"Hey, Beomgyu gel ve sende bir tekme vur hadi. Oradan izlemesi sıkıcı değil mi?"
"Beni ilgilendirmiyor." Duvara yaslanarak baktığı telefondan gözlerini çekmiş ve ona seslenen arkadaşına kısa bir süreliğine bakmıştı.
"Hadi ama sadece tek bir kişiye zorbalık yapmak sıkıcı değil mi?" Yere eğildi ve az önce güzelce benzettiği, şu anda da yerde acıdan kıvranan çocuğun çenesini eliyle sertçe kavradı. "Hem şu acınası ifadeye bir bak, zevkli değil mi?" Çocuğun yüzünü bıraktı ve ayağa kalkıp karnına bir tekme daha attıktan sonra Beomgyu'nun yanına ilerledi. O sırada yanlarında bulunan diğer bir arkadaşı Haruto konuştu takılır bir tonda.
"Dostum Minho, bilmiyor musun sanki, o sadece Kang Taehyun'a zorbalık yapmakla ilgileniyor." Haruto'nun omzuna koyduğu elini ittirdi ve küçümseyici gözlerle baktı Minho.
"Çok zevksiz bir seçim. Kang malına zorbalık yapmayacağım kadar iğreniyorum ondan."
"İşiniz bitti mi, öğle arası bitmek üzere ve ben daha sigaramı bile içemedim." Ona sorulan soruları duymazdan gelerek hırkasının şapkasını taktı ve etrafta biri var mı diye baktıktan sonra konuştu Beomgyu. Ellerini cebine soktuktan sonra arkadaşlarına döndü ve onlardan bir cevap bekledi.
Minho gözlerini devirdi. "Çok sinir bozucusun bunu biliyor muydun? Neyse gidelim hadi, canımı sıktınız. Zorbalık yapacak tat bırakmadınız bende." dedi ve diğer ikisini takmadan önden hızlıca ilerledi. Haruto ve Beomgyu ise omuz silkerek peşinden geldi.
Lisenin son sınıfı ve okuldaki çoğu öğrencinin bakmaya dahi korktuğu o üçlü. Choi Beomgyu, Lee Minho ve Watanabe Haruto. Öğretmenlerin, çoğu şeyi görmezden geldiği ve kâle almadığı bir okulda bu üçlü zevk alarak yaptığı zorbalık işinde başlarına bela almıyorlardı elbet.
Sadece gözlerine batan insanlara bulaşır, sessizce bir köşede döver bazenleri de toplum içinde psikolojik şiddet uygarlarlardı. Onlarında okulda bulaşmadığı tipler vardı tabii fakat kimse aradaki bu husumeti körükleyecek bir davranış yapmıyor, bu minik ateşkesi bozmak için adım atmıyordu. Ki bu huzurun sağlanması için gerekliydi.
Bu üçlünün arasında bir istisna da vardı üstelik. Choi Beomgyu, sadece Kang Taehyun'a zorbalık yapıyor, başka kimseye elini dahi sürmüyordu. Arkadaşları başkalarına sataşırken dahi o sadece kenarda izleyici oluyor ve gördüklerine burun kıvırarak bakıyordu. Kimseyi durdurma veya gazlama gibi bir uğraşta sergilemiyor, sadece bir an önce bitsin ve tüm bu gürültüden kurtulayım derdinde oluyordu.
Öğle arası zorbalıklarını bitirmiş ve herkesin çoktan yemeğini bitirdikleri bir saatte okulun çatısına çıkmışlardı. Beomgyu her zaman geçtiği köşeye gidip orada bulunan sandalyelerden birini çekip oturmuştu. Minho ve Haruto'da, Beomgyu'ya biraz yakın bulunan yerlerine geçmiş ve yaktıkları sigaranın keyfini sürmeye başlamışlardı.
Beomgyu kolunu kaldırdı ve saatine baktı. Saat 13.17... İki dakika geç kalmıştı. Göz devirdi ve sigarasını yakmadan önce üç dakika daha bekledi. Beklediği süre boyunca gözleri çatının kapısından ayrılmamıştı ve süre sonucunda kapı açılmamıştı. Sinirlendi ve hızlıca sigarasını çıkarıp içmeye başladı.
"Biz iniyoruz, içtikten sonra gelirsin sınıfa." Kapıya doğru giderken konuştu Haruto. Beomgyu ise kafasını onaylamak mabında salladıktan sonra geriye yasladı ve gökyüzüne bakarken ağzında tuttuğu dumanı dışarıya bıraktı. Elindeki zehirli çubuk bittiğinde ise kenara fırlattı ve oturduğu yerden ayaklandı. Tekrar saate baktı, 13.25, zile son beş dakika.
