evet, senin için değer.

92 47 215
                                    

uzun süre sonra geldim, geldik (4 gün)

birkaç gün önce Hatay, 6.4 ve 5.8 olmak üzere iki tane depremle sarsıldı, hatta buradan da bayağı hissedildi. Yıkılan binalar ve göçük altında olanlar olduğu biliniyor...

Kaybettiklerimize, Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dilerim. Yaralı olanlara da acil şifalar...

Bu bölüm size ithaf edildi...

Bölüm Şarkısı;

ben seni çok sevdim- cem adrian.

keyifli okumalar dilerim...<3

-

Mira'dan. Geçmiş, hastane bağış günü.

O korktuğumuz, çekindiğimiz, ağzımıza almak bile istemediğimiz gün gelmişti. Birkaç saate ameliyatta olacaktım, olacaktık.

Hastane yatağında uzanıyordum ve biraz uzağımda yatan Çınar'ı izliyordum. Her zaman olduğu gibi hastalığın etkisi yüzünden uyuyordu. Ameliyata gireceğini ona günler öncesinden söyleseler de benim böbreğimi vereceğimi henüz bilmiyordu.

Özellikle uyutuyorlardı aslında onu, iliğimi verdiğimi öğrendikten sonra hep kendini suçlamıştı, benim yüzümden onun canı yandı diyerek günlerce kendine gelememişti. Yanında sağlıklı bir şekilde olsam bile dinlemedi beni...

Şimdi ise bunu bilmemesini özellikle istemiştim, ileride bilecekti ama şimdilik üzülmesini istemiyordum. İyileşme süreci o zaman daha hızlı olurdu belki, stres ve üzüntü hastalığa neden olan şeylerdi.

"Her şey senin iyiliğin için sevgilim..." diye mırıldandım tutamadığım ellerine bakarak.

"Her şey eskiye geri dönebilmek için..." diyerek gözlerimi göremediğim yeşil gözlerine çıkardım, göz kapakları örtülmüştü üstüne.

"Her şey biraz daha iyi olsun diye, hayat birlikte daha yaşanabilir hâle gelsin diye..." diye devam ettirdim eskiden var olan saçlarına bakarak...

"Yine tutarım ellerini, yine okşarım saçlarını, yine görürüm gözlerini, yine sarılırım belki sana, yine severim seni, yine güleriz beraber, fotoğraf videolarımız olur. Hem de çok olur..." dediğimde sesim hafiften titremeye başlamıştı.

"Ama sen olmazsan hiçbiri olmaz, iyi olmazsan gülemem."

"Tekrardan gülmeye ihtiyacım var, gülüşümü severdin, ama bazen sevdiğimiz her şeye sahip olamayız." diyerek son kez mırıldandığımda hemşirenin odaya gelmesiyle önüme döndüm ve sesimi, cümlelerimi tekrardan kendime sakladım.

"Onu çok seviyor olmalısın," dedi hemşire buruk bir gülümseme ile.

"Gerekirse kalbimi bağışlayacak kadar seviyorum..."

Kadın hafifçe gülümsedi ve bana yaklaştı. Damar yolu açmak için damarlarımı kontrol ediyordu. Gözlerimi oraya indirdiğimde açılan serumla yüzünden her yeri yara olan koluma baktım.

Kadın olumsuzca kolumdan ayrıldı ve diğerini uzatmamı istedi. Umutla uzattığımda ona da bakmaya başladı.

Hadi ama her şey tamamdı, sorunumuz damar olmamalıydı. Elbet bulunurdu...

Kadın pes ederek bu sefer bileğime yöneldi. Umutlarım yavaş yavaş tükenirken dişlerimle yanağımın içini ısırdım ağlamamak için.

Sonunda kadın, derin bir oh çekti ve bileğime damar yolunu açtı. Sinek ısırığı gibi geçen işlemden sonra ameliyata yavaş yavaş yaklaşığımızı fark ettim.

Korkuyor muydum? Hayır, korkmuyordum ilik gibi olmasa da bir uyuyup, uyandığımda bitmiş olacağını biliyordum, yani umarım...

"Hazır mısın?" diye sordu hemşire bana. Doktorların üzerinde toplandığı Çınar'a kaydı gözlerim, evet hazırdım.

"Hazırım, hem de hiç olmadığım kadar." diye mırıldandım gözlerim dolmuş, ağlamayı beklerken. Gülemiyordum ama ağlamak da istemiyordum.

"Ağlamak istemiyorum." diyerek boştaki ellerimle yaşlarımı sildim.

"Yalnızca, o yanımda olsun istiyorum, hep yanımda kalsın istiyorum. Belki de çok şey istiyorum." dedim ağlamaya başlarken. Titrek bir iç çekerek onu izledim.

Bakışlarıyla umut veren çocuğun bana bakmasını bekledim, elleriyle bana dokunduğunda içimi kıpır kıpır eden çocuğu bekledim, ellerini ellerimde hissetmeyi bekledim. Dudaklarını yanaklarımda, kollarını belimde bekledim.

Sabırsız bir insan olan bana, beklemeyi öğreten insandı Çınar.

"Sen dön, dönene kadar sonsuza kadar beklemek için hazırım, yeter ki dön bana sarışın kıvırcığım."

Sevgilim Mira'ya...

Civcivim, bu mektubu hiç okuyamayacaksın biliyorum ama yine de yazıyorum. Çünkü yazdıktan sonra yakacağım, yine de yazıyorum çünkü biliyorum.

Annemle konuşurken uyumuyordum, sizi duymuştum. Bağış yapacak olan kişinin sen olduğunu biliyordum, tahmin de ediyordum senden başkası olamazdı.

İyi ki varsın, lütfen hep yanımda ol.

İyileşince gelirsin biliyorum, yine de üzülmeyeceğim desem de inanma içten içe üzülüyorum. Kendim ölmek üzere bile olsam kalbim seni düşünüyor, seni arıyor.

Hep kalbimde kal, seni unutmayacağım... kalbim kül olsa bile kalacaksın içinde.

İyileş, ellerinin ellerime ihtiyacı var, ellerin sıcaktır benimki ise hep soğuk.

"Ben seni çok sevdim, sen oku kelimeleri gözlerimden."

Seni çok seven ve hep sevecek olan;

-Kıvırcığın.

Bazen verilen sözler tutulmaz, unutmaz diyenler bile elbet unuturlar...

Gözler görülmezse kelimeler okunur mu?

-

bölüm sonu.

okul yüzünden pek yazamıyordum, her neyse...

görüşmek üzere♡

sizi çok seven;

-es

-gecenin yazarı.

adın hâlâ hafızamda saklı- yarı texting✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin