Yin ve Yang... Hani hep şu iyinin kötüsü, kötünün iyisi tarzı yaptıkları açıklamayı sembolize eden isimler... Özetlemek gerekirse hiçbir duygunun saflıktan gelmediği, hepsinin birbirini doğurduğu bir hisler bütünü. Bu durumda bahsedilen ise denge kavramıdır. Peki ya dengeyi sağlayan, iki karşıtlığı ayıran o ince çizgide duran nedir?.. Niyetin ta kendisidir. Hayatta belli bir doğrultuda bulundurulan niyete göre şekillenir insan ve seçer tarafını. Suskunluk veyahut intikam bunların başlıca örnekleridir aslında. Acıdan doğan öfkenin ortaya çıkardığı düşüncelerin ne şekilde ilerleyeceğidir bir nevi.
Uzun zamandır gerçek hislerini ve düşüncelerini kendine saklayıp, büyük zorluklara rağmen tamamen başka birine dönüşmeyi başaran Beomgyu'nun yıkılabilmesi sadece iki ismi duymasıyla sarsıldığı an bunun ne kadar kolayca olabileceği gösterilmişti. Beomgyu olduğunun tam tersine dönüşmüştü, dönüşmek zorundaydı da. İçinde barındırdığı ve gittikçe bir canavar gibi büyüyen o intikam arzusunu bastıramadığı her dakika, eski benliğini kaybettiğini hissettiriyordu ona. Hoş, o zaten eski Beomgyu olmak istemiyordu. Kim elde ettiği tahtı bırakıp rezil rüsva hayatına dönmek, tekrar aynı acıları gün yüzüne çıkarıp kendini dipsiz bir çukura atmak isterdi ki? Beomgyu kesinlikle istemiyordu bunu.
Göğsünü açıkta bırakan gömleğini önünde birleştirerek sınıftan ayrıldığında nereye gideceğini bilmiyordu, o an aklında sadece sessiz bir yere gitme ihtiyacı vardı. Aklındaki o kaosu sonlandırmak istiyordu. Bir süre boş koridorlarda koşuşturup durdu ve kendini, hep gittiği, kullanılmayan bir sınıfta buldu. Sınıfa girip kendini bir sıraya bıraktığında boğazına kadar çıkan o ağlama hissi onu o kadar nefessiz bırakıyordu ki üzerindeki gömleği çıkarmak onu rahatlacak bir şey bile değildi. Başına gelenlerden sonra kendini şimdiye kadar iyi toparladığını sanıyordu ama geçmişini hatırlatıp nöbet geçirecek kadar travma yaratan o isimleri duyması hiç bir adım ilerleyememiş hissini yaratmıştı onda. Dehşete düşmüştü.
Yeonjun ve Soobin... İkilinin yüzünün aklına sürekli geldiği yetmiyormuş gibi asla aklından da çıkmıyordu. Bu Beomgyu'yu delirtecek bir kıvama getiriyor kendini öldürmek isteyecek bir sebebe sürüklüyordu. Tüm bu şeyleri içinde tutmakta zorlanması bir yana yaşadığı bu gerçekleri bir kişinin hatta belki başka birilerinin daha öğrenmiş ve öğreniyor olabilecek olmaları Beomgyu'yu fenalaştırıyordu.
Oturduğu sırada rahat edemeyip tahtanın önünde yere çökmüş kendine zarar vermekten kaçınmaya çalışıyordu. Sakinleştirici ilaçları yanında değildi ve panik atak belirtileri kendini gösteriyordu. Kendini tutuyordu, o kadar çok tutuyordu ki gözleri kararıyordu artık. Bir süre sonra bayıldığı esnada gözü kapanırken hissettiği son şey ise sol gözünden akan bir damla gözyaşıydı.
Bazen yalanlara katlanabilirdi bir insan özellikle o yalan en yakınından gelince. Bir defa, iki defa olur biter diye düşünür bir şekilde unuturdu, kıyamazdı bir kere ona. Ama ihanet, buna katlanmak ne kelime, buna gelinemezdi bile. Hiç beklemediğin bir anda sırtından bıçaklandığında insan hele ki bunu yapan ona hep bir şans verdiği pek sevdiği yakınıysa nefretten öyle gözü dönerdiki verdiği sevgi bir anda kararır ve kine dönüşürdü. Artık güvende kalmazdı ortada yakınlıkta. Düşmancıl bakışlar kazanırdı sadece gözler birbirine her çarptığında.
Birkaç dersin ardından hala sınıfa geri dönmeyen ve ortalıkta gözükmeyen Beomgyu'yu merak eden Taehyun belli etmemeye çalışsa da oldukça endişelenmişti. Aynı şekilde zorba bir ikili olsada Minho ve Haruto'da merak etmişlerdi Beomgyu'yu. Günün sonunda arkadaşlardı sonuçta. Bu sebeple sanki öncesinden anlaşmış gibi çalan teneffüs zilinde aynı anda ayaklanmış sınıfın kapısına ilerlemişlerdi.
"Öldü kaldı kesin bir yerde bu." Minho patavatsızca konuştuğunda Haruto bu lafına kızdığını belli ederek ensesine vurdu. Minho somurtarak ensesini ovarken değişik mırıltılar çıkarmaya başladığında Haruto onu takmadı ve bir kolunu Taehyun'un omzuna atarak onunla yürümeye devam etti. "Aslında fena çocuk değilsin, Beomgyu neden sana eziyet ediyor bir fikrim yok. Bildiğim kadarıyla tamda onun tipisin ama Beomgyu değişik biri, ne yapacağını kestiremiyorsun." Haruto samimiyetini belli ederek konuştuğunda kolunu indirmiş ve kızıl olanın vereceği tepki veya cevabı görmek için yandan yüzüne bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pacify Her || taegyu
FanfictionBeni kurtarmak mı? Zorbalık yapmaktan mı ya da gözü dönmüş o canavarı sakinleştirmeye çalışarak mı? Güldürme beni Kang, bir canavarı geçmişinden kurtaramazsın. ... [düz yazı] semetae - ukebeom 040323 - 090723