Kapıya ilerlediği vakit kapı aniden açıldı ve nefes nefese kalmış kızıl bir çocuk geldi, Kang Taehyun... Ellerini dizlerine koymuş nefeslenirken Beomgyu ona ters bir şekilde bakıp kapıya doğru ilerledi ve konuşmak üzere ona bakan çocuğun önünde durdu.
"Bugünlük-" Onu dinlemeden yanından geçip gidecekti fakat kolundan tutulduğu için durdu. Kafasını eğdi ve ona dokunan ele baktı. "Sadece bugünlük görmezden gel." Beomgyu bileğine tutunan eli nazikçe ittirdi ve Kang Taehyun'un omzundan tutup kulağına eğildi.
"Sana zaten yeterince zaman tanıdığımı sanıyordum." Kulağının yanından çekildi ve gözlerini, kulağına fısıldadığı an içi giden kızılın kahvelerine kilitledi. "O zaman sende bugünlük görmezden gel." Eliyle bir iki kez omzunu patpatladı ve kızılın yanından ayrıldı Beomgyu.
Taehyun gözlerini kapattı ve başını geriye attı. Derin bir nefes verdi ve elini saçlarından geçirdikten sonra Beomgyu'nun peşinden aşağıya indi. Beomgyu'nun peşi sıra sınıfa girdiğinde görebileceği şeyleri öncesinden hayal edebiliyordu. Bir takım zorbalıklar... Beomgyu'nun, Taehyun'dan başkasına dokunmadığı gerçeği sadece tek bir şeyle değişebilecek bir durumdu. O da ikilinin arasında koyulan kuralların bozulması.
Taehyun, Beomgyu'nun söylediği vakitte yanında olmalıydı. Eğer bu tam vaktinde gerçekleşmezse Beomgyu, fırtına öncesi sessizliğini bozar ve ortalığı ayağa kaldırırdı. Herkesin korktuğu şey de buydu. Bunun gerçekleşebilme olasılığı.
Choi Beomgyu'yu sonradan tanıyanların bilmediği bir şey vardı. Minho ve Haruto'nun dahi bilmediği. Beomgyu döneminin en büyük kaos kralıydı. Gözü döndüğünde birini öldürecek kıvama bile gelebilirdi. Bunu yaşayan kimsenin olmaması olmayacağı anlamına gelmese bile. Tabii hayatına bir Kang Taehyun girdikten sonra olanlar ayrı bir boyuta geçmişti.
Okula bir kurtarıcı gibi gelen Taehyun, herkesi Beomgyu'dan koruyan bir anahtar niteliğindeydi. Tabii aralarında ne geçtiğini o ikili dışında asla kimse bilmiyordu fakat bir şey vardı ki artık okul katlanılabilir bir hale gelmişti. Her ne kadar öğrencilerin Taehyun'u bu şekilde öne atmaları bencillik olsa da bu yolu seçende Taehyun'du.
Taehyun'un kafasındaki oluşan kötü senaryolar ve bu senaryoları nasıl baştan yazabileceği hakkındaki düşüncelerini dağıtan şey Beomgyu'nun hiçbir şey yapmadan sırasına oturmasıydı. Bu durumu garip karşılayıp o da kendi sırasına geçti ve her an bir şey yapabilecek olma olasılığı ile gözlerini ona dikti. Aynı hizada oturduğu ve ona olan keskin ve yakıcı bakışları hissetiği halde Beomgyu hiç oralı olmamış ve bir elini yumruk şekilde çenesine dayayarak bir süre önce gelen öğretmeni dinlemeye başlamıştı.
Kilit, anahtarı kabul etmemişti, kapalı kapı ardında neler döneceği ise anahtar deliğinin ötesinden görülebilecekti ancak. Bu durumdan zararlı çıkan faciayı kapı ardında tutan kilit mi olacaktı yoksa olacakları izlemekle kalacak olan anahtar mı...
--.--.--.--.--
Kafamda bişiler tasarladım hayal ettim falan ama bölümü okuyunca ergence geldi xksjozjsoaks
Cringe duruyorsa sorry :((
Bayyyy
*Önemli not!
Soran çok oluyor ondan not düşmeliyim diye düşündüm.Beomgyu seme değil, öyleymiş gibi durduğundan seme gibi anlaşılmış sjxhsijxks
Yeni okuyan kişiler için bu bilgiyi vermeliyim dedim... (Aslında hikaye açıklama yerinde yazıyor bu bilgi 😔)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pacify Her || taegyu
FanfictionBeni kurtarmak mı? Zorbalık yapmaktan mı ya da gözü dönmüş o canavarı sakinleştirmeye çalışarak mı? Güldürme beni Kang, bir canavarı geçmişinden kurtaramazsın. ... [düz yazı] semetae - ukebeom 040323 - 090723