ben geldim selam🥺keyifli okumalar.
✧
"Hyunjin, sen neden bahçeye çıkmıyorsun?"
Küçük çocuğu kucağına aldı koltukta oturan genç adam. Küçük çocuk çatık kaşları ile amcasına baktı. "İstemiyorum çünkü!" dedi. Minik bünyesine fazla gelen siniri etrafındaki insanlara kızarak çıkarıyordu. Genç adam güldü ve başını salladı. "Minho ile kavga mı ettiniz?"
Küçük çocuk bir süreliğine sakinleşip başını iki yana salladı.
"O zaman Jisoo ile mi kavga ettin?"
Tekrardan sinirlendi küçük çocuk. "Etmedim!"
"Hyunjin! Tatlım neden Joonki amcana bağırıyorsun? Kendisinden özür diler misin lütfen."
Hyunjin Joonki amcasının kucağından inip önünde eğildi. "Özür dilerim."
"Sorun değildi, sensiz sıkılıyordur hadi bahçeye çık sende."
İstemeye istemeye de olsa açık kapıdan bahçeye çıktı Hyunjin. Tahta üstünde oturan ikilide gözlerini kısaca gezdirdikten sonra onların yanına gitmek istemeyip salıncağa oturdu. Ucunda oturdu salıncağı sallamak için çünkü ayakları henüz yere değmiyordu. Fakat Minho ondan büyüktü, eğer o olsaydı ayakları yere değerdi.
Büyümesine rağmen arkadaşını hiçkimse ile paylaşamama duygusunu aşamıyordu Hyunjin. Kazadan sonra daha da hassaslaşan sevgisi yüzünden sürekli Minho ile olmak istiyordu. Başka birileriyle yakın olması nedense canını sıkıyordu. Kendilerine sürpriz gelen misafirin kendisinden iki yaş küçük kız çocuğunun bahçede Minho ile oynaması Hyunjin'i sinirlendiriyordu.
Göz göze geldiği arkadaşı ile hemen kafasını başka yöne çevirdi. Kıskançlığını içinde yaşamak istiyordu.
"Seni sallayayım mı?"
"İstemiyorum."
"Sen zorlanıyorsun ama."
Sessiz kaldı arkadaşının söylediğine. Gidip yeni arkadaşı ile oynamaya devam edebilirdi.
Minho hiçbir şey demeyen Hyunjin'in yanına oturdu. Aynı zamanda onun için ayak uçları ile salıncağı sallıyordu. "Hyunjin sorun ne? Neden bizimle oynamıyorsun?"
"Oyun oynamak istemiyorum, çocuk muyum ben?"
"Tamam sen büyümüş olabilirsin ama Jisoo bizden küçük."
"İyi, onunla oynarsın sende."
"Kıskanıyor musun?"
"Neden seni kıskanayım ki!"
Kendini tutamadan gülen Minho'ya döndü Hyunjin. Şu sıralar sık sık gülümsemeyen yüzünü görmek Hyunjin'i mutlu hissettirmişti. "Kabul," dedi büyülenmiş gözlerle arkadaşını izlerken. "Kıskandım."
"Beni neden kıskanıyorsun, beş yaşında mıyız hala?"
"Keşke beş yaşında olsaydık." dedi çocuk aklıyla Hyunjin. Büyüdüklerinde bu cümlenin ikisine de yaşatacağı acıdan habersizdi. "Keşke büyümeseydik hiç. O zaman seni kıskandığımda kimse sorgulamıyordu, paylaşmadığımda kimse benimle dalga geçmiyordu. Her an birlikte olabiliyorduk."
"Şimdi de birlikteyiz."
"Değiliz, sen geceleri korktuğun için artık benimle uyumuyorsun Minho."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
15 dozen roses, hyunho
Fanfictionellerimden öptü, ellerimden. avuç içlerimden öptü. unutabilir misin şimdi? ben ölsem unutmam. |250123