9.

1.4K 161 171
                                    


ben geldimmm nbr


keyifli okumalarr💓


"Aşırı saçma Chan, Minho'ya aşıksa neden başkasına aşık desin? Minho başkasına aşık değil ki."

"Tüm olay burada patlıyor zaten Hyunjin, Minho ondan başkasına aşık olamaz. Sorun da Minjee'nin başka birine aşık olma düşüncesi. Sence bizden başka biri olabilir mi?"

Bir süre düşünmeye başladım. Birbirine aşık olan çiftleri mi düşünmeliydim? Felix ya da Jisung? Seungmin ya da Changbin? İyi de bu olasılıklar çok saçmaydı. Hiçbiri ile böyle bir yakınlık kurmamıştı ki?

Acaba Felix'in dediği gibi, ben?

Başımı hızla iki yana salladım. Sevgilim olmasını bırak, ben eşcinseldim. Böyle bir şeyin ihtimali yok gibiydi.

Kafamı yana çevirip benim gibi sırtını çimlere vermiş gökyüzüne bakan Chan'a baktım. "Peki sizin öpüşme kısmı nasıl gelişti?"

"Aşırı kolaydı," dedi umursamazca Chan. "Ona istediği ilgiyi verdim. Onunla ciddi bir şey düşünmediğimi bildiğimden mi bilmiyorum ama flörtöz tavırlarıma karşılık verdi. Tabii bir süre sonra eğer aptal olmasaydım sana ciddi bir karşılık verirdim dedi. Sonra anlattı ben de teselli ettim falan. Bir de baktım ki öpüşüyoruz."

Kınayan bakışlarımı üstünde gezdirdim. "Yararlanmışsın."

Başını iki yana salladı hızla. "Sadece öptü ve  sarhoş olduğunu bildiğimden uzaklaştım. Eve götürdüğümde ayıktı ve umursamadığını söyledi. Böyle şeyleri takan bir kız değilmiş."

"Nasıl aşk bu?" diye sordum aksice. Kim birine aşıkken sınıf arkadaşını öperdi ki? 

Dudak büzdü Chan, bilmiyorum dercesine. "Sanırım canını yakıyor artık aşkı; unutmak istiyorum çünkü bu sefer farklı, dedi. Bilmiyorum bir garipti yani."

Başımı tekrar bulutlu gökyüzüne çevirdim. Kafamda şimdi onlarca düşünce vardı. Minho ondan hoşlanıyor muydu? Hoşlanıyordu ama onun başkasına aşık olduğunu biliyor muydu? Hem birbirlerine yakın davranıyorlardı hem de bizim aramızda hiçbir şey yok diyorlardı. Öyleyse neydi bu tavırları?

"Hoş kız ama." dedi sessizce Chan.

Hızla ona döndüm ve "Chan!" diyerek uyardım. Başkasına aşık birine aşık olamazdı. Üzülürdü ve canı yanardı. Göz göre göre bunu yapmasına izin veremezdim.

"Sadece fikirimi söylüyorum! Ayrıca Minho ona karşı bir şey hissediyor olabilir bu yüzden böyle bir düşüncem yok."

Şüpheli bakışlarımı gözlerine diktim. Evet çok güzel bir kızdı ve hoşlanılması kolaydı. Umarım asla böyle bir şey olmazdı.

Bir anda üstüme çöken ağırlık ile şok oldum ve kimin üstüme atladığına büyümüş gözlerimle baktım. Felix kollarını bana sarmış gövdeme uzanmış bir şekilde alttan gülümseyerek bana bakıyordu.

"Ne yapıyorsunuz burada?" Jisung'ın sesi kulaklarımı doldurduğunda üstümde ağırlık yapan Felix'i itmeye çalıştım.

"Ya ne yapıştın koala gibi, yürü git."

"Ama aşkım." dedi alaylı bir cilve ile. İyice sırnaşıp boyun girintime nefesini verdiğinde huylandım ve boynumu büktüm. "Yapmasana şunu!" dedim gülerek.

"Seni hiç sevgilin öpmüyor mu boynundan, nasıl bu kadar çabuk huylanıyorsun." dedi sessizce Felix.

"Öpmüyor Felix." dedim göz devirerek.

15 dozen roses, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin