bizim sonumuz hep mutsuzdu.

96 44 212
                                    

hellooo

bir ayda 400 okunmaya ulaşmışız ve 200 oya. teşekkürlerr🤍

yeni bir kapak teması yaptım, bakabilirsiniz ♡

Bölüm Şarkısı;

another love- tom odell
ölünce sevemezsem seni-ayna

keyifli okumalar<3

-

Yazardan.

"Gitme!" diye haykırdı Çınar tekrardan bir umut beklerken, kendine yeni yeni geliyordu. Mira ise hâlâ kıpırdamıyordu.

"Gitme, yalvarırım gitme. Yalnız kalırım ben, lütfen beni de al yanına." diye bağırmaya devam etti.

Güçlükle de olsa, dakikalar önce adresi düzgünce söyleyebilmişti.

Hâlâ bir yaşam belirtisi beklerken hareketsiz bedene sarılmaya, öpmeye devam etti.

Yine de hâlâ karşılık yoktu.

"Ben senin kadar iyi ve fedakar olabilir miyim?" diye sordu dolu gözlerle, beden bulanıktı sanki.

"Olamam ki, ne yaparsam yapayım tutmaz yerini."  dedi fısıldayarak konuşurken.

Kalbi acıyordu, canı çok yanıyordu. Neden yüreğindeki ateş sönmüyordu?

"Ambulans gelecek, iyi olacaksın, bana döneceksin..." diye mırıldanmaya devam etti.

Bağırdı, haykırdı, ağladı ama hiçbir şey geri getirmedi sevgilisini ona

Bazen sadece olacağını umarız, sanarız ama gerçek olmaz.
-

Ambulanstalardı.

Çınar'ın eli, soğuk ve yavaş yavaş rengini kaybeden sevgilisinin elini tutuyordu.

Sanki her şeyi biliyordu ama kabullenemiyordu.

Biliyordu çoktan gittiğini, bir daha gelemeyeceğini. Sadece bildiğini unutmak istiyordu, gördüklerine kör, sözlere sağırdı bugün.

Ama yaşıyordu hâlâ sevgilisi, nabzı, kalp atışları zayıf bile olsa yaşıyordu. Bir zayıf umudun ipine tutunuyordu sanki, düşmek üzereydi.

Gözleri bomboş bir şekilde bakıyordu etrafa, her şeye kapatmıştı kendini, duvarlar örmüştü belki de, iletişime geçmek istemiyordu.

"Nabız zayıf, 23 yaşında kadın. Mira Akra, şiddetli kalp ağrısı, kalp krizi olmadığı tespit edildi." dediğinde onlar konuşmaya devam ediyorlardı.

"Neymiş peki?" diye sordu Çınar başını hafifçe kaldırarak.

"Hastanede tam olarak netleştireceğiz," dedi kadın cevap vermek istemezcesine.

-

Hastane.

Hastaneye gelmişlerdi, cevaplardan korkuyorlardı.

Sadece Çınar vardı yanında Mira'nın, ailesi ülke dışındaydı. Sadece abisi ve kız kardeşi gelmişti.

"Ne oldu?" diye koşarak geldi daha lisede olan Öykü.

"Bilmiyorum, kalbine bir ağrı girdi, soğuktan sandık. Sonra ise bayıldı yani öyle düşünmek istiyorum." dedi Çınar sırtını duvara yaslayarak.

"Kalp krizi olması gerek." dedi abisi Mert.

"Değilmiş, doktorlar konuşurken duydum." diye cevap verdi ağlamamak için avuçlarını sıkarken Çınar.

"Çok yalvardım," duvarı izleyerek konuşmaya devam etti. "Uyanması için, tekrar gülen gözleriyle bana yaşam umudu vermesi için çok yalvardım ona. Uyanmadı, açmadı gözlerini. Sarılmıştım, elleri yana düştü, sarılamadı bile." diye devam etti Çınar. Sonra başını kaldırıp abisi ve kardeşine baktı.

"O çok güzeldi, açık mavi gözleri vardı, boncuk boncuk bakardı bana. Gülerdi hep, saçlarımı okşamayı çok severdi. Civciv sarısı saçlarını örmeyi çok severdi, sizi de hep anlatırdı bana. Çok severdi ailesini, kedilere bayılırdı, çileklere de. Çilek aldığımda gözlerinin içi gülerdi. Sonra, uçan balonları çok severdi, dondurmaları, ağaçları, doğal taşları. Hayat dolu biriydi, ben ölmeliydim, zaten ölümün ucundaydım ama beni tuttu ve kurtardı." dedi ve sonra hıçkırıklara boğuldu Çınar.

Öykü, Çınar'a ağlayarak sarıldı. Abisi ise köşede ağlıyordu.

Herkes oturmuş sonu bekliyordu.

-

"Organlarını bağışlamış, kanını, iliğini ve çok yorulmuş. Onun uzun bir uykuya ihtiyacı var, bağışlar sebebiyle gelişen bir durumdu bu ve maalesef kurtaramadık, başımız sağ olsun."

"Bağışlar?" diye sordu Çınar duymak istemezcesine.

"Benim yüzümden değil mi?" diye haykırdı, bedeni ayakta duramazken yere düşmüştü.

"Benim yüzümden öldü o, hiçbir şeyi yoktu sağlıklıydı." diye bağırmaya devam etti.

"Keşke ben ölseydim!" diyerek kendine vurmaya başladı, nefes almak istemiyordu, kendine hak görmüyordu.

"Keşke beni kurtarmasaydı, geri gelsin lütfen. Bir şeyler yapın, ölemez o!" diye bağırmaya devam etti. Kabullenmek istemiyordu.

"Ne olur, geri gel civcivim, kıvırcığın sensiz yaşayamaz."

-

"Bu mektup sana galiba." diyerek bir kağıt parçası verdi ona Öykü.

"Ceketinin cebinde bulmuşlar." diye eklediğinde, Çınar titreyen elleriyle mektubu açtı.

Kıvırcığım'a,

Ölünce sever misin beni? Ya ben ölünce sevemezsem seni?

Başka bir aşkta görüşmek üzere sevgilim, gidiyorum ben.

Kendini suçlarsan eğer, sana küs giderim, senin suçun değildi. Hiçbir zaman olmadı.

Benim yerime de yaşa, intihar edersen bozuşuruz.

Eğer beni özlersen, yıldızları izle derler ya, inanmazdım aslında. Yine de sen, yıldızları izle.

Ya da videolarımızı.

Mektup yazmayı da pek beceremem, saçmalıyor muyum?

Seni seviyorum;

-Civcivin

Oysa bilmediği bir şey vardı, Çınar şu an Mira'nın tek bir kelimesine muhtaçtı.

Onsuz yaşayabilir miydi peki?

-

Abi, Çınar yıkıldı ya

Ben de yıkıldım gerçi

Neyse finalde önce üzüleceğiz sonra ters köşe
Hehe finali değiştirdim

Görüşürüz;

-Gecenin Yazarı.

adın hâlâ hafızamda saklı- yarı texting✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin