bu ficimin ne eksigi var dedim ve bolum yazdim.keyifli okumalar🤍
✧
Hissettiğim kıpırdanmalar bilincimin açılmasına sebep olduğunda birkaç saniye ayılmak için kendime süre verdim. Henüz nerede olduğumu anlamadığımdan öylece dururken belimdeki kolun kıpırdanması ile zihnime şişmek çarptı.
Sabah olunca kalkacaktım, ona sinirliydim!
Kendime verdiğim sözü çiğnediğimde çaktırmadan göz kırpıştırdım. Eğer uyanık değilse kolayca kaçabilirdim. Yüzümün yarısı yastığa gömülü olduğundan tek gözümü açtım ve nefesini hissettiğim Minho'ya baktım.
Süper, uyanmıştı!
Uyanmıştı ve soluksuz beni izliyordu. Benimle saatlerce dalga geçecekti. Ona yaptığım artist hareketlerin hepsini teker teker yutmuştum.
Tekrar gözümü yumduğumda uyandığımı bildiğimden bedenime sokuldu ve başı kulağıma yakın bir yerlerdeyken "Günaydın," dedi. Karşılık vermediğimde derin bir nefes verdi ve bana alan tanıyarak uzaklaştı.
"Gidiyorum o zaman, teşekkür ederim evini açtığın için."
Belimdeki kolunu çekti ve yattığı yerden doğruldu. Sırtı ile bakışmak zorunda kaldığımda kalkmaya niyeti olmadığını anlamıştım. Sanırım konuşmak istiyordu. "Özür dilerim," dedi sessizce. Yine cevap vermedim. Yüzüm hala yastığa dayalı öylece sırtı ile bakışıyordum. "Haklıydın her söylediğinde."
Haklı olmasaydım söylenmezdim, haklı olmasaydım onunla kavga etmezdim. Bunu bize yapmazdım.
Gözlerimi sırtından çekip başımı diğer tarafa çevirdim. Sessiz tepkimi hissetmiş olacak ki yataktan kalktı.
"Hyunjin!" Aşağıdan annemin sesi gelince yatağımdan kalktım. Ona döndüğümde ceketini aldığını ve önümden ilerlediğini gördüm. Arkasından odadan çıktığımda merdivenlerden indik.
Merdivenleri bitirdiğinde adımları duraksadığında görüş açımı kapatan sırtı yüzünden sağa kaydım. Yemek masasında oturan Jinhyeong'ı görmem ile gözlerimi yumdum.
"Ah sende mi uyandın Minho, hadi kahvaltı yapalım." diyen anneme baktım ters ters. Onların anlaşamadığını biliyordu, neden böyle bir şey yapıyordu?
Minho'nun yanından geçip Jinhyeong'ın yanına gittim. "Sevgilim, geleceğinden haberim yoktu." dedim.
"Kapıda seni bekliyordu, ben de birlikte kahvaltı yapalım diye çağırdım." diye cevap verdi annem.
Bugün akademiye gidecektim, o da basketbol klübüne. Dün akşam buluştuğumuzda birlikte dışarıda kahvaltı edeceğiz demiştik. Neredeyse unutmuştum. Eğer o gelmeseydi unuturdum.
"Annen teklif edince reddedemedim. Birlikte akşam yemeği yeriz biz de." dediğinde gülümsedim ve başımla onayladım.
"Hey, beyefendi dur bakalım orada." Anneme döndüğümde onun Minho'ya baktığını görmüştüm. "Kahvaltı edeceksin." dedi oldukça dominant bir ses ile. "Sonra dünün hesabını vereceksin."
"Anneme versem olmuyor mu?" dedi bıkkın bir ses ile Minho. Omuzlarını düşürmüştü, gözleri sadece anneme odaklanmıştı. Bana bakmamaya özen gösteriyordu.
Annem masadan bir sandalye çekip oturduğunda "Ben senin diğer annenim zaten." dedi.
Minho omuz silkti. "Kalmak istemiyorum, baş ağrımdan da ölüyorum zaten."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
15 dozen roses, hyunho
Fanfictionellerimden öptü, ellerimden. avuç içlerimden öptü. unutabilir misin şimdi? ben ölsem unutmam. |250123