresizce.

"Bir ya da iki kadeh kaldıralım, seninle kaybettiğimiz her şeye."

"Şu aralar sürekli yıldız kayıyor gökyüzünde, yıldızlara bakmamı söylemiştin," dedim ve gülümsedim

"Yokluğun çok acıtıyor canımı." dedim elindeki gül ve papatyaları toprağın üzerine koyarken.

"Ne olurdu son bir kere sarılsaydın?"

"Fotoğraflar, videolar yetmiyor ki bana, neden yanımda değilsin şimdi. Saçlarımın sana ihtiyacı var güzelim." dedim toprağı okşamaya devam ederken.

"Buradan gitmek istemiyorum, istemiyoruz. Sanki yalnız kalıyorsun gibi hissediyorum, ama hep kalbimdesin. Hatırlıyor musun sana kalbine iyi bak, içine sevgimi sakladım demiştim." dedim ve ekledim. "Ağlamak istiyorum ama göz yaşlarımı silecek olan sen yanımda değilsin ki."

Mezar taşının yanına ilerledi ve izledi uzun uzun, sonra ise bir öpücük kondurdu.

"Özlemişim seni, her gün geleceğim buraya bir gün de umarım ki yanına, aşkımız mahşere kaldı."

-

5 gün sonra.

Yeni bir güne uyanmıştım.

Ama her şeyin biteceğini biliyordum.

Titreyen ellerimle son mektubumu yazıyordum.

Civcivim'e,

Son kez okumayacağını bile bile  yazıyorum bu mektubu.

Özür dilerim, bana kızacaksın ama.. yanına geliyorum sevgilim.

Bana orada da sarılır mısın?

Yıldızlara bak demiştin, izlemek yetmiyor artık. Dayanamıyorum, hayatın bir anlamı kalmamış gibi hissediyorum.

Özür dilerim, tekrardan çok özür dilerim ama bunu yapmak zorundayım.

Seni çok seviyorum.

-Kıvırcığın.

Mektubu titreyen ellerimle bitirdim ve katladım. Ölü birine mektup, ne acıydı değil mi?

Başımın üzerindeki halata baktım ve başımdan geçirdim.

Geliyorum yanına, çok az kaldı sevdiğim.

Mektubu cebime koyduktan sonra halatı hazırlamıştım. Sandalyenin üzerine çıktıktan sonra derin bir nefes aldım.

"Çınar, aç şu kapıyı, Çınar!" diye bir ses geliyordu. Mira'nın sesine çok benziyordu ama hayır, yapacaktım bunu.

Kapı açılmıştı, muhtemelen anahtarın olduğu biri açmıştı.

Koşma seslerini duyarken adımlayarak sandalyenin ucuna gelmiştim.

"Çınar, ne yapıyorsun sen? Dur." Ses, Mira'ya aitti.

"Sen hayalsin, inanmıyorum." dedim ağlamaya başlarken.

"Değilim." dedi ve sandalyenin üzerine çıktı. Sonra ise bana tutunarak halatı başımdan çıkardı. Dip dibe duruyorduk.

"Melek olup yanıma mı geldin?" diye sordum ona. Sonra ise kollarımı ona sardım.

"Melek derken, ölmedim ki ben?"

"Öldün, benim yüzümden. Parkta öldün, kucağımda. Senin mezarına geldim." dedim ağlamaya devam ederken. Başımı onun boynuna gömmüştüm.

"Çınar, sen rüya mı gördün, böyle bir şey yaşanmadı ki?" diye sordu bana hafifçe geriye çekilirken. "Yanındayım ve gerçeğim ben." dediğinde şaşırmıştım.

"Rüya? Her şey çok gerçekti." dedim kafam karışırken.

"Yanındayım, hep yanında olacağım." dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Bu yalan olamazdı herhalde.

"Bir daha asla böyle bir şey yapma kıvırcık." deyip geriye çekilmişti. Sonra ise elini saçlarımın arasına daldırmıştı.

Bu bir kabustu ve o yanımdaydı.

"Seni seviyorum," dedim ve tekrardan dudaklarını öptüm.

Kabuslardan nefret ediyordum onu ise her şeyden daha çok seviyordum.

-

Bana sövenler lütfen geri alabilir mi?

Ay mükemmel bir ters köşe oldu laaaannnn eheheheh

Ağlattığım için sorry..

Bu arada hastalık kısımları gerçekti, sadece Mira'nın ölümü kabustu.

Hadi yeni kurgularda ve özel bölümlerde görüşürüz!

Nasıldı kurgumuz ve finalimiz?

Sizi seven;

-es.

-gecenin yazarı.

adın hâlâ hafızamda saklı- yarı texting✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin